11 Ağustos 2024 Pazar

Ölümsüzlerin Tarihi / Taş Kentin Kroniği (Kitap)

 


Pek uzun olmadığı için iki kitabı birden yazacağım. 

 Andrej ailesini kaybettikten sonra kendini boşlukta hisseder ve yolu dönüp dolaşıp doğduğu köye düşer. Yıllar önce başı derde girdiği için köyü terk etmek zorunda kalmıştı. Şimdi döndüğünde ise kimseyi bulamaz, kısa süre önce köyde bir katliam yapıldığını anlar. Sadece bir çocuk sağ kalmıştır, onu yanına alır ve esir edilenleri bulmak için iz sürmeye başlar. Köylülerin neden katledildiği ve kendindeki farklılıklar da zamanla kafasını kurcalar.

 Andrej çok iyi dövüşse de gerekmedikçe kimseyi öldürmek istemez. İyi tarafta kalmak için çabalayan biridir ama işler beklemediği şekilde gelişince kaçınılmaz olanı yaşar. Kendine dair bilmediği şeylerle yüzleşmek zorunda kalır.

 Kitap çok akıcı olduğu için çabuk bitti. Biraz daha derin bir kurgu beklerdim, belki devamında hikaye derinleşir. Karakterleri daha fazla tanımak isterdim. Olay örgüsü fena değildi, beklenmeyen gelişmeler heyecan duymamı sağladı. Finali iyi bağlanmıştı, devamını merak ettim. Neyse ki ikinci kitap da elimde.


Hiçbir zaman sezgilerin hakkında küçümseyici konuşma, dedi Michail Nadasdy'nin sesi kafasının içinde.

Anılarla dolu bu yerde duyularına güvenmemeliydi, belki de hafızası ona bir oyun oynuyordu.

Sanki korku ve acı, ondaki her türlü insanlığı içinden çekip almıştı, bütün duygular aniden onu terk etmiş gibiydi.

Acı, yaşam demekti. Hatta acı, yaşam ile ölümü gerçekten tanımlayan belki de tek şeydi.

 




Taş Kentin Kroniği

 Arnavut yazarın kitabını ilk kez okudum. Kitap bir çocuğun gözünden taş kentin savaşlar sonucunda nasıl değiştiğini, insanların yaşamını nasıl sürdürdüğünü anlatıyor. Farklı milletler gelip gitse de, bayraklar değişse de kent ayakta durmaya devam ediyor. Halk kendi çapında tepki gösteriyor ama bir yandan durumu kanıksamaya başlıyor.

 Yazarın anlatımı güzel fakat anlatılmak istenen çok da geçmedi bana. Aslında feci olaylar yaşanıyor ama belki de bir çocuğun gözünden anlatıldığı için savaşların, bombalamaların tahribatının etkisi yüzeysel kalmış gibi geldi bana. Betimlemeler iyiydi, gerçekçilik katmış kitaba. Farklı bir kültürü tanımak için okunabilir bir kitap ama daha çarpıcı bir anlatım bekliyordum. Karakterler de çok fazla ve garip isimlerden oluştuğu için kimin kim olduğunu da hep karıştırdım.


Kuzeyden soğuk ve keskin bir rüzgâr esiyordu sürekli. Rüzgarın çığlıklarını duyuyordum ve kafamda sabah duyduğum "kelimeleri rüzgar alır götürür" ifadesi anlamsızca yankılanıp duruyordu.

Mutluluk sanki bir anda yüzlerce küçük delikten akıp gitti.

Eski topun sesi her zaman diğerlerinden ayırt edilebiliyordu. Ama artık ona kimse umut bağlamıyordu. Tıpkı birileri sataştığında kazara hep farklı yere taş atan kör bir yaşlı gibiydi.


17 yorum:

  1. Kitaplarda çok karakter olunca benim beynim de eror veriyor. :)
    Roman, hikaye türü kitaplarda yazar, karakter bolluğundan ziyade olaya odaklansa daha iyi olur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bazen karakter bolluğu kafa karıştırıyor ve gereksiz yere uzatmış oluyor hikayeyi. :)

      Sil
  2. İlk kitabı merak ediyorum, daha önce de demiştim, bakalım devamını nasıl bulacaksın canım, fantazya severiz ehehe. İnceleme için teşekkürler. 💖🌸 Keşke daha derin bir kurgu olsaymış ya.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir ara devamını okurum, akıcı olunca çabuk bitti ama gözüme takılan şeyler vardı tabi. Daha derin bir kurgu olsa daha anlamlı olurdu benim için. Teşekkürler canım yorumun için. 😀🌺

      Sil
  3. Güzel kitaplar seçmişsin. Formasyonum gereği ben ikinci kitabı daha çekici buldum. O toplum hakkında bir şeyler öğrenebilirim böylece. Tanıtım için teşekkürler. 🎀

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. 😀 Evet ikinci kitap daha uyabilir. Okumak istediğin kitaplar olursa tezden sonra verebilirim. 🥰

      Sil
  4. İki kitap da çok ilgimi çekti, özellikle de ikincisi. Listeme ekleyeceğim, öneriler için teşekkür ederim. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlgini çekmesine sevindim, umarım seversin okursan. Rica ederim. :)

      Sil
  5. İki kitapta güzel ben beğendim bu aralar hiç okuma yapamıyorum ama telefondan okuma yaparsam indirip kitap belki bulur okurum heyecanlı kitapları bende çok seviyorum çünkü

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaz ayları gelince okuma oranı da düşüyor biraz. Heyecanlı kitapları okumayı ben de seviyorum. Yorum için teşekkürler. :)

      Sil
    2. Bişey değil nedemek☺️

      Sil
  6. İki kitaba da bakacağım. Konuları değişik olan eserleri okumayı severim. Okuyan gözlerinize sağlık olsun Duygu Hanım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlginiz ve yorumunuz için teşekkürler Nazlı Hanım. Umarım seversiniz. :)

      Sil
  7. İlk kitabın konusuna benzer bir film izlemiştim 😊

    YanıtlaSil

Sonbahar

   Merhabalar, bugün sohbet edesim var biraz. :) Eylülü de yarıladık, havalar biraz serinlemeye başladı. Güzel oldu. Bu aralar internet yeri...