28 Kasım 2023 Salı

Raşōmon ve Diğer Öyküler (Kitap)

 


 Yazardan okuduğum ilk kitap. İzlediğim yazarlardan ilham alınan animede (bungou stray dogs) hırçın Akutagawa karakterini çok sevince kitabını da okumak istedim. Raşōmon adlı öyküsü onu edebiyat dünyasına tanıtan ilk öyküymüş. Yazar 1892'de doğmuş, 1927'de intihar etmiş. Eski Japon yazarlarda bu durumu çok görüyoruz maalesef. Genellikle hayata karşı karamsar bakış açıları buna sebep oluyor. Kısa zamanda çok öykü yazmış hatta zamanında Natsume Soseki'nin övgü ve desteğini almış. Akutagawa yazılarında tekrara düşmek istemediği için sürekli farklılık arayışına girmiştir.

 Bu kitabında uzun ve kısa pek çok öykü yer alıyor. En sevdiğim öyküleri Cehennem Tablosu, Toşişun, Mendil, Örümcek İpi ve Raşōmon oldu. Gerçekten de her birinde yazarın tarzı farklı. Bazen hırçın, bazen sakin, bazen ders verici şekilde yazmış. Cehennem Tablosu'nda kendini üstün gören bir ressamın daha gerçekçi resim yapmak için sınırları nasıl aştığını ve hırslarının sonucunda yaşadığı acıyı görüyoruz. Çarpıcı ve ilginçti, karakterin deliliğini hissedebiliyoruz okurken. Örümcek İpi bencillik üzerine yazılmış dikkat çekici bir öykü. Raşōmon sefalet içinde yaşayan birinin ruh hali ve gördükleri karşısında sağlam duruşunu bozmasını konu alıyor. Çarklar adlı öyküde ise kendi yaşamından kesitleri bir karakterin ağzından anlatıyor. Dolayısıyla onu intihara sürükleyen süreci de burada biraz anlamış oluyoruz.

 Kitap, geleneksel Japon kültürünü konu alıyor genel olarak. Bu dönemi sevenlere ve birbirinden farklı hikayeler okumak isteyenlere tavsiye ederim. Fırsat olursa başka öykülerini de okumak isterim. 


Alacakaranlıkta gökyüzü sanki yere inmişti. Kapının damından çıkıntı yapan kiremit uçlarının, ağır kara bulutları omuzlamış gibi bir hali vardı.

Çünkü kötülüğe karşı yüreğinde duyduğu nefret, tıpkı yaşlı kadının tahta döşemeye sıkıştırdığı çıra gibi, adamın içinde alev alev yanıyordu.

Artık burada "çok şükür" mü demek lazım "maalesef" mi demek lazım orasını bilemiyorum, ama bir müddet sonra köşedeki çömleğin gölgesinden ince, uzun kıvrımlar çizerek simsiyah katran gibi bir şey aktı.

O akşam baykuşu çömezin üstüne kasten salmıştı. Çömez, canını kurtarmak için sağa sola kaçtıkça usta da oturmuş bir güzel bu sahnelerin resmini çizmişti.

"O halde 'Cehennem Tablosu'nu çizebilmen için gerçek bir cehennem görmen gerekiyor. Öyle mi?"

 Yazarken çektiğim çetin eziyet gitgide zihnimi bulandırmaya başlamıştı.


22 Kasım 2023 Çarşamba

Fırtınada Yanacaksın (Kitap)

 


  Bu aralar polisiye okumak istediğim için bu kitaba başladım. İlk yarıdan sonrası daha akıcı ve heyecanlıydı. 

 Dedektif Gurney bir gün bir vaka hakkında bölge savcısından teklif alır. Bir cinayet işlenmiştir. Kline olaylara dışarıdan bakabilecek birine ihtiyaç olduğunu söyleyerek ondan görevde yer almasını ister. Gurney işine çok bağlı olsa da kararsızlık içinde kalır ama sonra kabul eder. Siyahiler ve beyazlar arasında bir çatışma patlak verecek gibidir. Irkçılığın giderek arttığı dönemde polisler ve ardından başka insanlar da öldürülür. Televizyondaki programlarda da olaylar çarpıtılıp belli çevrenin suçlu olduğu algısı oluşturulmakta bu da toplum düzenini tehdit etmektedir.

