29 Mart 2023 Çarşamba

İrade Terbiyesi (Kitap)

 


 Kitabı kurstan bir arkadaşım ödünç verdi. O yüzden alıntılara daha fazla yer vereceğim. Böylece zaman zaman gelip okur, bilgilerimi tazelerim. Kitap 1909 yılında yayınlanmış ama okurken o kadar güncel geldi ki sanki günümüzü anlatıyor. İrade konusunda demek hâlâ pek bir yol kat edilememiş.

  Yazar başarısızlıklarımızın sebebinin irade zayıflığı olduğunu, devamlı bir çabaya karşı nefret duyduğumuzu belirtiyor. Pek çok şeyin tembelliği tetiklediğinden bahsediyor, durumu örneklerle açıklıyor. İrade nedir, tembellikten nasıl kurtuluruz bunlara yanıtlar buluyoruz. Kitapta irade terbiyesinin psikolojik ve fiziksel yönlerine de yer veriliyor.

 Kitabı çok beğendim, her şey kısa ve öz olarak anlatılmış. Farkında olmadan yazarın bazı tavsiyelerini zaten yapmakta olduğumu fark ettim. Eksiklerimin de farkına vardım, plan yapmanın ve hedefine doğru yavaş yavaş ilerlemenin önemini daha iyi anladım. Herkese tavsiye ediyorum.


İrade gücü, çok çaba harcamaktan öte zihnin bütün güçlerini aynı amaca ve aynı yöne doğru yönlendirmek olarak izah edilebilir. 

Esas zihinsel çalışma, bütün uğraşların açık ve kesin bir hedef ve sonuca doğru yönelmesiyle yapılan çalışmadır.

Zaten hiçbir sınavda adayın ne olduğu ve ne olması gerektiği sorunuyla ilgilenen çıkmaz. Yalnızca bilgi çokluğu aranır ve bu sebeple hafızanın doldurulmasından başka bir şey istenmez. Bu yüzden öğrencinin zeka seviyesi, öğrendiği bilgiyle yükseleceği yerde düşmektedir. 

Bir fikrin veya hissin kendimize mâl edilmesi ve hayatımızda etkili olabilmesi için, onun bilincimize yerleşmesi veya sık sık akla gelmesi ve başka fikirlerle bağlantılı olması gerekir.

İnsan, kendini kontrol etmenin paha biçilmez bir değer olduğunun zamanla farkına varacaktır.

Fikir, duygusuz kaldığı takdirde hiçbir güce sahip değildir. 

Gerçekte, duygusal ruh hâllerinin şiddetine maruz kalan zekâ, irade karşısında çok fazla memnuniyet duymaz. İrade ise zekâdan aldığı emirleri yerine getirmeyi sevmez. Duygusal gücünse daha çok tutku ile renklendirilmiş duygusal emirlere ihtiyacı vardır. 

Bizim yapmamız gereken sadece kötü alışkanlıklar yerine azar azar iyilerini koymak. Amacımız, arzularımızı ve tembelliği makul sınırlar içinde tutmak, kilit vurup tamamen ortadan kaldırmak değil. 

Unutmayalım ki, başladığımız bir işi tekrar etmez, onu tamamlamak ve çizgileri kuvvetlendirmek için çalışmazsak, dışsal teşvik ve tahrik dalgaları yeniden bilincimize işler ve daha kısa süre içerisinde hepsini -şimdiye kadar yapılan her şeyi- siler. 

Tembel insanların düşünceleri, sürülmemiş ve ekilmemiş bir tarlada olduğu gibi birçok zararlı ot barındırır. Bu insanlar zamanlarını boş fikirlere ve bayağı hislere kurban ederler.


24 Mart 2023 Cuma

Kitap Alışverişim 4 (Kitap)

 


 İlgimi çeken iki kitap vardı, onları alınca yanına bir de fantastik seri aldım. 

 Deccal Tabakta genetiği ile oynanmış gıdaların nasıl dayatıldığını (Global Devlerin Oyunu) anlatıyor. Gazali'den seçtiğim kitap da tam Ramazan ayına uygun diye düşündüm. 

