30 Ocak 2023 Pazartesi

Gecenin Öteki Yüzü (Kitap)

  



 Yazarı ilk kez okudum. Kitap dört öyküden oluşuyor, en çok ilk öyküyü sevdim. Kanı Unutma isimli ilk öyküde bir kadın geçmişte ne sıkıntılar çektiklerini, geçimlerini sağlamak için gençlerin sünger toplamak için dalış işine girdiği ve bir kısmının ölü olarak döndüğünü anlatıyor. Etkileyici bir hikayeydi. Anlatım tarzı olarak bana biraz İnce Memed'i hatırlattı. Konuşma dilinde yazılmış diyaloglar dokunaklı ve düşündürücüydü. Diğer üç öykü de hayatın içinden bir şeyler anlatıyor. Genel olarak sefalet, yalnızlık içindeki insanlar konu edilmiş. Yazarın gözlem gücü ve karakter analizleri iyiydi, yine de nahoş bulduğum kısımlar oldu. Öykülere genel olarak bir durağanlık hakim, biraz sıkıldığım oldu açıkçası.


  İşte akan sol gözümün ağıtını öyle tek başıma toprakta yaktım.

 Oysa ben, kendi yerinde ölmenin insana daha kolay geleceğini düşündüm üç gün üç gece.

 Gönlümü kara bulut denli boğuntuya, kusturucu bulantıya saran o onmaz koku, yaşından aşırı kahır çekmiş dertli İnce İbrahim'in deşilen ömür uruydu.

  Annesi çok sıkılıyor olmalıydı. Belki o da kendisi gibi sözsüz, gülmesiz, güneşsiz bir yerde büyümüş; onun da babası kendi babası gibi sadece bir resime ve hep bir duvara asılı durmuştu.


28 Ocak 2023 Cumartesi

Kitap Alışverişim 2 (2023)

 


 Bu seferki alışverişim biraz farklı oldu. İnstagramda @kitapsatis_ofisi hesabından çok uygun fiyata bu kitapları aldım. Kitap mezatına katılmak da ilginç oldu, günlük paylaşılan kitaplara fiyat teklifi veriyoruz ve son teklifi veren kazanıyor. :) Böylece normalde pahalı olan ya da baskısı tükenmiş kitapları uygun fiyata alabiliyoruz. Ben 4 kitap için 42 tl ödedim satıcıya, sadece kargo ücreti kargocuya ödeniyor. Kitaplar iyi durumdaydı, beğendim.

 Kişisel gelişim ve sağlık konusunda bu tarz kitaplar denk gelince almak istedim, normalde pahalılar. Sadece anneler için değil herkes faydalanabilir bence. Diğer iki kitabı da merak etmiştim, farklı kitaplar okumak iyi geliyor. :) 

 

25 Ocak 2023 Çarşamba

Derin Mavi (Kitap)

 


 Sevgili Deeptone'un kitabını okudum. Kitap şiirlerden ve öykülerden oluşuyor. Şiirleri tatlıydı, duygusaldı, sempatikti. :)) Bazı kısımlar çok hoşuma gitti. Hikayeleri ise komik, esprili ve hayatın içinden. Günümüz insanlarının alışkanlıkları, hayallerine dair komik tespitler var. Kısa kısa, bir çırpıda bitiyor. Bildiğimiz deeptone tarzı. :)) Ben yine de blogda paylaştığı fantastik öyküler gibi öyküler beklemiştim biraz. :) 


an geliyor

gecenin mavi vurgununda

yüreğimdeki ateş 

gamze oluyor yüzüme

aşk kesiği düşlerim kanıyor

bakamıyorum aynaya

sen parlamalısın çünkü gözlerimde


bir adam vardı

çöp kutularından pet şişe topluyordu

burkup ezip torbasına atıyor

bir kilo pet şişe ancak

bir simit bir çay ediyormuş


Hayat bu değil midir? Çeşitli bahanelerle kendimizi motive etmek, hayatı her gün yeniden sevmek, içimizin temizlenmesi.


