11 Ağustos 2021 Çarşamba

Gökyüzü Dansı 2 (Kelime Oyunu 37)


Resim:Larisa-K(Pixabay)


      Merhaba arkadaşlar. Bu haftanın kelimelerini ben veriyorum. Kelimeler: inci, merdiven, çiçek, ses, sonsuzluk 

Önceki öykümü buradan okuyabilirsiniz.


Umara nefesini tutup derinlere gömülen kızın ardından yüzdü. Elini tutup onu yukarı çekti. Geminin biraz uzağında yüzeye çıktılar. Kızı baygın gören insanlar hemen yardım için koştu. Artan kalabalığı gören Umara hiç istemese de gözden kayboldu. Yeterince olaya sebep olduğunu düşünüyordu.

 Tsina gözlerini hastanede açtı. En son gökyüzünde dans ederken denize düştüğünü hatırlıyordu. Şaşkınlık içinde doğruldu. Ailesi onun iyi olduğunu görünce sevinmişti. Tsina o gencin kim olduğunu, nereye kaybolduğunu merak ediyordu. Gemideki konuklar her şeyi yaymasa Tsina belki de hayal gördüğünü sanabilirdi. Misafirlerden biri olayı kameraya çekip basına sızdırmıştı bile. Ailesi de şaşkındı, o yabancının kim olduğunu sordular. Tsina onu ilk kez gördüğü konusunda onları ikna etmeyi başarmıştı fakat televizyonda görüntüleri tekrar izleyince saçını başını yolmaya başladı. Aniden popüler bir isim haline gelmişti. Hastaneden gizlice çıkmak zorunda kaldılar.

“Off, şu olanlara inanamıyorum. Yalnızlıktan çok şikayet ettiğim için başıma gelen bir ceza olmalı bu,” diye söylendi Tsina. Yine de dans ederken hissettiği mutluluğu, özgürlük hissini unutamıyordu. O an, hiç bitmeyecek gibi gelmişti. Koyu saçlı, ela gözlü genci tekrar görmek istiyordu ama bunu nasıl olacağını merak ediyordu.

Koşarak havuzlu, büyük villanın merdivenlerinden aşağı inerken annesi tepki gösterdi. “Bir hanımefendi gibi sakin ve zarifçe hareket etmelisin. Neredeyse evlenecek yaşa geldin. Unutma dünyaca ünlü müzisyen Paruna Bey yurtdışından döner dönmez seni oğluna istemeye gelecek. Zaten dünkü olay yüzünden yeterince rezil olduk.”

“Onun o sevimsiz oğlunu reddediyorum!” diyerek koşmaya devam etti kız. Annesi arkasından seslense de umursamadı. Evin boğucu atmosferinden kurtulup kendini dışarı attı. Şimdi ayaklarının altındaki şehri izliyordu. Tepenin başındaki korkuluklara dayanmıştı, rüzgar saçlarını savuruyordu. Çevresi sürekli onu olmak istemediği bir insana dönüştürmeye çalışırken mutlu olması zordu. Saçındaki çiçekten tacı çıkarıp aşağı fırlattı, sonra gösterişli küpeleri ve inci kolyesini de fırlattı. Kalabalıklar içinde hep yalnız kalmış biriydi. Onu anlamaya çalışan ya da gerçekten arkadaşı olabilecek kimse yoktu.

O sırada bir kalabalığın villaya doğru akın ettiğini gördü. Meraklı insanlar ve haberciler evini de öğrenmişlerdi. Tsina onlara yakalanmadan önce aksi yönde koşmaya başladı. Rahatça koşabilmek  için ayakkabılarını çıkarıp attı. Bu insanların başına daha ne kadar bela olabileceğini merak ediyordu. Eteğinin yere değen uçlarına, omzundan bileğine kadar uzanan şifon kumaşa takılan çalılara aldırmadı. Ormanın içine kadar koştuğunda nefes nefese kalmış, izini de kaybettirmişti. Düştüğü hal yüzünden sinirden gözleri sulandı. Umutsuzluk içinde ağaçlardan birine yaslandı.

“Neden ağlıyorsun?” Tsina sesi duyunca irkildi ve hızla yukarı baktığında bir gün önce dans ettiği genci gördü. Umara ağacın dalında oturuyor ve gülümsüyordu. Tsina onun sesini ilk kez duyduğunu fark etti. Dün gece hiç konuşmadan bile birbirlerini gayet iyi anlayabildiklerini düşündü. “Neden olacak senin yüzünden!” Onu suçlamak istemese de şu an gergindi ve sinirini bir şekilde çıkarması gerekiyordu. “Ah, dünkü mesele olmalı. Başını derde soktuğum için üzgünüm,” dedi Umara. Üzgün olduğunu söylese de hala gülümsüyordu. “Nesin sen böyle? Yaptıklarınla ilgili bir açıklama bekliyorum. Sayende başıma gelmeyen kalmadı,” dedi Tsina ve hırsla yürümeye başladı. Umara da ağaçtan atladı, onun yanına koştu. “Ne olduğumun bir önemi var mı? Sadece sana yardım etmek istemiştim. Çünkü çok üzgün görünüyordun. Gerçi hâlâ öyle görünüyorsun.”

