10 Mart 2021 Çarşamba

Geçmişin Sırrı 2 (Kelime Oyunu 15)


 


Not: Karakteri temsilen eski bir çizimimi koydum. 

Geçen haftaki hikayeme devam ettim, öncekini buradan okuyabilirsiniz. Bu haftanın kelimeleri: pestenkerani, diğerkam, rabıta, kavi, muğlak 

Umarım hikayemde bu kelimeler çok sırıtmamıştır. 😀


Zeyrek köyden ayrılırken muğlak hisler içerisindeydi. Aile rabıtası tamamen kopmuş, denizde yolunu kaybetmiş sal misali sürükleniyordu. Önünde uzanan yemyeşil tepeler uzun sürgününün habercisiydi. Kılıcını kınından çıkarıp yakından inceledi. Parmakları kabzadaki işlemelerde gezindi. Bunu, bunca yıl babası sandığı kişi vermişti.

***

Vakit geçtikçe Seva’ yı bir endişe sardı. Çatışma çıktığını işitmişti ama oğlu ortalarda yoktu. Başına bir şey gelmiş olabilirdi. Telaşla dışarı çıkarken kapıya iliştirilmiş zarfı gördü. Anneme yazıyordu üzerinde. Kadın hemen mektubu açıp okumaya başladı.

Anne, her şeyi öğrendim. Ben bu topraklara ait değilmişim. Sen özenle bana baksan, çiçek misali beni sulasan da köklerim buraya tutunamadı. Hep içimde bir eksiklik hissettim biliyor musun? Belki o adamın beni aşağılayan sözleri, belki senin yüreğine yük olmuş sırrın gözlerindeki yansıması, belki de gördüğüm kâbuslar... Bu, çok kavi bir acı. Artık iki diyarda da tutunamam, kururum. Kaybettiğin evladının yerini dolduramam ben, sana sadece acını hatırlatacağımı bilerek yanında kalamam. Hoşça kal...

Mektubu bitirdiğinde burnu sızladı Seva' nın. Zeyrek tüm olanları duymuş, gitmişti işte. Gözyaşlarını içine akıtıp öfkeyle içeri girdi. Sıkılı yumruğunun içinde buruş buruş olmuş mektubu eşine fırlattı:  “Neye sebep olduğunu gör!”

“Delirdin mi! Yine ne var?”

Noyav satırları okurken yüzünde her hangi bir ifade yoktu. Kağıdı buruşturup arkasına atarken “Ne pestenkerani bir dert,” dedi ve devam etti: “Unut onu artık. Gitmesi isabet olmuş. En azından düşmanın safına geçmemiş.”

Kocasının bu kadar ruhsuz olmasını aklı almıyordu Seva' nın. Ağzını açacak oldu vazgeçti, bir hışımla odadan çıktı. Noyav pencerenin önündeki divana yerleşti. Dışarıyı izlerken karısının her şeyi abarttığını düşünüyordu. Bunlara kafa yoramazdı şimdi. Gittikçe yaklaşan kara bulutlar dikkatini çekti. Kopacak bir fırtınaya hazırlıklı olmalıydı. Gökyüzüne odaklanmışken boynuna doğrultulan kılıç yüzünden donakaldı. Eve gizlice birinin girmiş olduğunu düşündü. Yavaşça başını çevirince kılıcı tutan kişinin karısı olduğunu fark etti. Kadın bağırdı: 

“Kımıldama sakın, söyleyeceklerimi dinle!”

“Sen ne yaptığını sanıyorsun?” Noyav, şaşkın ve öfkeliydi.

“Eğer oğlumu bulup getirmezsen senin canına okurum. Çok ciddiyim!”

Kadının gözleri ve sesindeki kararlılık karşısında afalladı adam. Seva’nın diğerkam kişiliği yine baskın hale gelmişti. Bir keresinde Noyav yaramaz bir çocuğu dövdü diye karısı kafasında şişe kırmıştı. Başındaki yara izi o günden beri duruyordu. Seva’ nın gözü döndüğünde gerçekten şakası olmazdı. Kadın kılıcı hafifçe adamın boynuna bastırmaya başlamıştı. Sinirden elleri titriyordu. Noyav yavaşça yutkundu, gözlerinde korku okunuyordu. Sonunda pes etmiş halde omuzlarını düşürdü.