23 Ocak 2023 Pazartesi

Yaz Rüzgârı (Kitap)

 


 Yazarın kitaplarına çok denk geldiğim için tarzını merak ediyordum. Kitapları pahalı olduğundan ve beğeneceğimden emin olmadığımdan satın almak yerine kütüphaneden yazarın bu kitabını seçtim.

 Radyo programı sunan Nora herkese ailevi konular hakkında tavsiyeler vermektedir. Bir gün geçmişteki uygunsuz fotoğrafları basına sızar ve çok eleştiri alır. Kısa süre sonra kaza yapar ve yıllardır görüşmediği kızı ona bakma bahanesi ile yanına gelir, birlikte eski evlerine gidip orada yaşamaya başlarlar. Annesinden nefret eden ve farklı bir amaçla yanında olan Ruby zamanla annesini daha iyi anlamaya başlar. Konuştukça birbirlerini daha iyi tanırlar. Bazı şeylerin göründüğü gibi olmadığı ortaya çıkar. Ruby yıllar önce kalbini kırdığı çocukluk aşkı ile de yüzleşmek zorunda kalır.

 Yazarın dili sade ve akıcı ama bu konuyu sevmemi sağlamadı. Karakterler ve yaşam tarzları hiç bana hitap etmediği için kitaptan keyif alamadım. Kitap bana magazinsel hayatların yaşayandığı ve kimin elinin kimin cebinde belli olmadığı bizim dizileri anımsattı. Öncelikle Nora'yı tutarsız buldum, Ruby kaç yaşına gelmiş hala sorumsuzca davranıyor, bir yanlış başka yanlışla kapatılmaz. Çocukluk aşkı desen saçma bir hayat tarzına bulaşmış sonra içimde bir eksiklik var diyip dolanıyor. Herkes yanlışlar yapmış ama hep bahaneleri de var. O yüzden yazarın bakış açısını sevmedim, espriler de güldürmedi. Zaman zaman dramatik kısımlara yer verilmişti ama bu karakterler yüzünden bana  pek geçmedi. Sadece radyoya gelmiş olan mektuplar ve Nora'nın onlara vermiş olduğu cevaplar kısmını beğendim. Sonu da eh işte diyebileceğim şekilde bitti. Genel olarak bakınca benlik bir kitap değildi, atlaya atlaya okudum. Yazardan başka bir kitap okuyacağımı sanmıyorum.


17 Ocak 2023 Salı

Ahlâk Aynası (Kitap)

 


 Sevgili müfred'in hediye ettiği kitaplardan biriydi. :) Kitap güzel ahlakla ilgili kısa hikayelerden oluşuyor. İnsana çeşitli durumlar karşısında yol gösteriyor ve dersler veriyor. Yönetim, adalet, israf, cömertlik, misafirperverlik gibi pek çok konu ele alınmış. Bazı hikayelerden sonra da güzel açıklamalara yer verilmiş. Altını çizdiğim bazı yerler:


 Her işe girişirken "Ameller, niyetlere göredir" hadîs-i şerîfini gözetmek gerekir.

 Evet, takdir edilen rızkın her halükarda sahibini bulacağı malumdur. Ama akıllı olanın dünyada çabayı en yüksek seviyede tutması gerekir. 

 Af çoğu zaman olması gerekendir ve teşvik edilir. Ancak akıllı kimseler, her yerde affı uygun görmemiştir. Suçluya hak ettiği cezayı vermek gerekir.

Cahil dost hayırdan da şerden de gafildir. Ufacık bir şey yüzünden senin ölümüne sebep olur da haberin bile olmaz.

 Ecel gelmeden önce tövbe etmek için acele etmeyen genç, meyvesiz ağacı andırır.


