26 Şubat 2021 Cuma

Bin Damla Gözyaşı (kitap tanıtımı)

 


Kitap günlük şeklindedir ve genç yaşta amansız hastalığa yakalanan Aya Kito'ya aittir. Annesinin isteği üzerine başkalarına destek olması amacıyla daha sonra kitap olarak basılmıştır. Gerçek bir yaşam hikayesi olması insanı derinden etkiliyor.

Hayat dolu bir kızın 14 yaşından itibaren bu hastalıkla mücadelesini görüyoruz. Elbette başta kabullenmesi zor olsa da bir şekilde yaşama devam etmenin yolunu buluyor. Zamanla hareketleri kısıtlanıyor, yürümek bile zorlaşıyor. Satırları okurken siz de karakterle empati yapıp üzülüyorsunuz. Her şeye rağmen ailesine yük olmamak istemesi ve güçlü duruşu çok etkileyiciydi. Aya o kadar harika bir insandı ki yazdığı günlük pek çok kişi için umut oldu. Bir Litre Gözyaşı (ichi rittoru no namida) adıyla dizisi çekildi. İlk olarak dizisini izleyip çok duygulanmıştım, sonra araştırınca bu günlükten haberim oldu.

Herkese okumasını tavsiye ederim. Hayatta her anımızın önemini kavramamızı ve bu hastalık üzerine farkındalığımızı artırıyor.  


24 Şubat 2021 Çarşamba

Gümüş İpler (Kelime Oyunu 13)

 



İlk kez katılıyorum bu etkinliğe. Haftanın kelimeleri: ilginç, kukla, noter, zaman aşımı, puan

 

Sora, bulutların üzerine uzanmış yeryüzünü izliyordu. Bulutların arasında kaybolan kar beyazı saçları rüzgârda dalgalanıyordu.  Keskin, mavi gözleri oldukça iriydi. Aşağıdaki insanları izlemek en büyük tutkusuydu.

Bir süre sonra bağdaş kurup oturdu. Sanki görünmez bir piyano çalıyor gibi parmaklarını hareket ettirdi. Parmaklarının ucundan çıkan gümüş renkli ipler dans edercesine uzadı, uzadı. Ardından her bir ipin ucunda mavi kelebekler uçuşmaya başladı. Sora kelebekleri çok severdi, ona göre kelebekler masumiyetin simgesiydi. O anda bir çocuğun hıçkırıklarını işitti. Kafasını uzatıp aşağı baktı, kızı gördü. Kelebekleri ortadan kaldırıp ipleri parmaklarına geri çekti. Sesin geldiği yöne doğru bulutların üstünde süzülürcesine koşmaya başladı. Hıçkırıklar yükseldikçe ruhunu kara bulutlar kaplıyordu.

Pembe yanaklı Ela, bir ağacın dibinde çömelmiş ağlıyordu. Minik ellerini birbirine kenetlemişti. Bir kukla yanı başında belirince irkildi.

“Korkma küçük kız, ben sana zarar vermem.”

Ela ağlamayı kesip gözlerini sildi. Yavaşça doğruldu ve yukarı baktı. Kuklanın ipleri çok uzundu. Kuklanın ilginç sahibinin ağaca çıkmış olduğunu düşündü ama kalın dallardan bir şey göremiyordu. Sora konuştu: “Seni böyle üzen nedir?”

“Yüzünü göstersene,” dedi Ela merak içinde.

“Ben gizli kalmayı severim. Gözyaşların beni huzursuz etti. Onları durdurmak için geldim.”

Kız sessizliğe büründü. Annesinin onu terk etmiş olmasını hazmedemiyordu. Babasından başka kimsesi kalmamıştı. “Hiç, yok bir şey,” dedi çaresizce.

“Peki, söyler misin? Büyüdüğünde ne olmak istiyorsun?”

“B-ben noterci olmak istiyorum.”

Sora’nın içi burkuldu. Kızın içinden geçenleri biliyordu: “Anneni görebilmek için mi?” diye fısıldadı.

