2 Temmuz 2021 Cuma

Savaş Çığırtkanı 1- 23.Bölüm (Son)





BÖLÜM 23

 


Avcının Kimliği – Butah

 

Saray savaş hazırlığına yoğunlaşmıştı. Ortamdaki gerginlik ve heyecan fazlasıyla hissediliyordu. Dövüş antrenmanları da hız kazandı. Zırhlarını giyen Canas ve Valyon kapışmaya başladı. İkisi de gücünü yeterince kanıtlıyordu. İzleyici tezahüratları arasında geçen mücadeleye ilgi yoğundu. Valyon bir anlık dikkatsizliği sonucunda kendini yerde bulunca Canas kılıcını indirdi ve elini uzatıp onu kaldırdı. “Burada bitirelim. Çok yorulduk,” dedi gülümseyerek. Nefes nefese kalmışlardı.

Canas akşam saatlerinde bir toplantı düzenledi. Pek çok kişi masada yerini aldı. Toplantı yoğun geçeceğe benziyordu. Yanlarında olacak veya karşılarında yer alacak liderlere göre yeni planlar hazırlandı. Kimlerin savaşa dahil edileceği, alınacak önlemler konuşuldu.

Kadın yardımcılardan Sulna söz aldı. “Lider Canas görevlendirdiğiniz savaşçılardan bir kısmı çok güçlüydü. Hâlâ dönmemiş olmaları önemli bir sorun olabilir.”

Canas ona döndü. “Yakında döneceklerdir. Onların savaşa hemen dahil olmalarını sağlayacak bir strateji geliştirilir. Ayrıca ülkede yeterince iyi savaşçı var. Şimdilik elimizdekilere odaklanalım.”

“Savaş Ustası Fuban da ön saflarda yer almalı. Tecrübesiyle bize çok yardımı dokunacaktır. Doğru şekilde savaşçıları yönlendirebilir.”

“Haklısın Sulna. Şu sıralar Fuban verdiğim bir görev için şehir dışında bulunuyor. Hemen ona ulaşın, geri dönsün.”

“Peki, efendim.”

Sulna zeki bir kadındı. Yakın dövüş ve dikkat dağıtıcı saldırılarda çok başarılıydı. Otuzlu yaşlarının sonlarına gelen kadın yaklaşık on yıldır lider yardımcısı pozisyonunda bulunuyordu.

Loravn söz alıp görüşlerini bildirdi. “Öyle görünüyor ki Lider Lazinka ve Alaz’ ın oluşturacağı birlik ve Lider Zorkan’ a karşı iki cephede savaşacağız. Lider Cender de bize katılacağına göre yükümüz hafifleyecek. Yine de deniz savaşlarına odaklanmalıyız. Kıtamıza ayak basarlarsa onları geri püskürtmek için çok çabalamamız gerekecek.”

Canas onu onayladı. “Donanmamız her an hazırlıklı olmalı. İlk saldırı Libmons üzerinden gelebilir. Ben savaşta o cephede yer alacağım. Dazzap konusunda ise Lider Cender ile iletişime geçelim. Güçlerimizin bir kısmını güneye yığmalıyız. Kaybetmeye yer yok asla. Sen donanmanın eksiklikleri  ile ilgilen Loravn.”

“Emredersiniz efendim.”

Loravn’ ın doğrudan savaşa katıldığı anlar nadirdi. Daha çok geri planda kalıp hataları düzeltmeye, yeni çözümler aramaya, işleri yoluna koymaya odaklanırdı. Bu konudaki başarısıyla uzun süredir yardımcılar arasında yer alıyordu.

Birkaç saatin ardından toplantı sona erdi. Lider Canas başını ovuyordu. Toplantı biraz gergin geçse de kendisine doğrudan karşı çıkan biri olmamıştı.

“İyi misiniz efendim?” Şeyad endişeli görünüyordu.

“Sadece başım ağrıyor, ilacımı getirsinler.”

“Peki, efendim. Bugün yeterince yorucu bir gündü. Kendinizi bu kadar zorlamayın, sağlığınız bizim için çok önemli.”

