30 Mayıs 2023 Salı

Kimetsu No Yaiba (Demon Slayer)- (Anime)

 


 Bir süredir merak ettiğim bir animeydi. 26 bölümden oluşan ilk sezonu izledim. 

 Tanjiro evden ayrıldığı bir sırada ailesi iblislerce katledilir. Sadece kız kardeşi yaşıyordur, o da iblise dönüşmüştür. Tanjiro kız kardeşini tekrar insana dönüştürmenin yollarını arar. Bir ustadan eğitim alır ve zorlu bir sınavı aşıp İblis Avcısı Loncası'na katılır. Verilen görevler neticesinde iblisleri yok etmeye başlar. 

 İzlemesi keyifli bir animeydi. Kurgusu sağlam diyemem ama dövüş sahnelerindeki görselliğe hayran kaldım. Tanjirocum merhametli, duygusal yanıyla en sevdiğim oldu. Zenitsu çocuğum nasıl bu kadar yaygaracı olabiliyorsun, seni gördükçe ağzına bant yapıştırasım geldi hep. Neyseki içinden zaman zaman çıkan güçlü kişilik sayesinde sana katlanabildim.😅 İnosuke deli danalar gibi oradan oraya saldırmayı kes, bir ayakların yere bassın ya, güzel yüzünü de saklamak için kullandığın şeye bak ayrıca. 😅 Tanjiro'nun kız kardeşi Nezuko ne tatlı öyle ya. ☺🌺 Giyuu karakteri de soğuk görünüyor ama adil biri, üst seviyeli bir iblis avcısı olmasına rağmen Nezuko'nun diğer iblislerden farklı olduğunu anladığında onu serbest bırakmıştır. O yüzden onu da çok sevdim, aklı bir karış havada değil en azından, olgun biri. :)) İstemsizce sevimli Kanao ve Tanjiro'yu yakıştırdım ya ben. 😆

 Aralara dram da katmışlar, bu tür animelerin olmazsa olmazı ama Naruto gibi dramı dibine kadar yaşatan animeleri izledikten sonra fazla etkilemedi buradakiler. 😃 Sanırım en etkilendiğim kısım her şeye rağmen Nezuko'nun insani yanını bırakmaması oldu. Sevgi dolu bir ailede büyümenin gücü bu olsa gerek.

 Karakter gelişimleri daha iyi olabilirdi. Bazı karakterlerin absürtlükleri yıldırdı beni. Komedi olsun diye uzatılan kısımlarda sıkıldım biraz. Dövüşlerin kalitesi ise mükemmeldi, görsel şölen adeta. Hele de Tanjiro ve kardeşinin birlik olduğu kısımlar, aralarındaki bağ çok iyiydi. 19. bölümün sonuna tek kelimeyle bayıldım, aynı anda pek çok duyguyu yaşattı bana. 😃 Finali ise gerilimli ve merak uyandırıcı bitti, devamını izlemem gerekecek. :)) 

(Gifler tenor.com'dan alınmıştır.)


Tanjiro

Zenitsu

İnosuke

Giyuu vs. Nezuko

Kanao vs Tanjiro






20 Mayıs 2023 Cumartesi

Badem (Kitap)

 

 "Onu neden bulmak zorundasın?" diye son kez sordu.

 "Çünkü o benim arkadaşım."

 


 Sevgili kitapkeşfinin hediye ettiği kitaplardan biriydi. Konusu farklı olduğu için ilgiyle okuduğumu söyleyebilirim. Beklediğimden çok daha güzeldi. 😊

 Kitap aleksitimi (duygusal sağırlık) hastalığından muzdarip bir karakterin gözünden anlatılıyor. Doğduğundan beri hiç gülmeyen ve duyguları anlayamayan Yunjae herkesin dikkatini çekmektedir. Nerede nasıl davranacağını bilemeyen ve olaylar karşısında tepkisiz kalan biridir. Bu yüzden annesi ve ninesi onu bir süre eğitir, daha doğrusu yapması gerekenleri ezberletirler. Ancak genç yaşında bir başına kalan Yunjae bir şekilde yaşamını sürdürmeye, okuluna gitmeye devam eder. Günün birinde toplum tarafından dışlanmış, serseri Gon ile tanıştığında hayatında farklılıklar meydana gelir. İki zıt karakterin birbirini anlama süreci başlar.

 Aleksitimi hakkında farkındalık oluşturan kitabı ilgiyle okudum. Yazarın akıcı ve sıkmayan anlatımı ile sayfalar su gibi akıyor. Karakterimiz farklılığı yüzünden çok yadırganıyor, ancak zaten hisleri olmadığı için bu duruma aldırmıyor. Onun gözünden dünyayı görmek güzeldi, bir şeyleri anlamlandırma çabasını dokunaklıydı. Özellikle son kısmı çok etkileyici buldum, değişik hislere büründüm. Badem benim için özel kitaplar arasında yerini aldı. Yazar kitabın sonundaki notunda bu iki karakteri nasıl oluşturduğunu ve hislerini de aktarmış. İyiki de yazmış böyle bir kitabı. 😊


 Bense hissettiklerimi ifade edememekten ziyade öncelikle ne hissettiğimi tanımlayamıyordum.