 Gurney'in çalıştığı soruşturma ekibinde ipleri eline alıp her şeyi istediği gibi yönlendiren şef Beckert vardır. Gurney bu adamdan hoşlanmaz ve kafasına takılan sorulara yanıt araması Beckert'i rahatsız etmeye başlar. Kendi çıkarını düşünen Kline de sonunda artan gerilim yüzünden Gurney'i görevden alır.

 Gurney ise işini yarım bırakmaz. Vurulan polis eşlerine de üzüldüğü için cinayetleri çözmek ister. Kafasını kurcalayan şey delillerin abartı boyutunda çokluğudur, sanki birileri sahte deliller bırakmak istemiştir. Teşkilattan birinin bile işin içinde olabileceğini düşünür. Bunun üzerine birkaç kişinin yardımı ile olayı kendi araştırmaya başlar. Bir şeyleri çözmeye başladıkça işin göründüğünden daha karışık olduğunu anlar. Şüpheli listesi kabarıktır, yeni cinayetler de işlenmeye devam eder.

  Kitabı severek okudum. Yazarın detaylara önem vermesi, karakter analizleri hikayeye gerçekçilik katmış. Okurken sanki yazar bunları kendi yaşamış da anlatıyor gibi hissettim. Basının veya yetkililerin bir şeyleri nasıl çarpıttığını, insanları nasıl yönlendirdiğini görmek de düşündürücüydü. Gurney'in cinayet olaylarına çok dahil olmasına rağmen hâlâ hassas olması ve insanların acısını hissetmesi de güzel detaydı.

 Polisiyede sanırım en beğendiğim yazar, sadece kitabın biraz daha gerilim ağırlıklı olmasını isterdim. Sonlara doğru gerilim hissediliyor yine ama daha çok bulmacanın parçalarının yavaş yavaş birleştiğini görüyoruz. Sonu gerçekten beklenmedik ve detaylıydı. Kurgu çok iyi düşünülmüşse de tek bir noktaya takıldım. Katil hedefindeki kişilerden bu kadar nefret ediyorsa niye sadece o kişileri doğrudan öldürüp meseleyi bitirmemiş, çok fazla risk almış. Spoiler olmasın diye detaya giremiyorum. Bir de Gurney'in eşi ile olan iletişimi bana garip geldi, nedense aralarında gerçek bir samimiyet hissedemedim. Daha önce okuduğum kitaplarının üzerinden çok zaman geçtiği için hatırlamıyorum ama hep böyle miydi araları bilemedim. 


Adına haber denilen şeyin sıklıkla suni olarak yaratılan tartışmaları, kısmi gerçeklerin abartılmasını ve hakkında hiçbir şey yapamayacakları olayları niteleyen bir terim olduğu kanaatindeydiler. 

Bir başkasının acısı karşısında irkilmek empati duygusunun varlığını ortaya koyar. Bu da en değerli insani niteliklerden biridir.

Gurney bir hayli kederlenmiş, bir taraftan bu şekilde hissediyor olmayı hayretle karşılanmıştı. Boğazında bir şeylerin düğümlendiğini hissederken gözleri yaşardı.

İşlerin yoluna girmesini istediklerinden bahseden insanlar Gurney'i hep huzursuz ederdi. Çünkü bu, gerçeklerden çok düzenin devamının arzulandığı manasını taşırdı. 

Siyaset denen şey artık bağırıp çağırmadan, yalanlardan ve tehditlerden ibaret.


19 Kasım 2023 Pazar

Jujutsu Kaisen 0 (Manga)

 


 Jujutsu Kaisen serisinin 0. cildi olarak çıkan sayısı. Önceden anime filmini izlediğim için konuyu biliyordum. Beni şaşırtan ise sonda yer alan manga yazarının açıklamasıydı. Jujutsu Kaisen'in ön hikayesi olarak bu cildi yazmış. Sonra çok beğenilince Jujutsu Kaisen serisini yazmaya başlamış. Animesi ise buradan başlamamıştı. İlk sezon ve ikinci sezonun arasında bu bölüm piyasaya anime filmi olarak sürülmüştü. Bence güzel de olmuş bu şekilde planlanması.

