29 Ekim 2022 Cumartesi

Kitap Çekilişi

 


 Merhaba arkadaşlar, blogumuzdaki kitap çekilişleri ve hediyeleşmeleri çok güzel buluyorum. Ben de çekiliş yapmak istedim, fotoğraftaki kitaplarımı kazanan kişiye göndereceğim. Katılmak isteyenler yorumda belirtebilir. 5 kasım akşamına kadar katılım devam edecek. 😊

 İçindeki Uyuyan Güzeli Uyandır severek okuduğum bir kitaptı. Yazar sanki sizle sohbet ediyormuş gibi çok tatlı bir üslupla yazmış. Bir İdam Mahkumunun Son Günü ben bayıldım diyemesem de seveni çok. Ben Sana Mecburum şiir kitabı. Ferit Edgü kitapları da seviliyor diye eklemek istedim. :) 


28 Ekim 2022 Cuma

Mantıku't Tayr'dan Seçmeler (Kitap)

  

 


 Sevgili Müfred'in hediye ettiği kitabı okudum. Kendisine bir kez daha teşekkür ediyorum. 😊 Kitap ilahi aşka ulaşma üzerine kısa hikayelerden oluşuyor. Hikayelerin sonunda öğüt verici kısa yazılar da yer alıyor. Kitap ders verici nitelikte, belli konulara dikkat çekiyor ve farkındalık sağlıyor. Kapak tasarımı ve sayfa düzenini çok beğendim, okuması kolaydı, tavsiye ederim. Alıntılara geçeyim. :)


  Bu dünyada şimdiye dek kimse bir an olsun huzur ve rahat bulamamıştır. Bu yolun yolcusu hamlıktan ve çiğlikten el çekmeli, bir an önce olgunlaşıp olgun kimseler gibi davranmalıdır.


 Müslümanlık sadece dille  "Ben Müslümanım" diyip başka bir şey yapmamakla olmaz.


 Sen de Allâhü Teâlâ'nın cemalini görme şevkinde ol! Kendi nefis putunu ateşte yak ki içindeki mücevherler ortaya çıksın!


 Bir kıl ucu kadar dünya hayatının peşinden gidersen, kulluktan çıkıp yanlış yola sapmışsın demektir. Aşk yolunda muradına ermek istersen, dünyaya dair bütün isteklerinden vazgeçmen gerekir.


23 Ekim 2022 Pazar

BCP Ekim- Sarı Duvar Kağıdı, Karanlıkta Fısıldayan (Kitap)

 

 Blogları Canlandırma Projesinde bu ayki temamız gotik/zombi. Birkaç ay önce sırf bunun için aldığım iki kitap vardı. İthaki'nin karanlık kitaplık serisinden olan kitaplara fotoğrafta gördüğünüz üzere tatlı bir dokunuş yapmak istedim. :)) 




 Sarı Duvar Kağıdı

 Kitap dört öyküden oluşuyor ve girişte yazarın sarı duvar kağıdını neden yazdığıyla ilgili açıklama var. Bu yazısını dikkat çekici buldum. Sonu da şöyle bitiyor:

 "Bu öykü insanları delirtsin diye değil, delirmekten kurtarsın diye yazıldı ve işe yaradı da."

 Kitaba adını veren öykü ilk öykü. Benim de en sevdiğim öykü oldu, diğer üç öyküye göre daha çarpıcı buldum. Kitap hasta olduğu için ailesiyle birlikte eski bir konağa taşınan kadının hikayesini anlatıyor. Kocası ve çevresindekiler kadını yeterince ciddiye almıyorlar ve iyileşene kadar çalışmaması gerektiğini söylüyorlar. Kadın da gizli gizli yazılarını yazmayı sürdürüyor ve diğerlerinin yanında normal davranmaya çalışıyor. Kadın yatak odasındaki sarı duvar kağıdından nefret ediyor, eşine duvar kağıdını istemediğini söylese de adam onu ciddiye almıyor, masraf yapmak istemiyor falan. Duvar kağıdını zamanla takıntı haline getiren kadın artık sürekli duvardaki desenleri incelemeye ve değişimleri gözlemlemeye başlıyor.

 Kitap akıcı ve yazarın tarzını sevdim. Hem gizemli hem de etkileyici bir öyküydü. Sinir bozukluğu yaşayan insanların her şeyden mahrum edilip koparılmasına ve bu yüzden daha da kötüye gitmelerine tepki niteliğinde yazılmış. Öykünün sonunda da bunu çok iyi görüyoruz. Öykü zaten kısa, daha fazla açıklama yapmayım.