“Onu bu kadar seveceğini hiç düşünmemiştim. Peki, dediğin gibi olsun. Sabah ilk ışıkla yola düşerim.”

Kadın kılıcı çektiğinde bir damla kan adamın boynundan aşağı süzüldü. 

***

Gece, köyün üstünü yorgan gibi örttüğünde herkes evine çekildi. Noyav sıkıntı içinde kıvranıyordu. Sanki ölüm sessizliği çökmüştü eve. Zeyrek' in gidişiyle Seva’ nın tatlı dili, neşesi de sönüp gitmişti. Yatağında dönüp dururken uykuya daldı ve bir rüya alemine doğru süzüldü.

Kaybettiği bebeğini her yerde arıyordu adam. Minik bebek nereye gitmiş olabilirdi? Telaştan eli ayağına dolanmıştı. Uzaklardan bir ses yankılandı: 

“Ba Ba!”

Duyduğu sese doğru koştu. Her taşın altına bakıyor ama oğlunu bulamıyordu. Tekrar tekrar işittiği sese doğru koşmayı sürdürdü. Uzun bir yol kat etti, büyük bir vadiyi, hırçın bir nehri aştı. Sonunda bir uçurumun kenarında sarı saçlı bebeğini gördü.

“Dur oğlum! Kımıldama, geliyorum.”

Bebek uçuruma doğru emekliyordu. Noyav çok bitkin olduğundan yalpalayarak koştu. Bebek düşmek üzereydi. Geçen her bir saniye ıstırap verici şekilde uzuyordu. Son anda ileri atlayıp aşağı düşmekte olan bebeğin elini havada tutmayı başardı. Zaman durmuştu sanki. Noyav bir saniyeliğine gözünü kapatıp açmıştı ki donup kaldı. Bebeğinin yerini Zeyrek almıştı. Ve yükü aniden ağırlaşınca tutamadı adam, Zeyrek elleri arasından kayıp gitti. 

“Hayır!” Noyav kan ter içinde uyandı. Zeyrek’ in düşerkenki bakışları gözünün önünden gitmiyordu: Hayal kırıklığı ve yoğun bir acı... Seva endişeli halde yanına koştu. Noyav onu duymuyordu bile. Kendi kendine söyleniyordu: “Ne yaptım ben? Ne yaptım ben?”

Devam edecek...

Vee yeni kelimeleri veriyorum: gölge, cesaret, aile, gerçek, çaba

 


35 yorum:

  1. "pestenkerani " ilk kez duyduğum bir sözcük. Çok hoşuma gitti yeni bir kelime öğrenmek;teşekkürler bunun için . Öykü konu olarak güzel ama bunun ötesinde bildik bir olayı dinletir gibi de kuvvetli anlatmışsınız..gerçekten hoş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de ilk kez duymuştum. :) Yorum için teşekkür ederim, beğenmenize sevindim.

      Sil
  2. Bu haftanın kelimeleri zormuş sanki. Kaleminize sağlık çok güzel olmuş bence.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu hafta biraz zorlandım evet. Değerli yorumunuz için teşekkür ederim. :)

      Sil
  3. Vallahi bu kelimler ile harika bir devam hikayesi olmuş, kaleminize sağlık:-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Olduğu kadar uydurmaya çalıştım. Yorum için teşekkürler. :)

      Sil
  4. Hikaye çok hoş devam ediyor. :Kalemine sağlık. :)

    YanıtlaSil
  5. Ooo... hikaye değişik bir hal almaya başladı.
    Keyif ve heyecanla okudum.
    Bakalım daha neler olacak.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorum için teşekkürler. Bu bölümde bitirecektim hikayeyi ama uzadı. :))