“Evet, yorucu bir gündü ve vakit geç oldu. Kalan konuları görüşmek için yarın yeni bir toplantı organize etmen gerek. Şimdi odama çekileceğim, dinlenmem gerekiyor. Sabaha kadar rahatsız edilmek istemiyorum.”

“Emredersiniz efendim, bununla ilgileneceğim.”

Valyon geceleri antrenman yapmayı severdi. Tüm işlerden fırsat bulduğu bir anda yine atına binip gecenin karanlığına karıştı. Kafası son zamanlarda gelişen olaylara takılmıştı. Lider Canova’ nın toplantıdaki son sözleri aklından gitmiyordu. Lider Canas savaş için hevesli görünürken Valyon yapacak bir şey bulamıyordu. Canas’ ın kendini halka ve diğer liderlere kanıtlamak için hırslı davrandığını düşünüyor, her şeyin kötüye gitmesinden korkuyordu.

Bir süre sonra atından inip yürümeye başladı. Temiz hava iyi gelmişti. Belki de her şeyi fazla abartıyordu. Kılıcını çıkardı, önünde hayali bir rakip varmış gibi hızla savurdu. Amacı çok daha hızlı dövüşebilmekti. Yorulana kadar art arda kılıcını savurdu. Biraz soluklanmak için durduğunda uzaktaki ateş böceklerini fark etti. Işıltılı manzarayı daha yakından görmek  için onlara doğru yürüdü. Bulutsuz gecede yıldızlar da olabildiğince parlıyordu.

Canas odasına geçip kapıyı kilitlediğinde kendini serbest bıraktı. Sabahtan beri gergin bir yüz ifadesi takınmak gerçekten başını ağrıtmıştı. Altın varaklı boy aynasında kendine baktı. Dudakları yukarı kıvrılmış, gözleri ışıltıyla parlıyordu. Kalbi heyecanla çarpmaya başladı. Çabalarının karşılığını yavaş yavaş alıyordu artık. Gardıroba doğru yürüdü, kilitli gözü açtı. İçinde önlenemez bir heyecan vardı. Siyah maskeyi çıkarıp yüzüne taktı. “Kara Elçi beni bekliyor olmalı.” Işıkları kapatıp bir süre bekledi. Görünmez olup balkona çıktı ve seri hareketlerle çıkıntılara basarak, sütunlara tutunarak aşağı indi. Etraftaki savaşçılara dikkat ederek ses çıkarmadan saraydan ayrıldı.

Canas vakit kaybetmek istemediği için atla gidecekti. Gözlerden uzaktaki ahıra girip atını çıkardı. Hemen mağaraya doğru yola koyuldu. Yol boyunca kimseyi görmediği için rahatladı. Birileri bir atın tek başına nereye koştuğunu merak edebilirdi. Kayalıklara yaklaştığında atından indi. Mağaraya varmak üzereyken ateş böcekleri dikkatini çekti. Her gördüğünde onları izlemeyi severdi ama şimdi vakti yoktu. O sırada Kara Elçi’ yi gördü. İhtiyarın endişeli bekleyişini fark edince tekrar görünür oldu.

“Ah Avcı, geldin demek. Bugün de gelemeyeceğini sanmıştım. Liderlerden bir yanıt alabildin mi?”

Canas gülümseyerek ihtiyara yaklaştı. “Haberler iyi, zafer yakındır.” Çevik bir hareketle kayalığın üstüne tırmandı. O sırada ihtiyarın bakışları değişti. Avcının omuzlarından geriye bakıyordu. “Takip mi edildin?”

“Maskeli, dur bakalım!”

Sesi tanıyan Canas gerildi. Takip edilmediğine emindi. “Yanlış zamanda yanlış yerdesin,” diye mırıldandı. Neyse ki Valyon konuşmaları işitemeyecek kadar uzaktaydı. Valyon mağaranın çok yakınında kendisini görmüşken onu öylece bırakamazdı. Aşağı indi ve ona doğru yürüdü.

“Demek karşıma çıkacak cesaretin var. Saraya sızan kişi sendin değil mi?” dedi Valyon. Canas sesini çıkarmadı. İstese sesini değiştirebilirdi ama Valyon bunu fark edecek kadar dikkatli biriydi. “Kimsin sen? Konuşsana!” Avcı’ nın sessizliği Valyon’ un iyice emin olmasını sağladı, o yakından tanıdığı biriydi. İkisi de aynı anda kılıçlarını çekip birbirlerine doğru koştu. Valyon tam kılıcını savuracakken etrafı sis kapladı ve aynı anda Avcı görünmez oldu.