 "John gerçekte ne kadar acı çektiğimi bilmiyor. Acı çekmem için bir sebep olmadığını biliyor, bu da onu tatmin ediyor."

 "Ondan önce uyuduğumu sandı ama uyumamıştım - yatakta öylece uzanıp öndeki desenle arkadaki desenin birlikte mi yoksa ayrı ayrı mı hareket ettiğini anlamaya çalıştım saatlerce."

 "Uzun süre arkadaki şeyin, o soluk desenin ne olduğunu anlayamamıştım ama şimdi bir kadın olduğundan eminim."

 

Karanlıkta Fısıldayan

 Bu kitap beklediğimden çok daha iyiydi, gizemli ve dikkat çekici. Kitap bir profesörün yaşadığı gizemli durumu anlatışı ile başlıyor. İlk sayfada durumu pek anlamıyorsunuz ama kitabın sonunda neyi kastettiğini anlıyorsunuz. Vermont selinin ardından insanlar nehirlerde garip varlıklar gördüğünü iddia etmeye başlıyor. Profesör New England folkloruna da hevesli biri olduğu için tartışmalara dahil oluyor. Çeşitli ve detaylı açıklamalarda bulunup durumu reddediyor. Ta ki bir gün çiftlikte yaşayan Akaley'den mektup alana kadar. Mektubun içeriği profesörü şaşırtıyor ve zamanla ikili arasındaki mektuplaşma başlıyor.

 Yazarın anlatım gücüne hayran kaldım. Sıradışı bir kurguyu gerçekçi şekilde anlatmış. Karakterin çelişkilerini, korkusunu ve aynı zamanda bilinmeyene olan merakını iyi aktarmış. Akaley'in mektupları en merakla okuduğum kısımlardı, bir de finali tabi. Spoiler olmasın diye fazla açıklamıyorum ama baştan sona beğendim kitabı. Gerilim ve gizem sevenlere tavsiye ederim. Yazarın başka kitaplarını okumak için sabırsızlandığımı söyleyebilirim. :) Profesörün Akaley hakkındaki çıkarımlarını içeren alıntılarla yazımı sonlandırıyorum. 

"Beynim altüst oldu; önceden olsa açıklamalara sığınacağım yerde şimdi hayretlerin en inanılmazına, en anormaline inanmaya başlamıştım. Hayati kanıtların kapsamı menfur biçimde geniş ve boğucuydu; Akaley'in serinkanlı, bilimsel tavrının -ki o tavır çıldırmış, bağnaz, histerik ve hatta aşırı hayalci bir tavırdan son derece uzaktı- düşüncelerim ve yargılarım üzerinde büyük etkisi olmuştu."

"Adamın tüm karakteri sinsi bir mutasyona uğramış gibiydi, öylesine kökten bir mutasyon ki, hem önceki hem şimdiki halinin akıl sağlığının aynı ölçüde yerinde olduğu varsayımlarını uzlaştırmayı imkansız kılıyordu. Kelime seçimi, imla, hepsi hafifçe farklıydı. Yazı üslubuna karşı akademik hassasiyetim sayesinde, her zamanki tepki ve ritimlerde sapmalar seziyordum. Bu kadar kökten bir değişime yol açan duygusal sarsıntı veya ruhsal aydınlanma çok şiddetli olmalıydı."


22 Ekim 2022 Cumartesi

Doğu Ekspresinde Cinayet (Kitap)

 


 Yıllar önce yazarın sadece bir iki kitabını okumuştum ama aklımda bir şey kalmadığı için bir kitabını daha okuyum diyerek kütüphaneden aldım bunu.

 Dedektif Poirot'un bindiği Doğu Ekspresinde bir cinayet işlenir. Yılın o dönemlerinde tenha olan trenin normalden kalabalık olması cinayeti daha karmaşık hale getirir. Kar yağışı nedeniyle yol da kapanmıştır. Poirot cinayeti çözmek için çok kişiyle görüşür.

 Kitabın genelinde dedektifin sorgulamalarını okuyoruz. İnsanların kişiliklerini de hesaba katarak akılcı sorular soruyor. Yeterince bilgi topladıkları sonra bir oyun oynamaya karar veriyor. Kitabı okurken daha çok bulmaca çözüyor gibi hissettim. Okuması keyifliydi ama gerilim ya da heyecan hissettirmedi bana. Ben polisiyede gerilimi, kovalamacayı, heyecanı severim. Hani meraktan duramayıp sayfaları hızlı hızlı çevirirsiniz ya bu kitapta olmadı o. Sonu enteresan bir şekilde bağlanmıştı. Dedektif zeki ve dikkatli biri. Sonu şaşırtıcıydı ama bazı kısımlar biraz zorlama gibi geldi. Bir de ben artık polisiyelerde katilin kim ya da kimler olduğunu umursamıyor, tahmin etmeye çalışmıyorum. Çünkü çoğu kurguda katilin farklı kişi olduğu düşündürülmeye çalışılıyor. Bence süreç, olayların akışı ve merak uyandırıcılık daha önemli. Okuması rahat olan, kafa dağıtmalık bir kitap okumak isteyenlere tavsiye ederim. 