  Konusunu tekrar hatırlayalım. Jujutsu Koleji lanetlerle mücadele edecek öğrenciler yetiştirmektedir.  Tabii bunlar lanet enerjisi kullanabilen yetenekli büyücülerdir. (Lanetler aslında insanların negatif enerjilerinden biçimlenen varlıklardır ve tehlike saçmaktadırlar.) Yuta Okkotsu ise yıllardır bir lanetle yaşamak zorunda olan bir genç. Onu hiç bırakmayan lanet Yuta'ya zorbalık yapan herkese saldırır. Sonunda birkaç öğrenci ağır yaralanınca kolej hocası Gojo duruma el atar. İnfaz edilmesi istenen genci kollar ve onu eğitmeye başlar.

 Yuta ruhsal olarak çöküşün eşiğine gelmişken Gojo'nun sözleri ile umutlanır ve gücünü olumlu anlamda kullanabileceğine inanır. Sınıf arkadaşlarıyla göreve çıkar. Dövüş sırasında ilk kez lanet Rika'nın gücünü ödünç alır, insanları kurtarır. Rika'nın gücü, Gojo'nun eskiden en yakın arkadaşı olan Geto'nun dikkatini çeker. Geto sıradan insanlardan nefret etmekte ve lanetler için çabalamaktadır. Çünkü zayıf insanlar için kendisi gibi özel insanlar hep savaşmış ve kayıplar vermiştir. Bu durumu tersine çevirmek ister. Bunun için de çok güçlü olan Rika'yı ele geçirmeye çalışır. Topladığı lanetler ve lanet kullanıcıları ile şehir meydanında büyük bir saldırıya başlar. Tabii kolejdeki herkes bu olaya müdahale ederken Geto savunmasız halde kalan okulu basar ve Yuta'ya saldırır.

 Şimdi biraz geçmişe gidelim. Rika ve Yuta çocukken tanışıp yakın arkadaş olmuştu. Hatta büyüyünce evleneceklerine dair birbirlerine söz verirler. Ancak kısa süre sonra Rika bir kaza geçirir, Yuta şoka girince onun ölümüne karşı çıkar, kabullenmek istemez. O gün Rika lanete dönüşür ve bir daha Yuta'nın peşini bırakmaz. Okuldaki dövüşte ikisi birlikte Geto'ya karşı savaşır. 

 Animesi harika görsellerinin müziklerle de desteklenmesi ile çok daha etkileyiciydi. Ama bu şekilde okumak da güzel bir deneyim oldu. :))


Lanete yalnızca lanet karşı koyabilir.


Okullar, hastaneler. İnsanlar geçmişi hatırladıkça bu mekanlar negatif enerji toplar ve bu birikme bu sefer de olduğu gibi lanet yaratır.


İnsanların arasına karışmak istiyorum! Birileri bana ihtiyaç duysun istiyorum! Yaşamamın sorun yaratmayacağına inanmak istiyorum.


Acı çekip çekmemen gelişim hızınızı doğrudan etkiler.


Bu, benim kendi teorim ama aşktan daha karışık bir lanet olmadığını düşünüyorum.



17 Kasım 2023 Cuma

Bir Karakter Meselesi 13 (Yuji İtadori)

 


 Bugün Jujutsu Kaisen'in son çıkan bölümünü izleyince İtadori'ye üzüldüm. Sevdiğim bir karakter olduğu için ona da yer vermek istedim, geç bile kalmışım. :)

 İtadori'yi ilk sezonda ana karakter olarak gördük. Yaptığı bir hata sonucunda bilmediği bir dünyaya adım atmış lanetlerle uğraşmak zorunda kalmıştı. Onun tek hedefi, dedesinin de vasiyeti olan, gücünü insanları korumak için kullanmaktı. Fiziksel olarak normal insanlardan güçlü ve hızlıydı zaten. Üstüne bir de içine bulaştığı durum başını belaya sokmuştu. O artık içinde lanetlerin kralı denen Sukuna ile yaşayan olağanüstü biridir. Buna adapte olmakta biraz zorlanır, kafası karışıktır, pişman olmaktan korkmaktadır.