14 Ocak 2023 Cumartesi

Gönül (Kitap)

 


 Kitabı alalı çok olduğu için zamanı geldi artık diye okumaya başladım. İlk sayfaların ardından kitap beni o kadar içine çekti ki bırakmak istemedim. Nedense kitabın ismi, kapağı ve arka kapak yazısı bende biraz önyargı oluşturmuştu. Acaba yasak aşk vb. bir şey mi çıkacak altından diye okumayı uzun süre erteledim. Ancak kitap beklediğimden çok farklı çıktı ve beni şaşırttı. Ana karakteri önce kadın sandım, erkekmiş.

 Kitabın çevirisi hakkında çevirmen önsüzünde düşülen şu not ilgimi çekti. "Denilebilir ki Türkçede "gönül" gibi gerekli anlam derinliğini haiz bir kelime bulunmasaydı, bu kitabın Türkçe başlığı "Kokoro" olarak kalabilirdi." Kitap 1914 yılında yayımlanmıştır, üç kısımdan oluşuyor. İlk ve son kısmı çok beğendim, ikinci kısımda hafif sıkılır gibi oldum. 

  Genç bir üniversite öğrencisi olan ana karakterimiz yüzmeye gittiği sıralarda 'hocam' diye hitap edeceği kişiyle karşılaşıyor. Bir süre sonra arkadaş oluyorlar ve genç, hocanın evini ziyaret etmeye başlıyor. İkili arasında pek samimiyet yok gibi görünse de sık sohbet etmeye başlıyorlar. Hoca garip bir adam, tam kapalı kutu ve karamsar biri. Hayata bakışındaki farklılık dikkat çekici. Karakterimiz de sürekli onun sözleri üzerine kafa yorup, onu anlamaya çalışıyor, sonra fark ediyor ki hocanın karısı da aynı dertten muzdarip. Hocanın eskiden böyle olmadığını, yavaş yavaş değiştiğini, ona ne olduğunu anlamadığını söylüyor. Buraya kadar olanlar birinci kısımdandı.

 İkinci kısımda ana karakterimiz memleketine dönüyor. Babası da rahatsız, o yüzden bir türlü ayrılamıyor oradan. Burada karakterin ailesini daha yakından tanıyoruz, bizim insanlarımızı hatırlatan bir yan da vardı. Sonra karakter uzun bir mektup alıyor ve üçüncü kısım bu mektuptan ibaret. Hoca kendi geçmişini uzun uzun anlatmış, değişiminin sebeplerini açıklamış.

 Yazarın kalemi harika, kitabın içine çekiveriyor insanı. Kitap sakin ilerlediği halde merakla okutuyor kendini. Okurken o  kadar çok yerin altını çizme ihtiyacı hissettim ki nereyi çizeceğimi şaşırdım. :) Yazarın cümleleri farklı tatlar bıraktı bende. Zaten kitap kendi hayatından da izler taşıyormuş, o yüzden böyle derin geldi bana galiba. Çok severek okudum, daha önce okumamış olduğuma üzüldüm. Uzak Doğulu yazarlar içinde kalemini en çok sevdiğim yazar oldu Natsume. Bu kitabı ancak ince düşünceli ve nazik biri yazmış olabilir diye düşündüm. Karakterlerin ruh dünyasını öyle incelikle anlatıyor ki şaşırıp kalıyorsunuz. Kitapta hareketlilik arayanlar sıkılabilir ama o cümlelerin verdiği tat çok ayrı. O yüzden sonuna kadar okunmayı hak ediyor. Sonunda hoca karakterinin neden böyle bir ruh hali içinde olduğunu gayet iyi anladım. Başkası yazmış olsa belki sıradan gelecek bir konu ama kelimelerin gücü kendini fazlasıyla hissettiriyor. O yüzden herkese tavsiye ederim. Çevirmen de çok iyi bir iş çıkarmış.


