10 Nisan 2022 Pazar

Ölüm Neferi Ceddil (Kelime Oyunu 71)


 Merhabalar. Her hafta verilen 5 kelime ile ilgili öykü, şiir, deneme yazabiliyoruz. Bu haftanın kelimeleri: Çığ, çekmece, rüya, avuç, oda



 Güneş dağların ardında batıyor, bulutlar bir ressamın elinden çıkmışçasına kızıla bürünüyordu. Akşam meltemi tepelerde esiyordu. Ceddil atları ağaca bağladıktan sonra Azaka onların su ve yemlerini verdi. Yorgun halde çimlere oturan Azaka bir şişe suyu başına dikti, kana kana içti. Ardından ağzını silip şişeyi çantaya koydu. “Bir şey mi oldu? Bugün fazla durgunsun.”

 “Son günlerde  garip rüyalar görüyorum. Şu şeyle ilgili...” dedi Ceddil ellerine bakarak.

 “Anlıyorum. Bilinçaltına işleyen bir şeyden kurtulman kolay olmaz. Hepsinin geride kaldığına inanıyorum artık korkman için bir sebep yok.”

 “Tekrar etmesinden korkuyorum, ne zaman ne olacağını bilememek çok yıpratıcı.”

 “Daha önce nasıl üstesinden geldiysen yine gelirsin. Ve ben seni yanlış bir şey yapmaktan uzak tutacağım. Hadi takma artık kafana, hava iyice kararmadan yerleşelim.”

 Ceddil neşelenmek için zorladı kendini, Azaka’dan daha fazla öğüt dinlemek istemiyordu. Eskiden ele avuca sığmaz biriyken içinde bulunduğu çıkmaz onu zamanla ehlileştirmişti. Karamsarlık ruhuna tersti ama Ölüm Neferi olduğu gerçeğiyle yüzleştiğinden beri hayatı alt üst olmuştu. Sırt çantasındaki uyku tulumunu ve diğer malzemeleri çıkarırken ağaçların arasındaki bir şey gözüne çarptı. Hızla dönüp baktığında herhangi birini göremedi. “Yorgunluktan galiba,” diye mırıldandı. Sabahtan beri çok yol kat etmişken kim onları takip edebilirdi? Yine de gecenin geri kalanında huzursuzluk yakasını bırakmadı.

 Uzaktaki yırtıcı hayvanların ulumaları geceye ses katan tek şeydi. Uyku tulumunun içinde sırt üstü uzanmış halde uyuyakaldı Ceddil. Rüya aleminin dolambaçlı sokaklarında kaybolmuştu. Yolunu bulmaya çalışırken ardından gelen ayak sesleri hiç kesilmemişti. Etrafta kimse olmamasına rağmen çok yakından gelen sesler onu rahatsız ediyordu. Karşısına çıkan boş kulübeye attı kendini. Oda sanki hiç terk edilmemişçesine tertemizdi. Ceddil ne aradığını bilmiyordu fakat içinden gelen sesin onu yönlendirmesine izin verdi. Karanlıkta aceleyle dolapları, çekmeceleri karıştırmaya başladı. Ansızın gaz lambaları yanınca her yer aydınlandı. Odanın dört duvarı da boydan boya aynayla kaplıydı. Gördüğü kendi görüntüsü Ceddil’i şoka uğrattı. Yüzündeki korkunç ifadenin önce başkasına ait olduğunu sandı, geriye doğru seğirtince tökezledi. Gözlerindeki vahşi, delilik dolu ifadeyle birleşen, alnından çenesine kadar uzanan ağ şeklindeki kırmızı damarlarla insan olmaktan çok uzak görünüyordu. Ellerinden cızırdar gibi çıkan kara dumanlar adeta sıradaki kurbanını arıyordu. Nefesini tutmuş halde irkilerek uyanan Ceddil ciğerlerine hızla oksijeni çekti. Hemen kalkıp suyla yüzünü yıkadı.

 “Kabus mu gördün?” Azaka da uyanmış, esniyordu.