17 Ekim 2022 Pazartesi

Bir Karakter Meselesi 8 (Uchiha Obito)

  

 Yine bir Naruto karakteri ile geldim. Aslında bu karakteri yazmayı düşünmüyordum, ağır spoiler içerdiği için. Naruto'yu izlemeyi düşünenler okumasın bu yazıyı. :)

 

gif: icegif.com


 Obito'yu anlatmaya nereden başlasam bilmiyorum. En iyisi en baştan anlatayım. Kakashi ve Rin'in takım arkadaşı, Minato'nun öğrencisi olarak karşımıza çıkıyor animede. Tatlı bir çocuktu, saf ve mızıkçı, o dönemlerde kuralcı ve güçlü olan Kakashi'yi kıskanırdı. Kendisi aynı zamanda Uchiha klanının bir üyesiydi. Aslında çocukluğunu izlerken onu hep Naruto'ya benzetmiştim, aklı bir karış havadaydı Obito'nun da. Takım arkadaşı Rin'e aşık olmuş ama ona hiç söyleyememişti. 

 Günün birinde bir göreve gönderilmeleri üçlü için felaketin başlangıcı olur. Aksilikler üst üste gelir ve seçim yapmak zorunda kalırlar. Düşmanla çarpışırlar ve Kakashi Obito'yu korumak isterken gözünü kaybeder. Hemen ardından girdikleri mağara da yıkılır, Obito göçük altında kalır. Veda konuşması yaparak sharinganını (uchiha klanına mensup olanların sahip olduğu özel göz) Kakashi'ye verir. Kakashi böyle bir fedakarlığın altında ezilir ve üzüntüsünü hep yaşar. Obito Kakashi'yi hem kurtarmış hem de ona gözünü vermiştir.

 Obito ağır yaralanmasına rağmen bir başkasının müdahalesi ile yaşama tutunur. Aslında yarım bir hayattır bu ve iyileşmesi çok uzun sürer. Herkes onun öldüğünü sanmaktadır. Obito'nun aklı hep iki arkadaşındadır, iyileşip karşılarına çıkmak için can atarken hiç beklenmedik bir sahneye şahit olur. Bu noktada adeta yıkılır ve eski Obito yoktur artık. Nefretine teslim olur ve gizliden gizliye güç kazanır. Bu uğurda pek çok kişiyi feda eder. Kimliğini hep saklı tutar. Kendisini iyileştiren kişi ile dünyaya kafa tutmaya başlarlar. Büyük planlarını adım adım uygulamaya koyarlar. Obito günün birinde Kakashi ile yüzleşmek zorunda kalır. İkisi için de zor bir durumdu özellikle Kakashi'nin onun yüzünü gördüğü andaki ifadesini unutamıyorum. Bunca yıldır kendisi yüzünden öldüğünü düşündüğü kişi hayattadır. 

 Temiz kalpli bir çocuğun bir çıkmaza girip bu denli değişmesi üzücüydü. Gözü tamamen döndüğü için sadece hedefine kilitlendi, yapamayacağı şey yoktu. Aslında dünyanın çok kötü ve acımasız bir yer olduğunu kabullendikten sonra doğru olduğuna inandığı şeyi yapmayı tercih etti. Tabi bu geride o kadar yıkım bırakmasını haklı çıkarmaz. Özellikle bir kişi vardı ki ona nasıl kıyabildi anlamak zor. Her şeye rağmen Naruto sayesinde içinde aydınlık bir taraf kalmış olduğunu gördük.

 İzlerken düşündüm, o sahneyi görmeseydi ne olurdu? O zaman tüm anime baştan sona değişirdi. Olacak olan oluyor bir şekilde, karanlığa zorla itilmiş bir karakterdi. Yine de sevdiğim ve unutamayacağım karakterler içinde yerini aldı. Duygularını uçlarda yaşaması onun talihsizliği oldu ve İtachi gibi bir Uchihalı olmanın bedelini ödedi aslında.