Valyon’ un zihninde liderler toplantısı canlandı. Aynı o andaki gibi diye düşündü. “Lider Canova’ yı öldüren de sendin değil mi?” Avcı yanıt olarak kılıcını savurdu. Valyon bacağından yaralanıp geri çekildi. “Rakiplerini ancak bu şekilde yenebilirsin değil mi? Ne kadar korkak biri olduğunu görebiliyorum.”

Avcı gücünü kullanmayı bıraktı, görünür hale geçti. Bir kişi için bu kadar uğraşmaya gerek yoktu, onu kolayca yenebilirdi.

Ateş böceklerinin ışığının yansıdığı kara gözler Valyon’ a tanıdık geldi. Yine de karşısındakinin kim olduğunu çıkaramıyordu. Bir süre kılıçla dövüştüler. Valyon rakibinin hamlesini kılıcıyla durduğu anda ansızın sol yumruğunu Avcı’ nın yüzüne savurdu. Avcı yüzüne darbe almamak için son anda kendini yana attı. Kılıcını düşürmüştü ama bu darbeden kurtulmuş olması daha önemliydi. Yüzünde belirecek şişlik ya da morarma için bir bahane bulamazdı. Valyon birden üstüne atlayıp maskeyi yüzünden çekti. “Bu, bu ne demek oluyor?” dedi öfke ve şaşkınlık içinde. Donup kalmıştı. 

Canas sert bir tekme atarak Valyon’ u ağaca fırlattı. Öfkeliydi. “Sen her zaman işime karıştın zaten. Burada olmak zorunda mıydın? Artık ciddileşeceğim.” Kaşla göz arasında hançerini çıkarıp Valyon’ un göğsüne sapladı. Valyon göğsünü tutarak acı içinde kıvrandı, zor nefes alıyordu. Gözleri hala karşısındaki adama kenetliydi. O gözlerdeki hırsı, öfkeyi, çılgın tutkuyu görebiliyordu. “Gerçek yüzün bu demek, ne acı,” dedi zorlukla. Şu anki tek üzüntüsü maskelinin kimliğini ortaya çıkaramadan ölüp gidiyor olmasıydı. Birkaç saniye sonra gözleri kapandı. “Sen yetenekli bir savaşçıydın, yazık oldu,” dedi Canas.

Kara Elçi yukarıdan sakin bir halde olup biteni izlemişti. Beklediği gibi Avcı rakibini alt etti. Bunca yıl uğraştıktan sonra sırlarının açığa çıkmasına izin veremezlerdi.

“İyi iş çıkardın.”

“Valyon güçlü bir savaşçıydı. Onunla bu şekilde karşılaşmak istemezdim.”

“Hadi ama, bana karşı da mı böyle bir ifade takınacaksın? Rol yapmana gerek yok.”

Canas ona döndü. Şimdi yüzüne sinsi bir sırıtış yerleşmişti. “Uzun süredir kendi üstümde kurduğum kontrolü bırakmak kolay olmuyor tabi.”

“Anlıyorum, zor olmalı. Ondan kurtulalım,” dedi ihtiyar Valyon’ a bakarak.

Canas hızlıca her şeyi özet geçti. Kimin kime savaş açtığını, toplantıda alınan kararları... İhtiyar neşelendi. “Bu kadar çabuk olacağını düşünmemiştim. Sonunda 7. Liderler Savaşı başlıyor. Yeteneklerine bir kez daha hayran kaldım.”

“Benim artık dönmem lazım. Bu son gizli görüşmemiz olacak. Lider Harula geldiğinde savaş meydanında görüşürüz artık.”

“Tabi, doğru dedin. Bundan sonra daha tedbirli olman gerekir. Ben savaşın başlamak üzere olduğunu Lider Harula’ ya ileteceğim.”

“Tamam, gerisini sana bırakıyorum Kara Elçi.”