 Ölümsüzlerin Tarihi ve Vampir kitapları çok uygundu, 15er tl olunca, kapaklar da karanlık bir atmosfer izlenimi verince sepete ekledim hemen. Arka kapak yazılarında Doğu Avrupa, Osmanlı, Drakula, Kazıklı Voyvoda isimleri geçiyor. Bakalım bu kadar şeyi nasıl bağlamışlar? :) 


Küçükbey (Kitap)

 


  Yazardan okuduğum ikinci kitap oldu. Akıcı olduğu için de çabuk bitirdim.

 Küçükbey çocukluğundan beri saf ama dürüst biri. Aklından geçeni doğrudan söyler hep. Ailesi tarafından pek sevilmeyen biriydi. Onlar ölünce abisi de kendi yolunu çizdi. Tek destekçisi ev işlerine bakan yaşlı kadındı. Küçükbey eğitimini tamamlayıp kırsalda matematik öğretmenliği yapmaya başlar. Gittiği ortamı pek sevemez, istifa etme fikri sürekli kafasındadır. Bazı öğretmenlerin entrikaları ve öğrencilerin kötü şakaları onu bıktırır. Doğru sözlü olduğu için sık sık alay konusu olur. Yediği yemekten, nerelere gittiğine kadar anında herkesin haberi olmaktadır. 

 Yazarın anlatımı akıcı, kitap bir çırpıda okunabilir. Küçükbey garip ve dikkat çekici bir karakter. Saflık boyutunda dürüstlüğü var. Öğretmenlik yapacağı okula ilk gittiğinde müdür bir öğretmenden beklediği prensipleri sıralayınca 'asla dediğiniz gibi biri olamam," diyip geri dönmeye yeltenen biri. Çabuk öfkelenmesi ve herkesle inatlaşması yönüyle de kendime benzettim biraz. 😅 Kitabı genel olarak sevdim, derin bir konusu yok ama insanın yeni girdiği farklı ortamlarda kolayca kandırılıp dışlanabileceği, arkasından ne tür entrikalar döndüğünü fark etmesinin zor olacağı gibi detaylara yer verilmiş. Ya uyum sağlayıp onlara benzemek ya da uzaklaşmaktan başka seçenek pek yok gibi. Yazarın kendi hayatı da zor geçmiş, belki de bu karakteri yazarken kendi sıkıntılarını da aktarmıştır. Mizahi anlatımı da karakteri daha ilginç biri haline getirmiş. Kitabın sonu biraz sönük geldi, daha uzamalıydı diye düşündüm yani. :) 


"Eğer kötü değilsen toplum başarılı olamayacağına inanıyor gibi. Arada bir dürüst, temiz birini gördüklerinde acemi, toy diyerek hatalarını bulup küçümsüyorlar."

"Saflığın ve dürüstlüğün gülünç bulunduğu bir dünyada yapacak başka bir şey yoktu."

"Başkalarının yaptığını yapmak zorundaysam buna katlanmam mümkün değildi. Eğer aldatanı aldatmadan üç öğün yemek yenemeyeceğine karar verirsem hayatta oluşumu yeniden düşünmem gerekirdi. Böyle bir durumda ölmek çok daha iyi bir tercih gibi geliyordu."


22 Mart 2023 Çarşamba

Martin Eden (Kitap)



 

  Kitabı azar azar okuduğum için bitirmem uzun vakit aldı. :)

 Martin Eden bir gün üst sınıflardan birinin evine davet edilir, orada tanıştığı Ruth'a aşık olur. O evdeki herkesin üstün ve nazik olduğunu düşünür. Ruth'a denk olmak, ona yakın olabilmek için kendini geliştirmeye karar verir, kitaplara gömülür. Kısa sürede çok şey öğrenirken insanlara olan bakışı da değişir. Önceki fikirleri yerle bir olur ve ulaşmak istediği konum yerdiği bir konuma dönüşür. Her şeye rağmen Ruth'a olan tutkusu devam eder.