 Eğer bir şekilde hocam, kendisine yönelik bu ilgimin onun üzerinde bir araştırma yapma amacı gütmemden kaynaklandığı hissine kapılsaydı, affı asla mümkün olmayacak bir durumda, aramızdaki samimiyet bağı kopuverirdi galiba.

 Hocamın güzel aşkının altında korkunç bir trajedi yatmaktaydı. Bu trajedinin hocama nasıl bir ıstırap verdiğinden hanımefendi bihaberdi.

 "Vaktinde dizimin dibinde el pençe divan durdunuz; sonradan başımı ayaklarınız altına almak isteyeceksiniz. Ben yarınki hakaretinize uğramamak için bugünkü takdirinizden feragat etmeyi yeğliyorum."

 Öyle alnında kötü insan yazan birisi yok bu dünyada. Normalde herkes iyi. En azından herkes, normal birer insan. Umulmadık bir zamanda birden kötü insana dönüvermeleridir korkunç olanı.

 Geçmişim sadece benim tecrübem olması sebebiyle, sadece benim mal varlığımdır da diyebiliriz. Bunu bir başkasına devretmeden ölmenin acı bir şey olduğu söylenebilir.

  Onun ağzından çıkanları olduğu gibi ve aynı hitabette ona geri fırlatmıştım. Lakin kesinlikle bir öç değildi bu. İtiraf ediyorum ki öç almaktan da öte zalimane bir niyetim vardı. K'nin önüne uzanmış aşk yolunu bir kelimeyle kapatmak istiyordum. 

8 Ocak 2023 Pazar

Ateş Yakmak (Kitap)

 


 Elimdeki kitapların hangisini okuyacağıma karar veremeyince ince olan Ateş Yakmak'ı seçip aradan çıkarmak istedim. :) Kitap 58 sayfa olduğundan kısa sürede bitti.

 Kitap 3 bölüm ve çevirmen notlarından oluşuyor. Kitaba ismini veren hikayenin iki versiyonu var. Yazar birkaç yıl arayla iki farklı sonu olan bu öyküleri yazmış. Üçüncü sırada da Yaşama Azmi isimli öykü yer alıyor.

 En çok ilk öyküyü sevdim. Karlarla kaplı, hava sıcaklığının eksi 45 derecenin altında olduğu bir yerde ilerleyen bir adam ve onu takip eden kurt köpeği ile başlıyor öykü. Başlangıçta adam havanın gittikçe soğumasına aldırmıyor, genç ve kuvvetli olmasına aldanıyor, yolculuğu tek başına da tamamlayabileceğini düşünüyor. Ancak işler istediği gitmiyor ve türlü aksiliklerle karşılaşıyor.

 Yaşama Azmi, bu öyküde de yine zorlu bir yolculuk yapan adam var. Ayağını burktuğu için yol arkadaşı onu beklemeden devam ediyor. Adam kısa süre sonra açlık çekmeye başlıyor. Bir yanda buz gibi soğuk, bir yanda kuvvetli açlık hissi ile adam perişan oluyor ama içinde ölüme direnen bir yan da var.

 Yazarın üslubunu çok sevdim ben, kitap beklediğimden çok daha güzeldi. Yazar o sert kışı çok iyi betimlemiş, anlatımı çok gerçekçiydi. Karakterlerin çaresizliğini dramatize etmeden olduğu gibi doğal halde aktarması bana ilgi çekici geldi. Sanki oradaymışım da onları izliyormuşum gibi hissettim. İnsanın doğa karşısındaki çaresizliğine şahit oluyoruz. Doğa koşulları hafife almaya gelmez.

 Kısa olmasına rağmen kitap bana dolu dolu geldi. Bu kitabı okumayı düşünenlere kitabın ardından Fumetsu no Anata e animesinin ilk bölümünü izlemelerini tavsiye ederim. Orada da soğuğu iliklerimde hissedip çok etkilenmiştim. Yazarın diğer kitaplarını da okumalıyım diye düşündüm. :)


 Köpek ateşi tanımıştı ve şimdi ateş istiyordu, yoksa karın içinde açtığı bir çukura kıvrılıp sıcacık yatarak soğuğu kesmesini de iyi bilirdi.