 Zamanla insanlara gerçekten yardım eder, lanetlerle savaşabilir düzeye gelir. Ancak o güçlenirken Sukuna içinde pusuya yatıp bekler. İtadori'nin kendini en kaybettiği anlar dostlarının canının yandığı anlardır ki o insanlara çok değer veren biridir. Ne kadar hırpalansa da pes etmez. İtadori normalde deli dolu, sevimli, yüzünden gülümseme eksik olmayan biridir. Megumi ve Gojo'yu çok sever, onlara saygı duyar. Çünkü ikisi de onu korumak istemiş, yardım elini uzatmıştır.

 İkinci sezonda daha çok sevdim İtadori'yi. Mesela eski sınıf arkadaşı fiziksel olarak çok değişmesine rağmen onu tanımıştır. Eskiden kilolu diye herkesin alay ettiği kız hakkında olumlu şeyler söylemiş kalbe ve iyi niteliklere önem verdiğini göstermiştir. Kızla da yakıştırmıştım ama bir daha göremedik ikisini. 🙄

 İtadori'nin şapşik hallerini çok seviyorum. Megumi'yi bazen deli ediyor. Ama Jujutsu karakterleri için mutluluk çok kısa sürüyor. İkinci sezonda düşman saldırısı yetmezmiş gibi bedeni Sukuna'nın kontrolüne geçiyor. Koca bir semt yıkımın eşiğine gelmiş, çok fazla can yanmıştır. İşte bu noktada İtadori'ye üzüldüm. Tüm kalbiyle insanların iyiliği için mücadele eden İtadori dolaylı olarak tüm bu yıkımın odak noktası haline gelmiştir. Bu yüzden animedeki en talihsiz kişi olabilir. Kahrolur ve duygusal olarak çöker. Devamını merakla bekliyorum, toparlanıp kendine gelecektir. Bir de abi çıktı piyasaya. Güçlerini birleştirseler iyi olacak. (gifler: tenor.com)











16 Kasım 2023 Perşembe

Kitap Alışverişim 8 (2023)


 Kitapları farklı zamanlarda almıştım, toplu atayım dedim. :)

 Naruto Felsefesi'ni okuyup paylaşmıştım, şu an Fırtınada Yanacaksın'ı okuyorum, gayet güzel gidiyor. Yazar polisiye konusunda çok iyi. :) 

 Şizofren ve Son Vagon'u instagramda görüp almıştım. Yerli ve yeni yazarları oradan iyi takip ediyorum. Kitapları sevecek miyim bakalım. :)

 Raşomon'u yazarı merak ettiğim için aldım. Hem tefrika sevdiği için hem de izlemeye başladığım Bungou Stray Dogs animesinde yer alan Akutagawa karakterini sevdiğim için. Son olarak Jujutsu Kaisen'in anime filminin yapıldığı mangayı aldım. Normalde pek manga okumam ama filmine bayıldığım için bu sayı bende olsun istedim. Okuyunca daha detaylı paylaşacağım. :))

12 Kasım 2023 Pazar

Naruto Felsefesi (Kitap)

 


 Naruto manga/animesinin hayranı olan yazar seriyi tanıtabilmek için kitabı yazmış. Şu sözleriyle açıklıyor bunu: "Benim bu kitabı yazmamın nedeni de, söz konusu duyguları ve zenginliği herkese anlatmak için duyduğum büyük istek ve coşkudur."

 Dünya çapında meşhur olan ve hayran kitlesi giderek büyüyen Naruto benim de en sevdiğim animedir. Bu yüzden yazarın ne yapmaya çalıştığını gayet iyi anlıyorum. Kitap Naruto'nun mangakası Kishimoto'nun kısa hayatını ve onun esinlendiği tarihi ve mitolojik konuları anlatıyor. Daha sonra önemli karakterlerin hayatına, yaşam tarzlarına, amaçlarına tek tek değiniliyor.

 Naruto'nun bitmeyen azmi ve şefkati, Kakashi'nin travmalarla dolu geçmişine rağmen sağlam bir kişiliğe sahip olması, yıkım getiren Gaara'nın zaman içinde dönüşümü, İtachi'nin yükü ve acıları, Naruto'ya çok benzeyen Obito'nun yoldan nasıl saptığı...