Kız başını salladı. “Evet, annem noterde çalışırdı ve bazen elimden tutup beni oraya götürürdü. Düşündüm ki belki bir gün bir noterde denk geliriz.” Ela'nın gözyaşları akmaya devam ediyordu. Yanakları iyice al al olmuştu.

“Anneler evlatlarını yüreklerinden atamaz Ela. Büyük ihtimalle aklı karışmıştır, doğru düşünemiyordur. Hatasını anlayıp seni görmeye geleceğini umuyorum.”

“Gelir mi gerçekten? Onu çok seviyorum ama neden bizi bırakıp gitti anlamıyorum. Beni ne kadar üzdüğünün farkında değil mi?”

“Onun seni sevdiğine eminim. Zor durumda kalmış olmalı. Kalbindeki acıyı belki sökemem ama bunu al olur mu? Bunlar asla solmaz.”

Kız kuklanın elinde aniden beliren çiçek demeti karşısında şaşırdı. Kukla, çiçeği Ela’ya uzattı. Annesi de tıpkı çiçek gibi kokardı. Hemen çiçeği alan Ela onu koynuna bastırdı, kokladı.

Sora ipleri yukarı doğru çekmeye başladı. Oluşturduğu ip aslında kalbinden gelen sevgi bağıydı. Kuklanın yukarı çekildiğini gören Ela gülümseyerek el salladı: “Her kimsen teşekkür ederim.”

Çocukların iç seslerini işitir, onlara yardım ederdi Sora. Zaman aşımına karşı çocuklarla sohbeti kısa tutardı. Yoksa gümüş bağ zayıflayıp kopuyor, kukla yok oluyordu. Bu da onun için puan kaybetmek, yani çocukları hayal kırıklığına uğratmak demekti. Bir işe başlamışsa mutlaka sonunu getirmeliydi.

Göklerin çocuğu Sora bir başka hüzünlü yüreği iyileştirmek için koşmaya başladı.







23 Şubat 2021 Salı

Naruto/Naruto Shippuuden 2

 




Evet sıra 2.sezona geldi. Ben Shippuuden'i ilk sezondan daha fazla sevdim. Aradan birkaç yıl geçmesi, herkesin değişik tekniklerde ustalaşması ilgi çekiciydi. Karakterlerin büyümelerine şahit olmak içten içe onlara daha çok bağlanmamı sağladı. Tabi aksilikler de bitmez, bu sezonda pek çok güçlü karakter ölür. Kimileri gerçekten beklenmedik ve üzücüydü. 

İlk sezona göre aksiyon bol, çok daha fazla karakter var. Dünya sinsiler, tehlikeliler, intikamcılar, çıkarcılar yüzünden büyük bir savaşa sürüklenir. Kullanılan tehlikeli tekniklerle daha önce ölenlerden bir kısmı da savaşa dahil edilir. Dram da eksik olmaz. Ölmüş olan bir yakınını düşmanın safında görüp (kontrol altındalar çünkü) ona karşı savaşmak zorunda olmak kolay değildir. 

Biraz da Naruto'nun içine hapsedilmiş olan canavar tilkiden bahsetmek istiyorum. Çok büyük bir enerjiye sahip bu devasa tilki sürekli birilerinin içine mühür ile hapsedilmiş, böylece insanlar ondan korunmayı başarmış. Ancak taşıyıcı kişi öldüğünde canavar yine saldırıya geçer. Taşıyıcılar canavarı sevmez, çünkü diğer insanlar tarafından dışlanırlar. Halbuki hayatları zaten zordur, bir canavarı idare etmek kolay değildir. Tıpkı Gaara'nın kendi canavarına yenik düşüp insanları katletmeye başlaması gibi... Naruto ise diğer taşıyıcılardan farklı olarak içindeki canavarla barışık olmanın yolunu bulur ve savaş sırasında canavarın da yardımı ile büyük başarılar gösterir. Bu arada Naruto'nun Gaara'yı olumlu yönde değiştirdiği kısma bayıldım. 😇

Bu sezonda kimsesiz Naruto'nun anne, babası ve geçmişi hakkında her şeyi öğreniyoruz. Ne kadar da çile çekmişler. Buna rağmen Naruto'ya belli zamana kadar pek sahip çıkılmadı. Hocası Jiraiya sayesinde çok gelişen Naruto tüm bu olumsuzlukları aşmış, kendini herkese kanıtlamıştır. 