Valyon’ u ortadan kaldırdıktan, delilleri temizledikten sonra Canas saraya döndü. Odasına tırmandı, her şey normal görünüyordu. Kapı da zorlanmamıştı, gittiğini anlayan yoktu. Çok yorgundu, üstünü değiştirip kendini öylece yatağa attı. Kısa sürede rüya görmeye başladı. Uyandığında güneş çoktan yükselmişti. Hemen hazırlandı, yıkanıp kendine geldi. Gururlu bir şekilde tahttaki yerini aldı. Etrafındaki insanlarla bir bir göz teması kurdu. Yavaşça ayağa kalktı.

“Zor bir süreç bizi bekliyor ama hepinizin gözlerindeki o azmi, enerjiyi görebiliyorum. Birlikte başaracağız, elinizden geleni yapın.”


Açıklama

Seri olarak planladığım Savaş Çığırtkanı 1' in son bölümünü paylaşıyorum. İkinci kısma geçmeden önce iyice plan yapmak, her şeyi kafamda oturtmak istediğim için bir süre ara vereceğim paylaşıma. 

Açıkçası başta tereddütlüydüm, çok uzayacağı için okunmayacağını düşünmüştüm. Şu ana kadar ilk kısmı okuyup yorumlarıyla bana destek olan herkese teşekkür ederim. 😊 Benim için keyifli bir süreçti. Burada paylaşmazsam romana devam etmeyecek, ikinci kısmı yazma isteği bulamayacaktım hiç. 

 

19 yorum:

  1. İlk yorum benden gelsin, sevdiğim karakterli kısım olumca yorum yapamamazlık olmaz. Evet Avcı'nın kimliği sonunda ortaya çıktı maske düştü(Gerci ben uzun süredir biliyordum ya olsun :D) İlerisi daha da heyecanlı olacak eminim, Avcı karakterini seviyorum, ona üzülüyorum şimdi de bir de ondan korkuyorum, karışık oldu. Bu kısmı daha da hoş olmuş canım, güzel bir final olmuş. Umarım basılı kitabını da okurum günün birinde. Avcı devamında ne yapacak çok merak ediyorum. Sürekli avcı dedim durdum yorumlarda da ahaha. Kalemine sağlık, fantastik bu güzelim romanının devamını bekliyorum. Sonra tekrar okuyup yorumlayacağım canım. Böyle pek iyi bir yorum olmuyor. :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Avcıyı en çok sevdiğini biliyorum Mervecim. Tabi sen çoğu şeyi biliyorsun pek şaşırmamışsındır. 😀 Bölümü beğenmene sevindim canım. Tabi ikinci kitap için yine görüşlerini alacağım zaman zaman. İyi dileğin için de teşekkürler. 😊

      Sil
  2. Ben çok geride kaldım ya. Telefonumda kaldığım bölün açık sürekli. Bir türlü fırsat bulup okuyamadım. En kısa sürede okuyup, bu yıl okuduğum kitaplar listesine ekleyeceğim. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, bayağı geride kaldın. :)) Ben de ara verdim zaten ne kadar sürer bilmiyorum. Belki 2 3 hafta belki daha uzun. 😀 İlgin için teşekkür ederim okurix. :)

      Sil
  3. Aslında o kadar dikkatli okumama rağmen, hiç uyanamadım Canas'a ve tam tabiri ile ters köşe oldum :-)) Şimdi geri dönüp düşününce çok mantıklıymış onun olması 🙏 Vallahi harikasınız, tebrik ediyorum 👏👏👏

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, mutlu oldum yorumunuza. Ters köşe yapabildiğime sevindim. 😃😁 Aralara çok minik ip uçları koyduğumdan fark edilmesi pek kolay olmazdı. Canas çok iyi oynayan biri olduğu için sonunda hedefine ulaştı. 😀