 Çok çalışkan, azimli bir genç adamın hayatını anlatıyor kitap. İnsan öğrendikçe farkındalığı artıyor doğal olarak, düşünce yapısı değişiyor. Martin herhangi birinden çok daha okuma, öğrenme, yazma sevdalısı. Asla durmuyor.

 Ben Martin karakterine pek ısınamadım. Çabalaması, çok çalışması güzel ama tavırlarındaki keskinlik ve hırçınlık bir süre sonra okurken yordu beni. Sanki hayattaki tek amacı haklı çıkmaktı, bu kısımlarda biraz sıkıldım. Sevdiğim kısımlar onun edebiyata düşkünlüğü ve yazma konusunda hiç pes etmemesiydi. Kendine güveninin tam olması iyiydi. Ruth ile olan aşkı ise bana hiç geçmedi açıkçası. Baştan beri ikisinin birbirine uymadığını düşündüm. Sonlara doğru Martin'in bir şeylerin farkına varıp kendi içine dönmesini sevdim, en azından daha samimi geldi bana.

 Yazarın anlatımı güçlü ve dikkat çekici, benim karakterlerle pek yıldızım barışmadı sadece. :) Yazarın Ateş Yakmak adlı kitabını çok daha sevmiş ve çarpıcı bulmuştum. Sanırım insanın vahşi doğa ile mücadelesi daha ilgimi çekiyor. Yine de tavsiye ederim bu kitabı, genel kültür anlamında insana bir şeyler katacaktır. Sınıf ayrımının  keskinliği, insanların kendi gibi olmayanı hor görüp istediği kalıba sokma çabası güzel yansıtılmış. Bir insanın hayallerini gerçekleştirmek için binbir güçlükle zirveye tırmandıktan sonra gelen hayal kırıklığı ağır olmalı. O yüzden bazı şeyler yaşamadan, tecrübe edilmeden anlaşılamıyor. Martin yaşadığı da tam olarak buydu.


"Yazdıklarına bakarak onun ruhunun ve kalbinin neye benzediğini sezebilir, rüyalarının yapıldığı malzemeyi ve yeteneğinin gücünü az da olsa kavrayabilirdi."

"Geçmişte işçi sınıfına göre daha derli toplu görünen, iyi giyimli kimselerin zekânın iktidarına ve güzelliği takdir gücüne sahip olduğunu sanmakla ne büyük aptallık etmişti."


15 Mart 2023 Çarşamba

Nagasaki'nin Çanları (Kitap)



 Kitap ince olduğu için evde değil de otobüste, kursta okudum. Eskisi gibi hızlı okuyamıyorum meşgul olunca. 

 Atom bombası atıldığında, 1945'te, Nagasaki'de bir hastanede çalışmakta yazar gördüklerini ve yaptıklarını anlatıyor. 1951'de de hayatını kaybetmiş.

 Kitap bomba saldırısının hemen öncesinden başlıyor. İnsanlar başlarına ne geleceğini bilmeden normal hayatlarına devam ediyorlar. Elbette savaş sürdüğü için uçak saldırılarına karşı önlem almaya çalışıyorlar, hastanedekiler plan yapıyor. Ancak o gün öyle bir yıkım oluyor ki insanların hepsi kendi tepelerine bomba düştü sanıyor. Atom bombasının etkisi geniş bir alana yayılıyor, yangınlar çıkıyor. Doktorlar ve hemşirelerin bir kısmı ölürken bir kısmı insanlara yardım ediyor. Yazar kaç kez ölümden dönüyor, yaralı ama durmuyor yine de. İlerleyen bölümlerde tıbbi ve bilimsel bilgiler de yer alıyor ama çok fazla değil, akıcılığı bozmuyor. İnsanların radyasyondan nasıl etkilendiğine, saldırı sonrası hayatlarını nasıl sürdürdüklerine değiniyor yazar. Doktorların kendi aralarında konuştuğu kısımlar çarpıcıydı, insanların acısı olduğu gibi aktarılmış. Olanları hayal etmek bile insanı üzüyor. Yapanların yanına kâr kalması da ayrı bir acı. Zaten bu olay ne zaman aklıma gelse ABD'yi nefretle anıyorum. Kitabı tavsiye ederim, olanları ilk ağızdan öğrenmek önemli.