“Ahh!” Tsina ayakkabılarını çıkardığını unutmuştu. Ayağına büyük bir diken batınca bağırdı. Eğilip dikeni çıkardı ama yere basamıyordu. Yardım istemeye de hiç niyeti yoktu. Sekerek ilerlemeye çalışırken Umara bir anda onu tutup kucağına aldı. “Çok inatçısın hanımefendi.”

“Bırak beni. Hem sen beni mi takip ediyorsun?”

“Evet, nasıl olduğunu merak ettiğim için uzaktan izledim her şeyi.”

Kızın daha fazla ağzını açmasına fırsat vermeden Umara yine gökyüzüne doğru yükseldi. “Merak etme, bu sefer bizi görünmez yapmayı unutmadım.” Umara süzülürcesine yavaş yavaş yükseliyordu. Sonunda durdu ve Tsina’ nın ellerini tutarak onu indirdi. Kız yine ayaklarının altından parıltılar çıktığını fark etti. Havada böyle asılı durmak gerçek olamayacak kadar mükemmeldi. Yine de düşmekten korktuğu için Umara’ nın ellerini sıkıca tutuyordu. Umara içtenlikle gülümsedi. “Dansımız yarım kalmıştı,” dedi zarifçe eğilerek. İkisinin de üzerinde bir gün önceki kıyafetler belirdi, hatta gemideki aynı müzik çalmaya başladı. Tsina yine Umara' yı reddedemedi ve ikisine sonsuzluk gibi gelen bir süre boyunca dansa devam ettiler.


19 yorum:

  1. Aa başka detaylar da eklemişsin. Tsina ve Umara'yı shipledim ben. Belki yeni bir bölüm gelir çünkü tam sona ulaşmamış gibi görünüyor, benim de bu tarz öykü yazasım geldi ya ahaha. :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok az ekledim detay. 😀 Devam etmem artık galiba, gerisi hayal gücüne kalsın Mervecim. :) Sen de yaz tabi, güzel olur. Keşke blog yazmaya başlasan sen de. Güzel paylaşımlar yapacağına eminim. :)

      Sil
    2. Bak herkes devam istiyor. :P

      Sil
  2. devamı da güzeldi, gizemli kaldı, anlamadık bu umara kimdir nedir ama o da tsina da şeker gibiydi. ne güzel dans o öyle :) azaka ne amaa kiii :) belki ilerde buna bir devam düşünürsün :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umara söylemiyor kim olduğunu. 😝 Beğenmene sevindim Deep ama devam etmem burada bitsin. :))

      Sil
    2. heey, başını derde soktuğum için üzgünüm dedi azaka, azaka değil umara olcak de miiii :)

      Sil
    3. Evet, rezillik, düzelttim. Dalgınım demek ki. 😀

      Sil
    4. olur öylee. sıcaktan ve ülke sorunlarından hepimiz dalgınız durgunuz ki :)

      Sil
  3. seçtiğin kelimeler de hoş :)

    YanıtlaSil
  4. Güzel yorumun için teşekkür ederim. 😀 Sade bir dil kullanmamın nedeni öyküye fazla vakit ayıramayacak olmamdı. Kafam hep yazdığım romanda olunca buna odaklanamayacağımı düşündüm. O yüzden kısa, sade olsun istedim. :) Devamı gelir mi bilmiyorum hiç. :))

    YanıtlaSil
  5. Kelimeler ve yazı şahane emeğine sağlık😍

    YanıtlaSil
  6. Çok tatlıydı. Umarım Tsina yalnız olmadığını bilip bizim arkadaşlığımızı kabul eder. Umara ise gönlümüzde en güzel köşeyi kaptı. Ellerine sağlık. Tebessüm ederek okudum tüm yazıyı. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumun için teşekkür ederim, öyküyü ve karakterleri beğenmene sevindim. :))

      Sil
  7. Romantizmin doruklarında bitti :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biraz öyle oldu. :) Güya komedi yazacağım diye başlamıştım, romantizme döndü. 😀

      Sil
  8. Kelimelere ne kadar da yakışmış öykün.))) Kalemine sağlık.

    YanıtlaSil

Drizzt Efsanesi 13. Kitap (Kılıçlar Denizi)

   Drizzt Serisi'nin elimdeki son kitabını okudum. Bu bölümde yine bir yolculuğu okuyoruz. Drizzt ve diğerleri yakın dostları için bir k...