      Sil
  4. dur okumaya gelcem de ne sonu ya, bana erkenmiş gibi geldi veya kısa gibi, ya sen hani diyordun ilk kitabı yazdım filan yani bu ilk kitabı yazdıydın, bu kitabın son bölümlerini tekrar yazıp değiştirip düzenleyip buraya koydun herhalde, ikinci kitabı yazıyorsun o zaman da onu ilerde yayınlıcan o zaman, ben daha son bölümleri çalışcan yazcan filan sanıyodum. daha önceleri de yorum yapan undine arkadaşımız demekkiiiii romanı önce okuyanlardan hihihi :) ya alışmıştık ama bu karakterlere :) yaz sen başka bölümler deee, spin off yapsana, yan öyküler, mesela serenay ile benay ın macereları gibiii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Deep bu karakterlerle devam edeceğim zaten yine. Yanlış anlamışsın sanırım. 😀 Ben ilk başladığımda yayınevlerine yollarım diye iki kitap olarak planlanmıştım, ilk kitap bitmiş oldu şu an. Son bölümlere doğru bayağı değişiklik yaptım, aslında 22 bölümdü, dayanamayıp 2.kitap yerine buraya ekledim bu bölümü. 2.kitabı sıfırdan yazmaya başlayacağım, planlar değişti. Hazır bölüm kalmadı artık elimde. :))
      Undine edebiyat forumundan arkadaşım, romanı ilk yazmaya başladığım anları biliyor. :)
      Yan öyküler yazmak zevkli olur benim için de. Ama seri bitince yapabilirim artık. :)

      Sil
    2. hımm tamam pekiiii o zaman, iyi yaz sen deeee sonra okuruz, daha yeni başlıyo macera hihih, destan tarzı romanlardan çünkü buu :) ilk kitabı sevdik tabiiii :) son bölümü okuycam tabii, goblin vardı dizi, onun da son bölümünü izlemediydim, bitmesin diyee, çok bekletip taa bir ay sonra izlediydim :)

      Sil
    3. Bundan sonrasında daha planlı ilerlemek istiyorum. Doğaçlama çok yazdım şu ana kadar. 😀 Umarım gerisini de beğenirsin. :) Bu bölümü okumak için çok bekleme ama, merak ediyorum yorumunu. :))

      Sil
    4. yaaaa şaşırttın bizi yani, canas maskeli ha, tabii bunu tahmin edemezdik, yani şimdi o zaman bu adam bir hain ve savaş yoluyla ülkeyi yok etmek veya harab edip kendine ait kılmak istiyor veya işte harulaya vermek, hımm, kara elçi va canas, o zaman bu işin bayağı bir geçmişi var, bir intikam bu herhalde :)

      Sil
    5. biz de çok severek okuduk ki yaa. tamams acele etme sen bize bol savaş kan intikam hazırla hihihi :)

      Sil
    6. Bayağı geçmişe dayanıyor olay tabi. :) Avcı' nın intikam için bu işe girdiğini giriş bölümünde belirtmiştim. Hem intikam için diyeyim hem Harula' nın gelmesi için büyük bir savaş çıkmalıydı, o yüzden Canova' yı öldürmüştü.
      Peki, acele etmem. Yavaş ilerleyeceğim zaten artık. :))

      Sil
    7. hıhıms. bu hafta sinemalarda vizyonda bir film var, adı undine :)

      Sil
    8. Öyle bir film olduğunu bilmiyordum. :)

      Sil
  5. Kalemine sağlık. Benim için de sürpriz bir final oldu bu bölüm. İkinci kitapta görüşmek üzere. Teşekkürler. Benim için de farklı bir okuma deneyimi oldu bu romanın:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Şaşırtıcı bir sonla bitireyim dedim. Romanıma fırsat verdiğin için de teşekkür ederim. :)

      Sil
  6. İlk kitabın sonuydu, yoksa her şey yeni başlıyor. 😄 Hızlı okuyorsun yetişirsin hemen. :))

    YanıtlaSil
  7. Şaşırtabildiğime sevindim. 😄 Başından beri gizlemek için çok uğraştım ben de. :))) Canas' ın geçmişine değineceğim ileride. Şimdi detayları vermeyim. :)) Kitabı beğenmene sevindim, yorumlarını okumak benim için keyifliydi. Devam kısmını daha titizlikle yazmak istediğim için artık ağır ilerleyeceğim. :)

    YanıtlaSil

Gidilemeyen Gezi 🙄

   Bugün için bir ay önceden bir turla görüşmüş yer ayırtmıştım. Çok da hevesliydim ama ben ne zaman bir şey istesem en küçük şeyler bile ol...