 Takami, ineğinin yularından çekerek Koba'ya dönme niyetiyle Urakami'den iki kilometre uzaktaki Odorise Yolu'nda yürürken atom bombası patladı. Kuvvetli bir parıltı görüldüğünde mangalın yanındaymışçasına bir sıcaklık hissetti ve ineği de kendi de tutuşup yandı.


"Nedense Nagasaki yok olacakmış gibi hissediyorum."

"Ben de nedense kalacakmış gibi hissediyorum."

Bulundukları yere atom bombası düştü.


 Bilimin zaferi, vatanımın yenilgisiydi. Fizikçilerin sevinci, Japonların kederiydi. Karmaşık duygular yüreğimi yakarken atom bombasıyla kavrulan, sefil durumdaki topraklarda dolandım.


 O gün, o anda bu topraklara yayılan cehennem manzarasına tek bir bakış dahi atsaydınız yeniden savaşmak için aptalca bir duyguya kapılmazdınız kesinlikle.


Yeni Hediyelerim

 


 İyi akşamlar herkese. Bu güzel paket bugün elime ulaştı. Sevgili Kitap Keşfi kitap ve çok tatlı hediyeler gönderdi. Geçenlerde konuşuyorduk, Elpis yayınlarının kitaplarını, kitapların baskı kalitesini falan merak ediyordum. Sağ olsun hemen bana yolladı. Çok teşekkür ederim kendisine. Kitapları okumak için sabırsızlanıyorum, diğer hediyelere de bayıldım. 🥰🌸🌺 


7 Mart 2023 Salı

Ya Başka Bir Hayat Mümkünse (Kitap)

 

 



 Sevgili Sevil'in kitabını okudum, bir çırpıda bitti. Kısa olmasına rağmen pek çok şeye değinilmiş. 😊 

  Mira, Haksunag Gezegeninde yaşayan ve çevresindekilerden farklı biridir. Herkes monoton bir yaşam sürerken ve farklı düşünmekten yoksunken Mira'nın düşünce dünyası zengindir. Hele de Pirigori adlı yazarla tanışıp onun notlarını okudukça farkındalığı artar. Kendisi değiştikçe çevresini de etkileyen biri haline gelir.

 Olumsuz düşüncelere saplanıp kalmanın zararları, korkuların insan yaşamını nasıl etkilediği, sürekli suçlu hissetmenin kişinin üzerinde oluşturduğu baskı gibi konular ve bunlara getirilen çözüm önerileri güzeldi. Biraz kişisel gelişim kitabı okuyor gibi hissettirdi bana. :) Verilen mesajlar güzeldi ve ilgi çekiciydi. Bazen farkında olmadan kendimizi çok sınırlayabiliyor, hayatı kendimize dar edebiliyoruz. 

 Kitaba başladığımda neden farklı bir gezegenin yer aldığını merak ettim, çünkü anlatılan her şey bizi yansıtıyordu, hemen yanıbaşımızda şahit olabildiğimiz şeyler... Sonunu okuyunca daha iyi anladım, güzel şekilde bağlanmış bence. Tavsiye ederim. 😊


"Kendimizde sağlayamadığımız huzuru, başkalarında aramaktır tek derdimiz. Oysa kendimizden başka adres yok gideceğimiz."

 "Huzursuzluk en zorudur, içerden bir yerden gelir ve bil ki tıkamışsındır kendini bir şeye."

"İnsanlarda bir problem var. Akmak istemiyorlar. Durup durup düşünmek, takılmak, korkmak, engeller koymak, tıkanmak istiyor gibiler."


Drizzt Efsanesi 13. Kitap (Kılıçlar Denizi)

   Drizzt Serisi'nin elimdeki son kitabını okudum. Bu bölümde yine bir yolculuğu okuyoruz. Drizzt ve diğerleri yakın dostları için bir k...