 Kesişen hayatlar birbirini etkileyerek sonunda insanların tek bir hedefe yönelmesini sağlıyor. İnsan yalnızsa sahip olduğu büyük gücün de bir önemi kalmıyor. İnsanların birbirini anlayabilmesi ve bir olabilmesi en önemli mesele. Naruto hikayesi tam da bunun üzerine kurulu. Aslında yazar bunu biraz ütopik buluyor, yine de ders alınması gereken bir durum olduğunu da belirtiyor.

 Kitap kısa bölümlerden oluşuyor. Narutoyu izleyecekler için çok spoiler içeriyor, bu yüzden onlara değil de Naruto'yu izlemiş olanlara veya izlemeye vakti olmayıp da Naruto'yu merak edenlere tavsiye ederim. Birbirinden etkileyici hikayeleri tekrar anımsamak ve yazarın bakış açısından görmek güzeldi. Her iyilik başka bir iyiliği doğurur, yoldan sapmayanlar bir gün muhakkak diğerlerini de etkiler. Çok severek okudum. Hayran yorumlarına da yer verilmesi güzel detaydı. Kalbini vererek izlemiş olanların benzer şeyler düşündüğünü görünce sevindim. Bu bakımdan Naruto daha uzun yıllar hafızalarda yerini koruyacaktır. Böylesine etkileyici hikaye ve karakterlerin bir arada toplanması nadirdir. Son olarak Naruto benim için de bir başyapıt. 😊💙


Kishimoto gerçek dünyada süregelen zalimlikleri ve çatışmaları eserlerine tüm çıplaklığıyla yansıtır. Onun gözünde hayat güzel olduğu kadar acımasızdır da. Naruto karakteriyle ise iyilik ve barış dolu, ama daha da önemlisi, aklın hükmettiği bir dünya hayal edebileceğimizi gösterir bize.

Oysaki içinde ta en başından beri, pek çok acıya ve trajediye yol açacak kadar güçlü bir canavarın yattığını bilseydi, bu yükün altından kalkamaz, büyük hayaller kurmasını sağlayan özgürlüğe hiçbir zaman erişemezdi.

Böyle bakıldığında Naruto'yu durduranın, intikam almasına engel olan şeyin, harekete geçmeden önce anlama ihtiyacı olduğu söylenebilir.

Tüm bu duygusal boşluklar, aşağılanma, ihanet ve de uykusuzluk Gaara'nın içinden gerçek bir ölüm makinesi çıkarttı.

Çünkü bazı yaraları zaman bile iyileştiremez. Özellikle de o yaralar pişmanlık, nefret, öfke ve intikam hırsıyla derinleşip yer ettiyse...

Maske takmasının nedeni de, gerçek kimliğini gizleyerek kırılgan tarafını korumak istemesiydi. Gerçek yüzüydü kırılgan tarafı; kimliğiydi, ona geçmişini hatırlatan her şeydi.

Naruto'yu tüm hikaye boyunca, düşmanlarının fikirlerini değiştirebilen, hiç değilse önceki hallerine döndürebilen biri olarak görürüz. Hep iyi niyetli, hep şefkatlidir o. Karşısındakini o noktaya neyin getirdiğini öğrenmek ister her zaman. Sonra da, sadece sözcükleriyle bile tepetaklak çevirebilir karşısındakinin hayatını.


5 Kasım 2023 Pazar

Kan ve Şeref (Kitap)

 


 Sonunda bitirdim. :) Kitap Nick Caramandi'nin eski üyesi olduğu azılı Scarfo çetesinin yükselişi ve düşüşünü anlatıyor. Kitabın başında 8 sayfalık bir isim listesi, işlenen cinayetlerin yıllara göre listesi ve mahkumiyet cezaları yer alıyor. Okurken sanki uzun bir haber bülteni dinliyor gibi hissettim. Pek duygulara yer verilmeden olduğu gibi olaylar anlatılıyor. Zaten kitap belgesel roman olarak geçiyor. Karga lakaplı Caramandi tanık koruma programı sayesinde tüm bildiklerini anlatmış. Suç araştırmacısı muhabiri olan George Anastasia da bunu başarılı şekilde kitaplaştırmış.