 “Dönüştüğümde böyle göründüğümü bilmiyordum.”

 “Eh, pek de sevimli göründüğün söylenemez. O şekilde seni kim görse ödü kopar.” Azaka ortamı yumuşatmak istiyordu ama birden dikkat kesildi. Ayağa kalkarak etrafa bakındı. Sesleri olduğundan yüksek işitmek sahip olduğu özel gücün en önemli faydasıydı. “Ayak sesleri duyuyorum, üç kişiler.” Hemen kılıcını çıkardı. Ceddil de dikenli topuzunu uzandı. “Benim için geliyorlar,” dedi kaşlarını çatarak.

  “Anlamadım, bu ne demek oluyor?”

 “Son günlerde gördüğüm rüyalarda peşimde birileri vardı. Kontrolümün dışına çıkan özel gücüm birilerinin kulağına gitmiş olmalı.”

 Azaka sessizliğini korudu. Seslerin ne yönden geldiğini anlamaya çalışıyordu. Bir okun havayı yararak ilerlediğini fark ettiği anda sıçradı ve Ceddil’i devirdi. Ok, hemen arkalarındaki ağacın ince gövdesine saplanıp kaldı. “Durumu anladılar, uzaktan saldırıyorlar,” dedi Azaka. Başlarını aşağıda tutarak gizlenmeye çalışırlarken ok yağmuru başladı. Atlar korkuya kapılarak kişnedi, kaçmaya çalıştı. Bir süre sonra saldırıların sonu geldi. Konuşmaları dinleyen Azaka hareketlendi. “Hadi gidelim. Adamlar seni öldürmeye gelmiş, peşini bırakmayacaklar. Şu an başka bir plan hakkında tartışıyorlar.”

 “Niye kaçalım ki onları alt edebiliriz. Gelecekleri varsa görecekleri de var,” dedi Ceddil. Yabancıların niyetinin farkındaydı ama kaçıp gidemezdi. Her ne kadar başkalarının lanet olarak adlandıracağı bir güce sahip olsa da bu sayede büyük bir düşmanı yenmişti. Öne doğru çıkınca Azaka kolundan tuttu. “Dur, ne yapıyorsun?”

 “Sakin ol sadece onlarla konuşmak istiyorum.”

 “Bunun işe yarayacağını sanmıyorum. Geliyorlar bile, ne yapmaya çalışıyorsun?”

 Kısa süre sonra üç kişi ağaçların arasında belirdi. Silahları ellerinde, tetiktelerdi. Koyu renk kıyafetler içinde seçilmeleri pek kolay olmuyordu. Hepsi de cüsseliydi, güçlü görünüyordu. Hiçbir şey demeden doğrudan saldırıya geçtiler. Topuzunu savurarak karşılık verdi Ceddil. Baltalı olan kolayca bu hamleyi savuşturdu. “Ne istiyorsunuz benden?” dedi Ceddil. Tüm gücüyle bir kez daha vurmaya yeltenince rakibi yana sıçradı.

 “Sen varlığınla tehlike saçıyorsun, yaşamana izin veremeyiz,” dedi kalın sesli adam.

 “Buna siz mi karar vereceksiniz?” dedi Azaka. Bir yandan dövüşürken bir yandan laf yetiştirmeyi ihmal etmiyordu. Arada ses saldırıları ile düşmanları sersemletiyordu.

 “Bakın canınızı yakmak istemiyorum, buna hemen bir son verin,” dedi Ceddil.

 Adamlar onun sözüne aldırmadı. Dakikalar süren kapışma sonucunda iki taraf da üstün gelememişti. Ceddil alnında biriken teri elinin tersiyle sildi. Göğsü hızla inip kalkıyordu. Topuzu sıkıca kavradığından avucu sızlamaya başlamıştı. İki taraf da bir anlığına durunca adamlardan biri pes etmiş halde lafa girdi. “Bizim aile bu işe asırlar önce başladı. Ölüm Neferleri tespit edildiğinde yok edilir. Büyük bir savaş patlak vermişse bir Ölüm Neferinin ortaya çıkması muhtemeldir. Seni gördük, neler yaptığını...”