Kuzey Topraklarında insanların hareketlerine yön veren kurallardan biri, "Asla tek başına yola çıkma" der.

  Bir dakika öncesinin kuvvetli, kabına sığmayan, doğanın güçlerine boyun eğdirmekle övünen adamı, şimdi tam da o güçlere karşı hayatta kalma mücadelesi veriyordu.

 Tıpkı yavaş yavaş yükselen durgun deniz gibiydi bu öldüren rehavet, kabardıkça adamın bilincini azar azar suyun altında bırakıp boğuyordu.


6 Ocak 2023 Cuma

Ruhların Kırıldığı Vakit (Kitap)

 


 Yerli yazarlarımızdan kitaplar alıyorum bazen. Bu kitabı da severek okudum. Nedense kapağı da çok hoşuma gitmişti. :)

  Rıza karakterinin şu anını, çocukluğunu, büyümesini ve geldiği noktayı kendi ağzından okuyoruz. Karakter alkolik ve dayakçı babası yüzünden çok çekmiş, annesi de erken vakitte ölünce bir başına kalıyor. Babası yüzünden doğru düzgün okuyamıyor, her şeyden kopuk devam ediyor hayata.

 Kitabı etkileyici buldum, yazarın anlatımı güzel, okurken çocukluk dönemimize gidiyoruz. O dönemdeki aile yapısı, toplumun izleri hissediliyor. Sonu pek tatmin etmedi. Karakterin babasının borçları yüzünden girdiği yol bana biraz zorlama geldi. Yani babasına rağmen kendine bir düzen kurabilirdi bence. Kitap oldukça hayatın içinden ama bende pek de heyecan uyandırmadı. Kısa olmasına rağmen azar azar okuyup bitirdim. Yazarın üslubu güzel olduğu için tavsiye ederim. :)


 "Sürüklene sürüklene sonsuz bir uçurumun kıyısına geliyorum. Bir adım, sadece bir adım var düşlerim ve düşüşlerim arasında. Ne o adımı korkusuzca atabiliyorum ne de beni iten şeyden kurtulabiliyorum."

 "Çarpık ruhumun karanlık köşelerinde gezinmekten sıkıldım."

 "Engel olamadığım düşüncelerin darbesi beynimi acıtıyordu."


5 Ocak 2023 Perşembe

Kitap Alışverişim 1 (2023)

 


 Merhabalar, bu yılın ilk kitap alışverişini yaptım. Almak istediğim çok kitap olsa da sadece fiyatı uygun olanları alabildim. 5 kitap 101 tl tuttu ve kargo ücretiyle 108 verdim. (Amazon'da 5 kitap alınca yüzde 5 indirim var. Ücretsiz kargo için sınır 150 tlye yükseltilmiş.) 

 Martin Eden'i çok merak ediyordum. Kütüphanede gördüğüm için oradan alırım diye düşünmüştüm ama ne zaman alışveriş yapsam gözüme takılıyordu, aldım sonunda. :)

 Lovecraft'ın bir kitabını okumuş ve çok beğenmiştim. Yazarın bu kitabını seçtim. Niyetim toplu öykülerini almaktı ama çok uçuk fiyatı ya sevmezsem diye düşündüm.

 Rigel'in Gözleri'ni blogda görmüştüm, farklı bir tarz okumak istediğim için ilgimi çekti.

  Dog Solstad, bu aralar gözüme çarpan bir yazar. Kitaplarını merak ediyordum, bu kitapla başlayım dedim. 

