Resim:Larisa-K(Pixabay)
Merhaba arkadaşlar. Bu haftanın kelimelerini ben veriyorum. Kelimeler: inci, merdiven, çiçek, ses, sonsuzluk
Önceki öykümü buradan okuyabilirsiniz.
Umara nefesini tutup derinlere gömülen kızın ardından
yüzdü. Elini tutup onu yukarı çekti. Geminin biraz uzağında yüzeye çıktılar. Kızı
baygın gören insanlar hemen yardım için koştu. Artan kalabalığı gören Umara hiç
istemese de gözden kayboldu. Yeterince olaya sebep olduğunu düşünüyordu.
Tsina gözlerini
hastanede açtı. En son gökyüzünde dans ederken denize düştüğünü hatırlıyordu.
Şaşkınlık içinde doğruldu. Ailesi onun iyi olduğunu görünce sevinmişti. Tsina o
gencin kim olduğunu, nereye kaybolduğunu merak ediyordu. Gemideki konuklar her
şeyi yaymasa Tsina belki de hayal gördüğünü sanabilirdi. Misafirlerden biri
olayı kameraya çekip basına sızdırmıştı bile. Ailesi de şaşkındı, o yabancının
kim olduğunu sordular. Tsina onu ilk kez gördüğü konusunda onları ikna etmeyi
başarmıştı fakat televizyonda görüntüleri tekrar izleyince saçını başını yolmaya
başladı. Aniden popüler bir isim haline gelmişti. Hastaneden gizlice çıkmak
zorunda kaldılar.
“Off, şu olanlara inanamıyorum. Yalnızlıktan çok şikayet
ettiğim için başıma gelen bir ceza olmalı bu,” diye söylendi Tsina. Yine de dans
ederken hissettiği mutluluğu, özgürlük hissini unutamıyordu. O an, hiç
bitmeyecek gibi gelmişti. Koyu saçlı, ela gözlü genci tekrar görmek istiyordu
ama bunu nasıl olacağını merak ediyordu.
Koşarak havuzlu, büyük villanın merdivenlerinden aşağı
inerken annesi tepki gösterdi. “Bir hanımefendi gibi sakin ve zarifçe hareket
etmelisin. Neredeyse evlenecek yaşa geldin. Unutma dünyaca ünlü müzisyen Paruna
Bey yurtdışından döner dönmez seni oğluna istemeye gelecek. Zaten dünkü olay
yüzünden yeterince rezil olduk.”
“Onun o sevimsiz oğlunu reddediyorum!” diyerek koşmaya
devam etti kız. Annesi arkasından seslense de umursamadı. Evin boğucu atmosferinden
kurtulup kendini dışarı attı. Şimdi ayaklarının altındaki şehri izliyordu.
Tepenin başındaki korkuluklara dayanmıştı, rüzgar saçlarını savuruyordu.
Çevresi sürekli onu olmak istemediği bir insana dönüştürmeye çalışırken mutlu
olması zordu. Saçındaki çiçekten tacı çıkarıp aşağı fırlattı, sonra gösterişli
küpeleri ve inci kolyesini de fırlattı. Kalabalıklar içinde hep yalnız kalmış
biriydi. Onu anlamaya çalışan ya da gerçekten arkadaşı olabilecek kimse yoktu.
O sırada bir kalabalığın villaya doğru akın ettiğini gördü.
Meraklı insanlar ve haberciler evini de öğrenmişlerdi. Tsina onlara
yakalanmadan önce aksi yönde koşmaya başladı. Rahatça koşabilmek için ayakkabılarını çıkarıp attı. Bu
insanların başına daha ne kadar bela olabileceğini merak ediyordu. Eteğinin
yere değen uçlarına, omzundan bileğine kadar uzanan şifon kumaşa takılan çalılara
aldırmadı. Ormanın içine kadar koştuğunda nefes nefese kalmış, izini de kaybettirmişti.
Düştüğü hal yüzünden sinirden gözleri sulandı. Umutsuzluk içinde ağaçlardan
birine yaslandı.
“Neden ağlıyorsun?” Tsina sesi duyunca irkildi ve hızla
yukarı baktığında bir gün önce dans ettiği genci gördü. Umara ağacın dalında
oturuyor ve gülümsüyordu. Tsina onun sesini ilk kez duyduğunu fark etti. Dün
gece hiç konuşmadan bile birbirlerini gayet iyi anlayabildiklerini düşündü. “Neden
olacak senin yüzünden!” Onu suçlamak istemese de şu an gergindi ve sinirini bir
şekilde çıkarması gerekiyordu. “Ah, dünkü mesele olmalı. Başını derde soktuğum
için üzgünüm,” dedi Umara. Üzgün olduğunu söylese de hala gülümsüyordu. “Nesin
sen böyle? Yaptıklarınla ilgili bir açıklama bekliyorum. Sayende başıma gelmeyen
kalmadı,” dedi Tsina ve hırsla yürümeye başladı. Umara da ağaçtan atladı, onun yanına
koştu. “Ne olduğumun bir önemi var mı? Sadece sana yardım etmek istemiştim.