 Ceddil’in rengi atmıştı. Savaşta kendine geldiğinde ellerindeki kanı, üstüne sıçrayan et parçalarını hatırladı. Midesi kalkar gibi oldu, elleri titremeye başladı. Kendini savunacak sözler bir türlü ağzından dökülmüyordu. Onun yerine Azaka konuştu. “Hatırlatırım, o savaş Ceddil’in sayesinde sonlandı. Onu böyle suçlamaya hakkınız yok.”

 “Her şeye rağmen o, patlamaya hazır bir bombadan farksız. Kötü niyetli kişiler onu safına katarsa başımıza gelecek felaketleri düşün.”

 “Arkasında ben varken Ceddil kontrolden çıkmayacak. Hem o kimse tarafından kullanılacak biri değil.”

 Adamlardan en kısa olanı devam etti. “Sesin Muhafızı olmana çok güveniyorsun anlaşılan. Neredeyse seni de öldürüyordu değil mi? Büyük bir risk aldığının farkında mısın?” Azaka yumruğunu sıktığında Ceddil omzuna dokundu.

 “Sizi ikna etmek imkansız, farkındayım. Böyle olmayı ben seçmedim, buna rağmen yaptıklarımın yükünü fazlasıyla üzerimde hissediyorum. Sizin açınızdan bakınca nasıl göründüğünün farkındayım ama ben bu sorunu aşacağıma inanıyorum. Öncekiler gibi intihar etmeye de...” Ceddil bir an durdu, olanlar yüzünden geçmişte ne kadar da sarsıldığını, Yenira sayesinde aklını başına aldığını anımsadı. “sizin elinizde ölmeye de niyetim yok. Bu güç bana bahşedildiğine göre gerektiğinde ve doğru şekilde kullanmak için elimden geleni yapacağım.”

 Azaka gururlu bir anne edası ile Ceddil’i dinliyordu, sonunda özüne döndüğü için mutluydu. Az önce saldırgan şekilde konuşan adamın bakışları az da olsa yumuşamıştı ama işini bitirme konusunda kararlıydı hâlâ. “Böyle olmasını istemezdim. Gerçekleri gör, kimse bu çapta bir güçle başa çıkamaz. Önünde sonunda bir katliam makinesine döneceksin.” Sözlerini bitirdiğinde acıyarak baktı Ceddil’e.

 “Son sözünüz bu mu?” dedi Ceddil. Yüzü alev alev yanıyordu. Öfkesini dindirmek için ağır ağır nefes aldı. Bu kadar kolayca yargılanması ve hayatına son verilmek istenmesi gururunu incitiyor, duyduğu hayal kırıklığı içinde çığ gibi büyüyordu.

 Bir süre sonra yer çatırdamaya, patlamalar olmaya başladı. Gürültü kulakları sağır edebilecek kadar yüksekti. Ceddil ayaklarının altındaki titreşimi hissedince şaşkınlıkla etrafa bakınmaya başladı. Saldırganlar bağırarak telaş içinde ortadan kayboldu. “Yanardağ faaliyete geçmiş olmalı. Kaçalım!”

  Azaka ayakta donmuş gibi duruyor, hiçbir bir tepki vermiyordu. Ceddil endişeyle onu sarstı. “Hadi gidelim, ne yapıyorsun?” Ciddi görünen Azaka hayatı buna bağlıymış gibi son derece konsantre olmuş, alnında boncuk boncuk terler birikmişti. Gürültüler yavaş yavaş kesilince gözlerini açtı. Ceddil’in gergin bakışlarıyla karşılaşınca gülmeye başladı. “Yapamayacağım sandım ama adamları iyi korkuttum değil mi?”

 “Off ya, sen miydin? Kendini çok aştın söyleyim sana. Bir an ben bile deprem oluyor sandım.” Azaka umursamaz ama yorgun bir halde omuz silkti. “Hak ettiler ama. Hadi onlar anlamadan uzaklaşalım, burada daha fazla olay çıkmasını istemiyorum.”