 Daha önce okumamış olanlar Kakashi yazıma buradan ulaşabilir. Adını o kadar andım ki buraya ekleyim dedim. :)



12 Ekim 2022 Çarşamba

Kitap Alışverişim 7

 


 Merhabalar, Amazon'da prime üyeleri için indirim günleri var, bugün son gün sanırım. Listeme önceden eklediğim kitaplara bakınca pek de indirim denk gelmemiş. Genelde %10 indirim var kitaplarda, hiç indirim olmayan da var. Bazı kitaplarda %50 %60 falan indirim gördüm ama onlar almayı düşündüğüm kitaplar olmayınca almadım.

 Drizzt'in 11. kitabını indirimli aldım. Başka sefere belki daha zamlı olacak, az da olsa indirim indirimdir dedim. :) Seri beni hiç sıkmadığı için okudukça bir yandan almaya devam ediyorum. :) Seriyi ilk okuduğumda 8.kitaba kadar okumuştum, gerisini hiç bilmiyorum. Spoiler yemeyim diye konusuna da bakmadım kitabın. :) 

 İthaki'nin Unutulmuş Fantastik Klasikler serisi bu aralar dikkatimi çekince iki kitabını aldım. İndirimde değildi ama ucuzdu kitaplar. Özellikle 545 sayfa olan Ourobos Yılanı'nı 14'e alınca sevindim. Diğeri de 22 lira. Soğuk esprimi de yapayım, unutulmuş olunca ucuz tabi kitaplar. 😅😅 Kapaklarına bayılıyorum bu serinin, renkler ve tarz çok iyi. 

 Esma-i Hüsna kitabını da ara ara okumak, faydalanmak için aldım. Bende bir tane vardı kaybetmişim, bunu aldım bu sefer. Şimdilik benden bu kadar, Başka alışverişlerde görüşmek üzere. :) 


11 Ekim 2022 Salı

İnce Memed 1 (Kitap Tanıtım)

 


 Seriyi uzun süredir merak ediyordum. Kütüphanede görünce aldım hemen. Yazardan okuduğum ilk kitap oldu.

 Çukurova'daki Değirmenoluk köyünde insanlar zar zor geçinmektedir. Başlarında bir ağa belası vardır, köle gibi insanları çalıştırır. Annesi ile bir başına yaşayan İnce Memed çektiği eziyetten bıkmıştır. Sevdiği kızın da ağanın yeğeni ile evlendirileceğini duyunca kızı alıp kaçar. Ancak ağa peşlerindedir, iyi bir iz sürücü bulmuştur. O gün olanlar olur, Memed ağayı ve yeğenini vurup köyden ayrılır. Daha önce tanışıp yanına sığındığı başka bir köylü de seni bırakmazlar diye onu götürüp eşkıyaların içine sokar.

 Memed'in eşkıyalık macerası böyle başlar. Kötülere karşı çıkar, köylüyü destekler ama Memed'in de hatalı yanları vardı. O yüzden hiç kusuru olmayan bir kahraman gibi yansıtılması pek hoşuma gitmedi. Bazı yerlerde sinir oldum Memed'e.

 Yazarın dili oldukça akıcı, betimlemeler çok iyiydi ve pek uzatılmamıştı. Diyaloglar çok doğal ve kısa kısa olunca bir yerden sonra hep aynı gibi gelmeye başladı. Kitabı okurken eski Türk filmlerini izliyor gibi hissettim. Konu nedeniyle çok da ilginç gelmedi bana, yazar ne kadar iyi anlatmış olsa da zaman zaman sıkıldım. Ders alınacak kısımlar çoktu elbette. İnsanların çektiğine üzülüyorsunuz, o kadar eziyetin üstüne herkes kendini bildiğini yapmaya başlıyor. Dönemin sorunları iyi aktarılmış.

 Şimdilik bu kitap bana yetti, devamını okuma konusunda hevesim yok. Ağalık, eşkıyalık, köy konularını sevenlere tavsiye ederim. 


4 Ekim 2022 Salı

Drizzt Efsanesi 5.Kitap- Gümüş Damarları

 



 Drizzt'in maceraları devam ediyor, uzun bir aradan sonra 5.kitabı okudum. :) Serinin 4. kitabının sonunda Drizzt ve arkadaşlarının yeni bir maceraya çıktığından bahsetmiştim. Bu bölümde bu maceralı yolculuğun detaylarına iniyoruz. 