 Çetenin uzlaşmacı olan eski lideri Angelo Bruno 1980'de bir suikaste kurban gidince olaylar başlıyor. Bir süre sonra çetenin başına acımasız ve şiddet yanlısı Nicodemo Scarfo geçiyor. Scarfo, Bruno'nun aksine pek çok kişiyi kurban ediyor. Örgüt içindekileri bile öldürtüyor.

 Caramandi'nin çocukluk ve gençliğinden başlayan konu onun adım adım çeteye nasıl yaklaştığı ile devam ediyor. (Kariyerine oyuncak tabanca ile dükkan soyarak başlayıp ileride mafya reisinin temsilcisi olacaktır.) Karga, çeşitli suçlar işleyerek, bağlantılar kullanarak çete için çalışmaya başlar. Çeteye üyelik ise kolay değil. Yıllarca onlara bağlı çalışır. Kendisi dolandırıcı olduğu için amacı çeteye katılıp daha fazla para kazanmaktır. Bir süre sonra adam öldürmek bile işinin bir parçası haline geliyor. Genelde zaten suça bulaşmış kişileri öldürdüğü için vicdan azabı da duymuyor.

 Sonunda bir gün Caramandi bir törenle çeteye üye yapılır, kanlı bir yemin eder. Artık çeteyi daha yakından tanıyan adam akıllıca davranıp sadece verilen emirleri yerine getirip ve başka şeye burnunu sokmaz, şikayet etmez. Çünkü çete içinde çok kıskançlık var ve çeşitli entrikalar dönüyor. Zamanla çete lideri Scarfo ile daha yakın olur ve ona çok para kazandırır. Ancak Caramandi'nin hesaba katmadığı bir şey vardır. Scarfo kimseye tam anlamıyla güvenmeyen, paranoyak biridir. Geçmişte en yakınındaki kişiyi bile çeteden azledip öldürtmüştür. Karga çok çalışır, sadıktır. Zamanla zirveye tırmanır ama onun için işler tersine döner. Bir gün tutuklanır ve çete ona sırt çevirir, öğrenir ki Scarfo onu suçlamakta ve ölümünü istemektedir.

 Caramandi Scarfo'nun inadını iyi bildiği için tek kurtuluşu itirafçı olmakta bulur. Çıktığı mahkemelerde ifade verir ve onlarca kişinin mahkum edilmesini sağlar. Scarfo çetesi de bu şekilde çökmüş olur. Caramandi sonradan bir pişmanlığını dile getiriyor. Derdi sadece Scarfo ile olduğu için yetkililerle anlaşmış ve doğruları açıklamak zorunda kalmıştır. İşlediği suçlardan değil de yakalattığı diğer kişiler için üzülmektedir. Caramandi ölüm listesinde olduğu için kimlik değiştirerek yaşar ve sonunda kendini kimliksiz olarak tanımlar. Artık yaşlandığı için de yalnız kalmıştır.

 Kitapta çeteye dair çok detay var. Ne işler yaptıkları, işlerini nasıl yürüttükleri, kimlere tuzak kurdukları vs. Bu yüzden pek akıcı değildi ama ara ara merak uyandırıcı gelişmeler olmaktaydı. Bir de bu suç dünyası nesnel bakış açısı ile anlatıldığı için olanlara pek üzülmedim. Çoğu kişi ettiğini buluyor. Bu tarz konulara ilgisi olanlara tavsiye ederim. Benim için farklı bir deneyim oldu.

 

Fakat, bu üyelik merasiminden iki yıl sonra, Nick Caramandi, Scarfo'nun paranoyasının bir hedefi haline geldi. Böylelikle, aileye düşman oldu. Caramandi, bir düzineden fazla büyük jürinin önüne çıkıp, on bir farklı davada ifade vererek, hayatı pahasına korumaya yemin ettiği Philadelphia örgütünü çökertti.

Fakat, Scarfo örgütünün içinde, üç boyutlu bir satranç oyunu oynanıyordu. Birkaç düzeyde plan kurulup, entrika çevriliyor; çeşitli düzlemlerde çatışmalar yaşanıyordu.

Bütün öğleden sonrasını, hayal ya da gerçek, ölüm fikriyle geçirmişti. Hayatının hiçbir anında, kendisini, bu denli tehdit altında hissetmemişti. 