 “Delisin sen,” dedi Ceddil başını iki yana sallayarak.

 “Daha önce de söylemiştin. Bir delinin yanında olduğuna göre sen de pek akıllı sayılmazsın.” Ceddil istemsizce gülümsedi ve ikisi birlikte ipini koparıp kaçmış olan atların ardından koştu. Geceye karıştılar.


34 yorum:

  1. Ahaha sonuna gülümsedim. Güzel bir macera oldu canım ama biraz kısa solukluydu ya olsun. Ceddil'in sözleri iyiydi, saldıranlar da kendilerince haklıydı. Belki ikizleri de yazarsın canım sonra. Karakterlerin her birini okumak çok zevkli olacak. Hayal gücüne sağlık. Ceddil ile Azaka da sağlam arkadaş oldular. :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biraz kısa tuttum bu sefer, konu bitince uzatmayım dedim. :) İki taraf da kendince haklı ama Ceddil doğruyu söyledi. İkizleri yazmam için bir konu bulacağımı sanmıyorum. :) Güzel yorumun için teşekkür ederim, ikisi çok iyi arkadaş oldu gerçekten. :D

      Sil
  2. Müthiş bir hayalgücün var. Hikaye etmede son derece başarılısın...Tüm anlatı baştan sona tahkiye içerse de okurun nabzını tutuyor, sonuna dek kelimelerin peşinde sürüklüyor. Bir metinde merak duygusunu sürekli zirvede tutmak çok önemli... Sen bunu pek güzel yapıyorsun. Ayrıca karakterlerin alışılmadık isimleri de çok güzel seçilmiş. Bu iki isim bana hep bu iki karakteri hatırlatacak. Karakterizasyon adına isim seçimlerini de takdire şayan buldum. Okurken tek sıkıntım anlatıcının her şeyi kendisinin anlatması oldu. (Bu konuda daha önce de yorum yapmıştım. Bazen olayları/durumları karakterlerin kendi bilinçlerinden okumayı çok istedim. Bunu zamanla çözümleyeceğini düşünüyorum. Ama sürekli yaz Duygucum... Sen de yazar kumaşı var... O kumaşı en iyi şekilde biçip dikebilirsin... Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kıymetli yorumunuz ve ilginiz için teşekkür ederim. İsimler konusunda farklılığa gitmeyi seviyorum. Daha önce yazdığım romandaki karakterlerdi bunlar.
      Eleştirinizde haklı olabilirsiniz. Daha önce de demiştiniz. Belki alışkanlık belki rahatlık böyle yazıyorum, tarzım değişir mi bilmem. Güzel düşünceleriniz için teşekkür ederim. Sevgiler. :))

      Sil
  3. Sahneler kahramanlar gözümde öyle güzel canlandı ki hikayeyi ilgi ve keyifle okudum. Çok teşekkürler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Keyif almana sevindim, güzel yorumun için teşekkür ederim. :))

      Sil
  4. oooo teşekkürler, sevindim, sonra gelip keyifle okuycaaam :)

    YanıtlaSil
  5. Kalemine sağlık:))) Bu arada kahramanlarının isimlerini nasıl seçiyorsun?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. :)) İsimleri seçerken Türkçede kullandığımız kelime ya da ekleri düşünüyorum genelde, okunuşu da kolay oluyor. Ceddil Ced+dil kelimelerinin birleşimi vb. :)

      Sil
  6. Ses titreşimleri yüzünden deprem gibi algılandı. :)

    YanıtlaSil
  7. Ceddil'in gücünü doğru şekilde kullanmakla ilgili yaptığı konuşma çok güzeldi.
    Ne kadar sürükleyici yazıyorsun kalemine sağlık gerçekten:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O konuşmayı beğenmene sevindim, güzel yorumun için teşekkür ederim. :))