Animede en sevdiğim karakterlerden biri İtachi. İlk sezon hain olarak gösterilen ama bunun altında çok farklı sebebi olan insan. Hiçbir şey algılandığı gibi değildir diyorum. Gelişen şartlar, ağır bir seçime zorlanması, bir de hain olarak yaftalanması, hayattaki tek yakını kardeşi Sasuke'nin onu öldürme hırsıyla intikam peşinde koşmasıyla animenin önemli karakterlerinden biridir. Bunun gibi pek çok karakterin acı çekişini izliyoruz. Tüm olumsuzluklara rağmen gelişen ölümsüz dostluklar, bağlar, güven, sadakat, güçlerini birleştirme çok iyi işlenen konular. 

Kaç bölümde ağlamışımdır bilmiyorum bile. O kadar etkileyici ve duygusal bir anime ki başka hiçbir anime, film ya da kitapta bu kadar ağlamamışımdır. Derin anlamlar içeren sözleri, kendinize çok yakın hissedebildiğiniz mükemmel karakterleri, verdiği dersler ve başarılı kurgusu ile diğer tüm animelerden ayrılır benim gözümde. Ayrıca müzikleri de birbirinden güzeldir. Puanım: 100/100 😀👍

Tekrar izlemeye başladığım 1.sezonu neredeyse bitirdim, 2.ye geçmek için can atıyorum. Çünkü her şeyin farkında olarak izlemek olanları daha geniş açıdan görmemi sağlıyor. Ya da daha önce anlamsız bulduğum, dikkat etmediğim şeyleri daha iyi anlıyorum. Eğer animeleri seviyorsanız muhakkak başlayın derim. 😎 Yalnız ekleme bölümleri çok fazla. Animenin mangaya yaklaştığı bölümlerde çok fazla doldurma bölümler eklenmiş. Bu filler bölümlerin listesini netten bulabilirsiniz, atlasanız da olur yani. 







18 Şubat 2021 Perşembe

Kıymet Bilmek

 



Hayat bir şekilde akıp gidiyor. Kıymetini bilmeden zamanı, güzellikleri, sevgiyi, saygıyı, edebi harcarız. Oysa bir güzel söz, küçük bir iyilik zor mu gelir insana? Kötüye baktıkça ona benzer insanoğlu. Nasılsa iyiliğe, özüne dönecek, tövbe edecek çok vakti var sanır. Öfkesi, kibri, yalanı dolanı, küfrü bitmez. Zorlukla mücadelenin adı kavga dövüş etmek olmuş, sabır unutulmuş. Yakıp yıkmak için insanda bahane bitmez. Nedense gömülen hep insanlık, merhamet, sabır olur; kötülük, vahşet ve hayasızlığın yerine. 

Her anın kıymetini bilip şükretmek gerek. Mavi göğe, dağa, taşa, aldığımız nefese, sevdiklerimize, sağlığa. İşitmeliyiz kuşların cıvıltılarını, görmeliyiz usulca salınan bulutları, hissetmeliyiz bir çocuğun saf sevincini kalbimizde, elinden tutmalıyız düşenin... Yaşıyorsak kendimize ve dünyaya bir anlam katmalıyız.

Payidar Tüfekçioğlu' nu rahmetle anarak, sesiyle anlam kattığı şiir videosunu paylaşıyorum. 



14 Şubat 2021 Pazar

Naruto/Naruto Shippuuden



Bugün en sevdiğim animeden bahsetmek istiyorum. İlk kez yıllar önce izlemiştim ve tekrar izlemeye başladım. Bende etkisi ve önemi çok büyüktür. Yüzlerce bölümden oluştuğu için insanların Naruto'ya başlamaya gözü korkar. Biliyorum çoğu kişi de animelere önyargılı olduğu için animelere şans bile tanımaz. En azından ön yargıları kırmak adına Naruto'nun genel ve detay yönlerine değineceğim. (Dikkat spoiler içerir.)