Çünkü çok üzgün görünüyordun. Gerçi hâlâ öyle görünüyorsun.”
“Ahh!” Tsina ayakkabılarını çıkardığını unutmuştu. Ayağına
büyük bir diken batınca bağırdı. Eğilip dikeni çıkardı ama yere basamıyordu.
Yardım istemeye de hiç niyeti yoktu. Sekerek ilerlemeye çalışırken Umara bir
anda onu tutup kucağına aldı. “Çok inatçısın hanımefendi.”
“Bırak beni. Hem sen beni mi takip ediyorsun?”
“Evet, nasıl olduğunu merak ettiğim için uzaktan izledim her
şeyi.”
Kızın daha fazla ağzını açmasına fırsat vermeden Umara yine
gökyüzüne doğru yükseldi. “Merak etme, bu sefer bizi görünmez yapmayı
unutmadım.” Umara süzülürcesine yavaş yavaş yükseliyordu. Sonunda durdu ve Tsina’
nın ellerini tutarak onu indirdi. Kız yine ayaklarının altından parıltılar
çıktığını fark etti. Havada böyle asılı durmak gerçek olamayacak kadar mükemmeldi.
Yine de düşmekten korktuğu için Umara’ nın ellerini sıkıca tutuyordu. Umara
içtenlikle gülümsedi. “Dansımız yarım kalmıştı,” dedi zarifçe eğilerek. İkisinin
de üzerinde bir gün önceki kıyafetler belirdi, hatta gemideki aynı müzik
çalmaya başladı. Tsina yine Umara' yı reddedemedi ve ikisine sonsuzluk gibi
gelen bir süre boyunca dansa devam ettiler.
Aa başka detaylar da eklemişsin. Tsina ve Umara'yı shipledim ben. Belki yeni bir bölüm gelir çünkü tam sona ulaşmamış gibi görünüyor, benim de bu tarz öykü yazasım geldi ya ahaha. :D
YanıtlaSilÇok az ekledim detay. 😀 Devam etmem artık galiba, gerisi hayal gücüne kalsın Mervecim. :) Sen de yaz tabi, güzel olur. Keşke blog yazmaya başlasan sen de. Güzel paylaşımlar yapacağına eminim. :)
SilBak herkes devam istiyor. :P
Sildevamı da güzeldi, gizemli kaldı, anlamadık bu umara kimdir nedir ama o da tsina da şeker gibiydi. ne güzel dans o öyle :) azaka ne amaa kiii :) belki ilerde buna bir devam düşünürsün :)
YanıtlaSilUmara söylemiyor kim olduğunu. 😝 Beğenmene sevindim Deep ama devam etmem burada bitsin. :))
Silheey, başını derde soktuğum için üzgünüm dedi azaka, azaka değil umara olcak de miiii :)
SilEvet, rezillik, düzelttim. Dalgınım demek ki. 😀
Silolur öylee. sıcaktan ve ülke sorunlarından hepimiz dalgınız durgunuz ki :)
Silseçtiğin kelimeler de hoş :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim. 😊
SilGüzel yorumun için teşekkür ederim. 😀 Sade bir dil kullanmamın nedeni öyküye fazla vakit ayıramayacak olmamdı. Kafam hep yazdığım romanda olunca buna odaklanamayacağımı düşündüm. O yüzden kısa, sade olsun istedim. :) Devamı gelir mi bilmiyorum hiç. :))
YanıtlaSilKelimeler ve yazı şahane emeğine sağlık😍
YanıtlaSilTeşekkür ederim. 😊
SilÇok tatlıydı. Umarım Tsina yalnız olmadığını bilip bizim arkadaşlığımızı kabul eder. Umara ise gönlümüzde en güzel köşeyi kaptı. Ellerine sağlık. Tebessüm ederek okudum tüm yazıyı. :)
YanıtlaSilGüzel yorumun için teşekkür ederim, öyküyü ve karakterleri beğenmene sevindim. :))
SilRomantizmin doruklarında bitti :)
YanıtlaSilBiraz öyle oldu. :) Güya komedi yazacağım diye başlamıştım, romantizme döndü. 😀
SilKelimelere ne kadar da yakışmış öykün.))) Kalemine sağlık.
YanıtlaSilTeşekkür ederim, beğenmene sevindim. 😊
Sil