      Sil
  8. ceddil ve azaka hımmm, ölüm neferi, bişey olcak herhalde öyküde :) hımm rüya gördü valla kabus gibiydi :) ölüm neferi olunca öyle oluyor demekkisi :) amanin rüyada peşinde kişiler vardı demek geliyorlar fenaa :) amanin kavga başladı, hımm büyük savaşlardan sonra bir ölüm neferi ortaya çıkıyor demekkisi :) ceddil akıllıca konuşuyor, azaka da :) oleeey sesin muhafızı kandırdı onları oleeey, sonunda da tatliş espriler vardı. ne güzeldi yaa. azcık mizah olunca daha da tatlı oluyor :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ceddil de Azaka da uçuk kaçık insanlar olunca yazmak eğlenceli oluyor, azıcık mizah da katmaya çalışıyorum. :)) Ölüm Neferi olmak kolay değil tabi, Ceddil'in işi zor. Bu tarz olayları yaşama ihtimali fazla. :) Dövüşü pek uzatmak istemedim, geçmişte çok dövüştüler zaten. :) Güzel yorumun için teşekkür ederim. 😊

      Sil
  9. Güzel olmuş, bu hikayenin kahramanları hakkında yazdığın yan hikayeler çok hoşuma gidiyor. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim yorumun için, bu karakterleri çok benimsediğim için yazmak benim için de keyifli oluyor. :)

      Sil
  10. Ben ilk bölümlere gideyim yaaaa :)

    YanıtlaSil
  11. Çok güzeldi Duygu'cum, ölüm neferi demek...ürperdim:)) eline sağlık merakla okudum gerçekten, duyguları çok güzel hissettiriyorsun... görselleler de çok başarılı, onları da sen mi hazırlıyorsun?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Erencim ilgin için. Beğenmene sevindim. :) Karakter görsellerini daha önceden hazırlamıştım bir siteden. Şimdi yazdıkça koyuyorum onları. :))

      Sil
  12. Bu ikiliyi bayağı sevdim ben de. Ceddil zaten en sevdiğim ilk 3 karakter içindeydi. Ek bölüm yazmak iyi oldu, kesitler halinde yazınca sıkıcı da olmuyor. Roman uzasaydı belki sıkıcı gelebilirdi. Yorumun ve beğenin için teşekkürler. :))

    YanıtlaSil
  13. Harikasınız elinize saglık

    YanıtlaSil
  14. Hayal gücün çok güzel, gerçekten çok güzel yazıyorsun, kalemin çok güçlü, bunu söylemeden geçmek istemiyorum:)))
    Çok güzel bir hikaye olmuş, sen de değişik isimler kullanmayı seviyorsun, ben de çok severim farklı isimler kullanmayı:) Keyifle okudum her zamanki gibi:)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumun mutlu etti beni, çok teşekkürler. Güzel yorumlar gördükçe daha yazasım geliyor. :)) Beğenmene sevindim. Farklı isimler bulmayı seviyorum, söylenişinin karaktere uygunluğuna da dikkat ediyorum tabi. :)

      Sil
  15. Çok güzel olmuş yine ☺️

    YanıtlaSil
  16. Senden birşeyler kapabilirim umuduyla okudum ama yok ya,sen harikasın Duygu:) Bu seri bir hikâye galiba ben kaçırdım ama okuyabildigimi okurum artık. Bu arada entlovin başka bir arkadaşın blogu değil miydi ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Gülten yorumun beni mutlu etti, sen de yazabilirsin elbette. :) Bunlar önceden yazdığım roman karakterlerinden. Ek bölüm olarak yazıyorum arada. :) Entlovin başka bir blog evet, biz de misafir olarak yazabiliyoruz orada. :)

      Sil
  17. Anladım bende yazabilirim yani değil mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bloğuna yazarsın, yazmak istediğini söylersin. :) Bu aralar meşgul sanırım, pek gelmiyor da cevap verir.

      Sil
    2. Anladım, teşekkür ederim:)

      Sil

Sohbet Vakti

    Son zamanlarda plan yapmayı, çabalamayı azalttım. Bu bir bakıma iyi oldu, eskisi kadar stresli hissetmiyorum artık. Her şeyi oluruna bır...