  Korkunun bilinmemesi, yüreklilik değildir.

 Daha fazla insanla tanışıp, daha derin sohbetler ederek insanoğlunun tam olarak ne olduğunu öğrenmek istiyordum. 


14 Mayıs 2023 Pazar

Hayalet Nota (Kitap)

 


  Devrim avukatlık ve müzisyenlik kariyeri arasında sıkışıp kalmış, geçmişinin sebep olduğu endişelerden kurtulamayan biri. 17 Ağustos depreminde kaybettiği sahne arkadaşını da unutamaz bir türlü. Eşiyle problemleri vardır. Kafası çok karışıkken bir gün yine sahne aldığı sırada tuhaf bir olay yaşar, geçmişe gider, alternatif hayatlara şahit olur. Bir şeyleri değiştirmeye çalışır ama umduğunu bulamaz. 

 Konusu nedeniyle daha heyecanlı bir kurgu beklemiştim. Daha çok Devrim karakterinin iç sıkıntıları, çevresindekilerle ilişkisi, aile bağları gibi durumları okuduk. Karakterler üzerinden yazarın kendi politik fikirlerini aktardığını düşündüğüm kısımlar göze batıyordu. Karakterlerin yaşam tarzı da pek ilgimi çekmedi. Zamanda yolculuk ve beraberinde yaşanan değişikler daha dikkat çekiciydi. Bazı yerler kafa karışıklığı yaptı bende, sonu güzel bağlanmıştı. Bazen şunu yapmasam ne olurdu, bunu yapsam ne değişirdi diye düşündüğümüz anlar oluyor ama her seçim beraberinde farklı ihtimalleri de getirirdi. O yüzden yaşadığımız hayatın kıymetini bilmeliyiz. :) Yazarın üslubu akıcı, anlatımı iyiydi. Altını çizdiğim bazı yerleri paylaşıyorum. 


 Dalga boyutundaki zihni, vücuduna kenetli gitarın perdeleri üzerindeki parmaklarına hükmederek Devrim'i, tıpkı bir kasanın şifresini açarcasına tekrar yaşamak istediği o âna sürüklüyordu.

"Peki ya zihnimizden silinen anılar nereye gider baba?" diye düşündü Devrim. "Onların da tıpkı bizler gibi mezarları var mıdır ve kaç kürek toprak atmak gerekir üzerlerine, kemiklerini bir daha asla görmemek için?"

Çocukluğundan beri babasının yasını tuttuğuna inansa da, matemini sürdüğü yaşam kendisininkiydi aslında ve bu melankoli halinin oluşturduğu direnci kırmayı başardığında geleceğini de belirleyebilecekti. 


8 Mayıs 2023 Pazartesi

Deliliğin Dağlarında (Kitap)

 

 Bilinmeyenin dehşeti her yanımızı sardı. Yüce Eskiler uyanıyor.



 Kitap, jeolog olan karakterimizin yeni keşifle ilgili endişeleriyle başlıyor. Engellemeye çalışsa da sözünü dinletemediğinden bahsediyor. Devamında hikayenin başına dönülüyor. 

 Jeolog, Miskatonic Üniversitesi'den bir ekiple araştırma için Antartika'ya gider. Prof. Pabodie'nin geliştirmiş olduğu delgi sayesinde buzulların içine girip fosillerle ilgili kanıtlar toplarlar. Sonra insan ırkından çok daha önce orada yaşamış olan beklenmedik bir türe rastlarlar. Ekipten Lake bunların bitki mi hayvan mı olduğunu kestirmekte zorlanır. Kamp yerinden ekibin geri kalanına sürekli mesaj yollar ama fırtına yüzünden bir süre sonra iletişim kesilir. Sonunda arkadaşları Lake'in kampına vardığında orada büyük bir yıkım yaşandığını görür.

 Yazardan okuduğum ikinci kitap ve yazarın üslubunu seviyorum ben. Kendinden emin şekilde yazdığını hissedebiliyorum okurken, o yüzden bir yandan gerçekçi geliyor o olağanüstü hikaye. En çok bunu seviyorum sanırım, doğaüstü bir konunun gerçek gibi önümüze serilmesini. Gelgelelim kitapta o kadar detay, açıklama, betimleme var ki bir yerden sonra okumakta zorlandım. Sanki roman değil, bilimsel bir makale okuyordum. Yazar biyoloji, tarih, coğrafya, bilim her şeyi kullanmış. Her ne kadar ortada dehşetli bir şeyler varmış gibi anlatsa da pek bana geçmedi. Çünkü sadece anlatıp duruyor, diyalog yok denecek kadar az, siz bir yerden sonra kopuyorsunuz. Yazarın Karanlıkta Fısıldayan adlı kitabı çok daha heyecan vericiydi, okumak isteyen ondan başlayabilir. Buna rağmen yazarın emeği göz ardı edilemez.