 Cüce Bruenor, pek az hatırladığı kadim yurdu Mithril Salonu ve hazineleri bulma konusunda kararlıdır hatta bu, hayattaki en büyük amacıdır. Uzun yıllar özlemini çektiği cüce diyarını bulabilmek umuduyla kara elf Drizzt, barbar Wulfgar ve buçukluk Regis ile yollara düşer. Rahatına düşkün ve tembel Regis'in neden böyle tehlikeli bir yolculuğa katıldığı ise dostlar arasında merak konusu olur. Peşindeki amansız kiralık katil Entreri'nin farkına varan Regis için tek çare evinden apar topar uzaklaşıp bu gruba katılmak olmuştur.

 Yol arkadaşlarının isimleri bir önceki kitapta gelişen savaş nedeniyle millerce öteye ulaşmıştır. Bu da farklı sorunları beraberinde getirir. Bir büyücü Drizzt'in elinde çok önemli bir nesne bulunduğunu varsayarak onu gözüne kestirir. Hem katil hem büyücünün adamları grubun peşindedir. Yol arkadaşları ise bilgi peşinde çok yol kat edip cücenin yurdunu aramaya devam ederler. Pek çok tehlike atlatıp ölümden dönerler. Yine de ölüm onları bulmadığı sürece pes etmeye niyetleri yoktur.

 Kitap boyunca macera devam ediyor ve vardıkları noktada cüce beklediğinden çok farklı ve acı bir gerçekle yüzleşiyor. Bütün çabaları boşuna mıydı ve yıllarca hayalinde büyüttüğü mekân cüce için artık ne ifade ediyordu? 

 Yazarın tarzını sevdiğim için kitabı yine beğenerek okudum. Karakterleri ifade ediş şekli, iç seslerini aktarışı, onları harekete geçiren motivasyonlara değinişi güzel. Bu sayede karakterler daha gerçekçi geliyor ve onlarla birlikte kızıp üzülebiliyorsunuz. Yazarın dili de akıcı olunca kolay okunuyor. Dövüş kısımları da okurken gözümde canlanabiliyor, bu da yazarın bir başka yeteneği.

 Her ne kadar yüzey dünyasında dışlanmaya alışkın olsa da Drizzt'in beklemediği bir yerde ve anda kapıdan geri çevrilmesi ile nasıl hayal kırıklığına uğradığını gördük. Tek, küçük bir beklenti bile insanı duygusal çöküntüye sokabiliyor. Bunu dostu da hemen fark ediyor.

"Seni geri çevirmeleri kalbini kırdı," diye gözlemledi Wulfgar. "Kaderini gönüllü olarak kabul ettiğini sanıyordum. Bu seferki neden o kadar farklı?"

 Drizzt ile kiralık katilin yüzleşmesi ve ikisinin de kendisini diğeri ile kıyaslaması sevdiğim detaylardı. Bu noktada hâlâ görüyoruz ki Drizzt kendinin yeterince farkında değil. Sürekli geride bıraktığı karanlık ırkını ve ailesini düşünüp kendisinin gerçekten onlardan farklı olup olmadığını sorguluyor. Acaba bir hataya düşecek miyim, onlara benzeyecek miyim endişesi var üzerinde. Halbuki karakteri çoğu kişiden daha sağlamdır. Aşağıdaki alıntı da ikili arasındaki durumu iyi özetliyor.

 Entreri de Drizzt'e eşit derecede nefretle bakıyordu. Drowda(Drizzt) gördüğü potansiyel ne büyüktü oysa! Fakat affedilmez nitelikteki bir zayıflıkla lekeleniyordu. Belki de kiralık katil, Drizzt'te fark ettiği sevgi ve şefkat duyma özelliğini kalbinin derinliklerinde kıskanıyordu. Kendisine tıpatıp benzeyen Drizzt, adamın duygusal boşluğunu daha fazla vurguluyordu.


2 Ekim 2022 Pazar

Örmeye Devam

 


 Amigurumi örmeyi severim. Ne zamandır sınav bahanesi ile elime tığ almıyordum. Geçenlerde tekrar örmeye başladım. Rahatlatıcı yanı var ama insan bir yandan da sonucu çabuk görmek istiyor. Bugün inat edip saatlerce ördüm ve sonunda bitirdim bu bebeği. İnternetten satmayı düşünüyorum, hem kendime bir meşgale çıksın hem de satışlardan kazanırsam kitap alırım. :)) Kursa da gittiğim için 10 günde ancak bitirebildim. Saçı ve elbisesi bayağı sabrımı zorlasa da bitti şükür. Bir süre daha sade, basit tarifler denerim sanırım. :)







Drizzt Efsanesi 13. Kitap (Kılıçlar Denizi)

   Drizzt Serisi'nin elimdeki son kitabını okudum. Bu bölümde yine bir yolculuğu okuyoruz. Drizzt ve diğerleri yakın dostları için bir k...