 Yaklaşan Dip çok ucuzdu, gerilim ve korku da severim. Kapağı hoşuma gitti. Şimdilik benden bu kadar. :))


1 Ocak 2023 Pazar

Yüzüklerin Efendisi (3.Kitap)

 



Kralın Dönüşü


 Merhabalar, son cildi de okuyarak kitabı bitirmiş oldum. Benim için bu süreç unutulmaz, güzel bir yolculuk gibiydi. 😊 

 Artık savaş kapıya dayanmıştır. Gondor düşmanın dibinde yer aldığı için ilk darbeyi alacak yerdir. Pek çok yerden savaşçılar yardım için oraya akın eder çünkü Gondor düşerse her yer düşecek demektir. Yüzük yoldaşlarından biri olan Aragorn, Gondor'un kralı olacak kişi, umutsuzluk içindeyken tek bir şeye sarılır. Hiçbir canlının oradan geçemeyeceğine inanıldığı Ölülerin Yolu'na gitmeye karar verir. Aragorn cesaretini toplayıp ölüleri savaşa davet eder ve uzun zaman önceki savaşta yeminlerini bozmuş olan ölülere yeni bir şans verir.

 Gondor'da savaş çetin geçerken pek çok şey olur. Gondor'un Vekilharcı geleceğin tamamen karanlık olacağını gördüğünü için daha fazla yaşamanın anlamsız olduğuna inanır. Yüzük Yoldaşlarından biri olan gözü pek oğlunu kaybetmişken bir de diğer oğlu Faramir ağır yaralanır, ölümün eşiğine gelir. Umudunu kaybeden baba kendi ölümüne yürür. 

 Gondor'a yardıma gelen komşu ülkenin savaşçıları da ağır yara alır, büyük kayıplar verir. Rohan hükümdarının akrabası olan Éowyn gizlice savaşa katılmıştır. Cesareti ve bir hobbitten aldığı yardım sayesinde büyük bir düşmanı alt eder. Kadın hep önemli işler başarmak istemişti, Aragorn'un kendine ilgisi olmadığını fark ederek onurlu şekilde savaşmayı göze alacak kadar gururluydu. Yine de kader karşısına Faramir'i çıkardı. İkilinin anlamlı ve hoş sohbetlerini gülümseyerek okudum. Zaten Faramir'i baştan beri sevmiştim, romantik yüzünü de görmüş olduk. 😀😊 Ve Faramir'in Aragorn'a, yani asıl varise tahtı bırakması ve ona olan saygısı da ne kadar yüce gönüllü olduğunu gösteriyor. 

 Frodo  ve Sam ağır koşullarda ilerlediler. İkisi için de çok zor bir sınavdı. Satırları okurken o çaresizliği hissettim, bir adım dahi atamayacak hale gelseler de, sürünseler de görevlerini hiç unutmadılar ve sayelerinde bir çağ kapanmış oldu.

  Kitabın sonu benim için duygusaldı. Kara bulutlar dağılmış, güneş açılmıştı. Çabalar boşa gitmedi ve herkesin az ya da çok katkısı oldu zafere giden yolda. Zaten başka türlü zafer elde etmek imkansızdı. 

 Sondaki ek bölümlerin birinde Aragorn'un elf kızı Arwen ile nasıl tanıştığını ve birlikte olamayacak iki ırkın kavuşmayı nasıl yıllarca beklediğini de öğrenmiş olduk. Aragorn'u kitapta çok daha fazla sevdim, filmde karakterin derinliği bu kadar hissedilmiyordu. Ama oyuncu seçiminin isabetli olduğunu düşünüyorum. Kitabı okurken bir yandan filmleri tekrar izleyince oyuncunun bakışı, duruşu, mimikleri ve görkemiyle bile kitaptaki karakteri ne kadar iyi yansıtabildiğini fark ettim, yerinde başkasını hayal edemedim. :)) 

  Üçüncü kitap ikinciye göre daha akıcıydı. Artık sona yaklaşıldığı için daha heyecanlıydı. Yazarın üstün üslubunu tekrar tekrar anlatmama gerek yok sanırım. 😀 Çok beğendim kitabı ve özenle saklayacağım. Yazarın diğer kitaplarını da okumak için sabırsızlanıyorum. 😊