Animemizin ilk sezonu Naruto' da karakterleri tanıyoruz, ninja dünyasına giriş yapıyoruz. Bu kısımda temel atılıyor adeta. Farklı karakterlerin birbiriyle olan bağlarını, hayallerini gerçekleştirme yolundaki çabalarını, olgunlaşma süreçlerini görüyoruz. Zeki, güçlü, tembel, umursamaz, duygusal, çekingen, girişken, hassas, enerjik vb. pek çok özelliklere sahip ninjalarımızın ortak noktası köylerine sıkı sıkıya bağlı olmaları. Zaman zaman aralarındaki çatışma büyüse, güç gösterisine de dönse özlerini korumayı başarabiliyorlar. Köyde çeşitli klanlar var ve bazıları büyük acılar, sırlar eşliğinde varlığını sürdürüp bu günlere gelebilmiş. Çok fedakarlıklar gösterilmiş, kanlar dökülmüş. Nefret de doğmuş, büyük bağlılıklar da. Anime ilerledikçe yavaş yavaş çoğu şeye hakim oluyorsunuz. 

Ana karakterimiz Naruto'ya da değinmemin vakti geldi. Kendisi yalnız büyümüş ve dışlanmış bir çocuk. Okulda beceriksiz ve yaramaz olarak görülen biriydi. Kendini insanlara kabullendirme gayretiyle hokage (köyün başındaki kişi, yönetici) olmaya karar verir. Bu uğurda çok çalışır güçlenir. Tabi zor anlarında ona destek olan içindeki güç sayesinde de büyük işler başarır. Güç demişken bahsettiğim bir canavar aslında. Henüz bebekken köye saldıran bir canavar onun bedenine hapsedilmiştir. İlk sezonda Naruto en azından hocalarının ve arkadaşlarının dikkatini fazlasıyla çekmeyi başarır.

Naruto, Sasuke, Gaara, Rock Lee, Neji hepsi ya kalbinde ağır yükle büyümüş ya da bir şeyleri başarmak için aşırı mücadele etmiş kişilerdir. En etkileyici bulduğum Gaara'nın hikayesiydi. İnsanları korkutan, titremelerine sebep olan Gaara'nın beklenmedik geçmişi çok üzmüştü beni. Elinden bir kez olsun tutulmamış ve göz göre göre karanlığa itilmişti.

En garip karakter Kakashi Sensei diyebilirim. Bir insan aynı anda nasıl güçlü, dayanıklı, umursamaz, hassas, komik ve karizmatik olabilirin cevabı. Sürekli maskesinin altındaki yüzünü merak ederek izledim. :)

Animenin en sevdiğim yanı karakterlerin çok olması ve gerçekçi yanıydı. Dostluk bağı, yalnızlık, empati kurabilme, önyargıları aşma, azmin zaferi gibi konular çok güzel işlenmişti. Ders alınacak çok şey var. Karakterlerin ne kadar çabaladığını gördükçe sonucu merakla bekliyorsunuz. Diğer animelerdeki gibi karakter bir anda değişip, güçlenmiyor. Başta Naruto olmak üzere pek çok karakterin sıfırdan başlayarak nasıl değiştiğini görmek güzeldi. Özellikle ikinci sezonda karakterleri daha büyümüş göreceğiz.

Düşmanlar da köyden elini çekmez tabii. Pek çok kavga, dövüş, ihanet yaşanır, intikam yeminleri edilir. Yine de hiçbir şey göründüğü gibi değildir. İlk sezon sadece buz dağının görünen yüzüydü. Esas olaylar, sırlar ve savaşlar Naruto Shippuuden ile başlar. Yazımın çok uzamaması adına ikinci sezona daha sonra devam edeceğim. Okuyan biri olursa şimdiden teşekkürlerimi iletiyorum. :)



Gidilemeyen Gezi 🙄

   Bugün için bir ay önceden bir turla görüşmüş yer ayırtmıştım. Çok da hevesliydim ama ben ne zaman bir şey istesem en küçük şeyler bile ol...