Bu sefer, kapana kısılmıştı. Çetenin merkezine doğru yaklaşıyordu fakat, yaklaştıkça, geri adım atmak, daha da imkansız hale geliyordu. Artık cinayet, hayatının bir parçasıydı.

Caramandi, toplam on bir davada tanıklık edecek ve elli iki kişinin hüküm giymesine neden olacaktı.

3 Kasım 2023 Cuma

Bir Karakter Meselesi 12 (Megumi Fushiguro)

 


 Megumi'nin sırası geldi artık. :) Jujutsu Kaisen animesini çok sevdiğimi bilirsiniz. Megumi de Yuta Okkotsu ile birlikte animedeki en sevdiğim karakter. İkisinin de benzer bazı yönleri var ve Megumi kendime yakın hissettiğim biri.

  Megumi çocukken kimsesiz kalmıştır. Baş belası babası Toji, jujutsu büyücülerini öldürmeye kendini adamıştır, Gojo (kendisini daha önce bol bol anlatmıştım zaten) daha çocukken onu sınamak için gizlice takip etmiştir, çünkü Gojo çok özel biridir. Yıllar sonra ikili arasında büyük bir dövüş patlak verir. Henüz çok genç olan Gojo bu deneyimli adama kaybetmek üzereyken güçlerini uyandırmayı başarır. Ortaya çıkan büyük güçle Toji'yi geri dönülmez şekilde yaralar. Toji'nin artık yapacak şeyi kalmadığı için küçük oğlu Megumi'yi Gojo'ya emanet eder. Çünkü kendi klanının oğlunu almasını istememektedir. Gojo da küçük Megumi ile tanışınca onun ne kadar da babasına benzediğini fark edip şok olur. Elbette Megumi'yi ortada bırakmaz.

  Aradan geçen zamanda Megumi büyür, güçlenir fakat bir şekilde kendini gösteremez. İçindeki potansiyeli kolayca ortaya çıkaramaz. Animede de hırpalandığı çok sahne var maalesef. Ancak başı büyük derde girdiğinde kendi esas gücünün, sınırlarının farkına varmaya başlar.

 Megumi genelde sessizdir, hislerini pek belli etmez. Sınıf arkadaşları olan hafif çatlak İtadori ve Nobara ile pek anlaşamasa da Megumi dostlarını korumak için elinden geleni yapar. Söz konusu insan canı ise kendinde sorumluluk görmektedir. Ketumdur, biraz sinirlidir, ciddidir, düşüncelidir. Babası hakkında iyi düşünmediği için onu hiç tanımaya çalışmamış, ona ne olduğunu sormamıştır. 

 Bazen merak ediyorum Gojo geçmişte olanları söyleseydi Megumi ne düşünürdü. O söyleyecekti ama çocukken bile gergin yapıda olan karakterimiz babası hakkında bir şey duymak istememişti. Gojo'nun Megumi'yi sevdiği ve onu düşündüğü belli oluyor. Bazen onunla dalga geçiyor gibi görünse de Gojo'nun bunu samimi olduğu için yaptığını düşünüyorum ve o Megumi'yi çok iyi tanıyor. Sürekli öğrencisinin önünde havalı görünme çabası da sanki bir babanın oğlunun gözünde güçlü olma isteğine benziyordu. Keşke ikisine dair daha fazla bölüm görebilseydik. Gelecekte olacaklara dair spoiler yediğim için ikisi adına da üzülüyorum. Bakalım manga devam ettiği sürece farklı gelişmeler olacak mı? Azıcık spoiler vereceğim şimdi. Kara bela Toji ölmüştü ama birinin işgüzarlığı yüzünden dünyaya geri döndü. Biraz ortalığı dağıttı ve şansa bak ki (talihsizlik desem daha doğru olurdu sanki 😅) Megumi ile karşılaştı, bakalım haftaya yeni bölüm çıkarsa ne olacak? (gifler: tenor.com)







 Megumi sahnelerinden oluşan bir video ile kapanışı yapayım. :)




Drizzt Efsanesi 13. Kitap (Kılıçlar Denizi)

   Drizzt Serisi'nin elimdeki son kitabını okudum. Bu bölümde yine bir yolculuğu okuyoruz. Drizzt ve diğerleri yakın dostları için bir k...