      Sil
  6. Kelimeler kolay değil. Maşallag güzel iş çıkarmışsın :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, evet zormuş bu haftanın kelimeleri. :)

      Sil
  7. Heyecan dorukta, devamında neler olacak merak içinde bekliyorum. Ve Neva'nın içindeki amazon ahaha, kadından beklenmedik davranışlar oldu ama tabi güzeldi. :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler Mervecim. Devamı haftaya artık. :)) Hep erkekler yapıyor beklenmedik şeyleri, biraz da kadınlar yapsın. :))

      Sil
  8. *Seva imiş pardon Duygucum ve kalemine sağlık tekrardan. :)

    YanıtlaSil
  9. Kalemine,duygularına maşallah, hikâyenin içinde hissederek okudum, öyle guzeldi:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel bir yorum, mutlu oldum. Çok teşekkürler. :)

      Sil
  10. Ben ikisini de duymamıştım, seçilmiş kelimeler diye mecburen kullandım. :)

    YanıtlaSil
  11. Elinize sağlık, zorluğa rağmen iyi iş çıkarmışsınız, tebrikler :) Aslında zaman zaman değişik kelimeleri kullanmakta, sınırların yerini değiştirmekte fayda var. Sevgiler,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, beğenmenize sevindim. İlginç kelimeleri kullanmak iyi oluyor gerçekten. :)

      Sil
  12. Heyecanla okudum ve 2 yeni kelime öğrendim sayenizde :)

    YanıtlaSil
  13. oyyy bulcak mı zayreki noyav, seva yı çok sevdim yaaa, güzel gidiyo hikaye, rüya çok iyiydi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sürpriz olsun haftaya. :) Seva'yı severek yazdım, beğenmene sevindim. Biraz daha çizim var elimde sırası geldikçe atarım. :))

      Sil
  14. bi de çizimlerinden hep göster bizeee :)

    YanıtlaSil
  15. Ne güzel çizmişsiniz :) Maşallah tebrik ederim.
    Yazı da güzel olmuş,severek okudum. Kaleminize sağlık 😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, mutlu oldum yorumunuza. :)

      Sil
  16. Çizim de yazı da çok hoş olmuş. Kaleminize sağlık...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, beğenmenize sevindim. :)

      Sil
  17. Japonların anime karekterleri heo büyük gözlüdür oysa kendileri o büyük gözlere sahip değillerdir. Bunu neye bağlıyorsunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Anime karakterlerine büyük göz yakıştığı içindir bence. Göz şekli animelerde büyük oranda karakterin kişiliğini yansıtıyor. :))

      Sil
  18. Şimdi önceki hikayeni de okuyup, okudum bunu da. Öncelikle çizim çok güzel, hep keşke bende de böyle yetenek olsaydı demişimdir:) Bence hiç sırıtmamış kelimeler, tam yerini bulmuş. Sadece şu pestenkerani kelimesini kendim çok sevmediğimden her yazıyı okuduğumda tuhaf geliyor, muhtemelen kendi yazımda da böyle bir rahatsız olacağım o kelimeden :D

    Üzüldüm Zeyrek adına, bakalım devamında ne olacak...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim yorumun için. :) Çizmeyi seviyorum ama zor iş cidden. Amatörce uğraşıyorum. Evet, pestenkerani bayağı ilginç bir kelime. :)

      Sil
  19. Allah'ım bu ne güzel bir tema bu ne güzel bir konu bu ne güzel bir resim ve bu ne güzel bir blog. İyi ki bloguma uğradınız. Bu arada bleach'e bayılırım. :))))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim övgünüz için. :)) Konuyu ve çizimi beğenmenize sevindim. Bleach güzel gerçekten, Toshiro da oradaki en sevdiğim karakterlerden. :))

      Sil

Drizzt Efsanesi 13. Kitap (Kılıçlar Denizi)

   Drizzt Serisi'nin elimdeki son kitabını okudum. Bu bölümde yine bir yolculuğu okuyoruz. Drizzt ve diğerleri yakın dostları için bir k...