 Bulutlu günlerde karla kaplı yerin ve göğün, ikisi arasında ayrım yapmayı sağlayacak görülebilir bir ufku olmayan, gizemli, menevişli bir boşluk halini alma huyu yüzünden uçmakta zorlanıyorduk.

 Yapılan üstünkörü otopsi, bu görülmedik varlığı sınıflandırmaya yardımcı olacağına, onun gizemini daha da derinleştirmişti.

 O günden sonra onumuz da -ama herkesten çok ben ve öğrencilerden Danforth- duygularımızdan hiçbir şeyin silip atamayacağı ve eğer yapabilirsek insanlıktan saklayacağımız, gizli dehşetlerin iğrenç bir şekilde güçlenmiş dünyasıyla yüz yüze gelmek zorundaydık. 



4 Mayıs 2023 Perşembe

Kitap Alışverişim 5 (2023)

 


  Yine güzel kitaplar aldım. :)) Kitaplardan ikisi uzun süre gelmeyince dün tekrar istemek zorunda kaldım ve bugün elime ulaştı neyse ki. Kitapları genel olarak uygun fiyata aldım. 

 Sinbad küçük boyutta ama kapağı kalın güzel, okuması keyifli olacak, Everest Yayınları'nın açık hava serisinden. Galaktik Trenyolu'nda Gece Vakti ise kapağıyla ilgimi çekti. Yazar uzayı, yıldızları metafor olarak kullanmayı seviyormuş. Hayal gücüyle harmanlanmış güzel bir kitaba benziyor. Hayalet Nota'yı gizemli bulduğum için aldım, kapağı da hoş bence. Taş Kentin Kroniği uzun süredir aklımda olan bir kitaptı. Arnavut yazarı ilk kez okuyacağım, üslubunu merak ediyorum. :)

3 Mayıs 2023 Çarşamba

Son Gemi (Kitap)

 


 

 Kitap SonGemi Dergisi'nin 2016 yılındaki sayılarında yayınlanan ve en çok okuma sayılarına ulaşan öykülerden oluşmaktaymış. İçinde çok sayıda öykü var.

 Genel olarak öykülerde dram, hayal kırıklığı, öfke, aşk gibi konular ele alınmış. İçlerinden birkaçını beğendim, etkileyici buldum. Üslup olarak da güzel yazılmışlar, hem düşündürüyor hem yer yer gülümsetiyor. Bunun yanında bana çok sıradan gelen öyküler de vardı.

 Öyküler hayatın içinden ve dikkat çekici. Kitabı sevdim fakat takıldığım bir nokta hayal gücü noksanlığı hissetmemdi. Ben öykülerde artık daha şaşırtıcı, çarpıcı kurgular görmek istiyorum. Fantastik olmasa bile olur ama yoğun hayal gücü barındıran ve içimde heyecan uyandıracak öykülere denk gelemiyorum. Nedense dram, acı, mesaj verme kaygısı vs.den besleniyor hep hikayelerimiz. Hayallerin ötesine uzanmak kıymetsiz görüldüğünden mi acaba? Sadece bu kitapla ilgili konuşmuyorum, genelde gördüğüm bu. Ayakların hep yere basması bekleniyor sanki, bu gerçeklik takıntısı ne? Bize çok tanıdık gelen karakter ve durumların evirilip çevirilip önümüze konduğunu hissediyorum. Gece gece çok konuştum, bu kitap sanırım içimdekileri dökmeme vesile oldu. :)) Kitaptan birkaç alıntı ile veda edeyim. 

 "Yaşlı binalar sanatoryumu" diye lakap takmıştım ben kendimce bu sokağa. Barındırdığı hayatların çoğu, gri zemin üzerinde, siyah birer mürekkep lekesinden ibaretti ama buna rağmen, yere düşen gölgeleri dahi rengarenk olan insanlarla doluydu burası.

  Bu şehirden gittikten sonra bir daha, ne rüyalarımı dinleyecek sabrı gösteren bir ırmak, ne de iki yakamı birleştirecek köprülerim oldu, bir yarım öbür yarıma mezar olma telaşıyla, içimde çimlenen ayrık sevinci orada boy atıp, orada budandı.


Not: Kuşumuz Aliş bugün çok hasta, dualarınızı beklerim. :( 


Drizzt Efsanesi 13. Kitap (Kılıçlar Denizi)

   Drizzt Serisi'nin elimdeki son kitabını okudum. Bu bölümde yine bir yolculuğu okuyoruz. Drizzt ve diğerleri yakın dostları için bir k...