 Yaşına rağmen yılmayıp oradan oraya koşan, ırk ayırmaksızın iyi tarafta olan herkes için çabalayan, yine de bazı kimselere yaranamayıp felaket tellallığı ile suçlanan Gandalf'ı; kendi şehrinden hiç uzaklara gitmemiş olduğu halde omzuna yüklenen ve iyi kişilerin bile üzerinde taşımaktan çekindiği karanlık yüzüğü yok etme sorumluluğunu kabullenen ve fersahlarca yol kat eden Frodo'yu; Frodo'yu en iyi anlayan ve adeta onu taşıyabilecek tek kişi olan en iyi dostu Sam'i; cesareti ile dillere destan olmuş, azimli, bildiği yoldan şaşmayan, korumacı, Yolgezer, romantik aşık, beklenen kral Aragorn'u; sadece bir bakışı ile kişinin zihninin derinliklerini keşfeden, güzel uyarıcı ve en cömert ev sahibi asil Galadriel'i; tatlı dilli, neşeli, yemekten başka şey düşünmeyen, yeri gelince cesareti ile şaşırtan minik hobbitler Merry ve Pippin'i; ince ruhlu, anlayışlı, yiğit Faramir ile cesur, sağlam duruşlu, gururla kılıç savuran Éowyn'i ve daha nice kahramanı unutmayacağım. :))


Alıntılar 


 "Kudretli bir hükümdara veliahtının ölüm haberini verirken, buraya vardığında krallığını ilan edecek birinin gelişini haber vermek pek akıl kârı sayılmaz."

 "Sizin hizmetinizi kabul ediyorum. Çünkü sizin gözünüz sözlerden korkmuyor, her ne kadar biz Güney'de yaşayanların kulağına garip de gelse, kibar bir konuşma biçiminiz var. Ve nezaket sahibi bütün halklara ihtiyacımız olacak önümüzdeki günlerde, ister büyük olsunlar ister küçük."

 "Buna müdahale etmedim çünkü cömertçe bir eylem soğuk bir nasihatle denetlenmeye kalkışılmamalıdır."

 "Günlerim her zaman amacıma ulaşmak için kısa gelmiştir bana."

 "Sabah verilen öğütler en iyisidir, gece birçok düşünceleri değiştirir."

 "Sadık bir hizmetkardı ama efendisinin felaketi oldu yine de."

 "Umut insanı genellikle kandırır ve o zamanlar ben senin uzağı gören bir kişi olduğunu bilmiyordum."

 "Fakat bu tür zamanlarda hafif sözcükler kullanıp, söylediklerinden daha azını kastetmek benim halkımın bir özelliği. Çok söz söylemeye korkuyoruz."

 Sam, bütün acıların içinde ona (Frodo kastediliyor) en çok, bedene bir yük, akla bir ıstırap olan Yüzük'ün artmakta olan ağırlığının fazla geldiğini düşündü.

 "Fakat bütün gücünü kullanarak sizi ölümden geri çağırıp uykunun tatlı unutkanlığına yollamadan önce, siz ölümün sınırına kadar gitmiştiniz."

 "Ve genç bir askere büyük bir komutan nasıl görünürse, o da öylece kazandı sizin gönlünüzü. Çünkü o öyle biri, insanlar arasında bir hükümdar ve günümüzün en büyük hükümdarı. Fakat o size sadece anlayış gösterip acıyınca o zaman savaşta yiğitçe ölmekten başka hiçbir şey istemediniz."


Drizzt Efsanesi 13. Kitap (Kılıçlar Denizi)

   Drizzt Serisi'nin elimdeki son kitabını okudum. Bu bölümde yine bir yolculuğu okuyoruz. Drizzt ve diğerleri yakın dostları için bir k...