Yazarın doğa ve hayvanlar üzerine yazdığı kitapları daha seviyorum. Her şeyi çarpıcı bir gerçeklikle anlatıyor. Buck adlı köpek yaşadığı yerden koparılır ve bir yabancıya satılır. Sonra kızak çekmesi için çok sayıda köpekle birlikte yaşamaya itilir. Önceleri işleyişi bilmeyen Buck zekası sayesinde çoğu şeyi çabuk öğrenir ve yaşamak için mücadele etmek zorunda kalır. İnsanlardan çektiği yetmiyor gibi kendisine rahat vermeyen diğer köpeklere karşı da uyanık olmak zorundadır.
Gittikçe güçlenir ve insanların gözdesi haline gelir. Buck en başından beri çok fazla değişim yaşar, hayatın zor koşullarıyla yılmadan mücadele eder.
Yazarın yalın ve gerçekçi anlatımı sayesinde okurken her şey gözümde canlanabiliyor. Yazarın iyi bir gözlemci ve analizci olduğu belli. Anlatımındaki incelik ve detaylar dikkat çekici. Hayvanların çektiği sefalet ve acıyı fazlasıyla hissettiriyor. Hayvanların vahşi koşullar altında kim bilir daha neler çektiğini düşünmeden edemiyorsunuz.
Sadece ortama uyum sağlıyor, farkına bile varmadan kendini yeni hayat tarzına uyduruyordu.
Öfkesi acıydı ama kör değildi. İçindeki parçalayıp yok etme tutkusunun aynısına düşmanının da sahip olduğunu aklından çıkarmazdı.
O kadar ıstırap çekmiş, o kadar perişan olmuştu ki aldığı darbeler canını daha fazla yakmıyordu artık.
Komünizm romanları gibi hissettirdi. Genelde işçiler kapitaller tarafından ezilir, yetmezmiş gibi kendi aralarinda da ezilirler falan. Yazarın ideolojisi hakkında bir fikrim yok ama insanlar hem insana hem insan olmayan eşit derecede kötüler demek ki
YanıtlaSilKomünizm hiç aklıma gelmedi de yaşamak ve üstünlük için her şeyi yapanların savaşı olarak düşündüm. İnsan olsun köpek olsun hepsi çıkarı doğrultusunda hareket ediyor. Zeki olanın daha kolay uyum sağlayabildiği bir dünya. Yorumun için teşekkürler. :)
SilBen epey dışarıdan baktığım için ya da mesleki deformasyon :') tabii temel mesaj senin dediğindir. Düşülecek yakışıklı karakter yok, köpek başrol diye okumamıştım ☠️😂
SilEhehe doğrudur ama bayağı güzel kitap. 😀
Sillondon yaa evet doğa romanları çok iyi. bu romanın filmi de güzel :)
YanıtlaSilEvet çok iyi, filmini izlemedim. 😀
SilBende film dicektim acaba benim izlediğim film bahsettiğiniz film olabilir mi bilmiyorum ama anlattığın kitapla konusu aynıydı yani orda bir evcil köpek kutupta kızak çeken kurt köpeği tarzındaki köpeklerin arasında yaşamaya başlıyordu ve çok mücadele ediyordu bu konulardaki filmlerde kitaplarda güzel gerçekten😌
YanıtlaSilcall of the wild 2020 harrison ford
SilFilmi varmış, dediğin budur o zaman. Merak ediyorum ben de, fırsat olursa bakarım. 😊 Konusu çok iyi gerçekten. :)
SilBaya önce okumuştum kitabı ama etkilendiğimi hatırlıyorum.
YanıtlaSilEtkileyiciydi evet, yazar çok iyi yazıyor. :)
SilBen de çok sevdim. Yazarın bu tarz kitapları çok iyi. Yorumun için teşekkürler. 😊
YanıtlaSilBu tür kitapları hep insanlar üzerinden değerlendirme eğilimim var. İnsanlar da toplum tarafından istemedikleri hayatlara zorlanıyorlar çoğunlukla. Kısaca mahalle baskısı.
YanıtlaSilEvet benzer yanları var. Mahalle baskısının ötesinde hâlâ köle gibi çalıştırılan insanlar çocuklar dolu.
SilAsla unutamadıklarımdan..ne kitabı ne filmi. Çok özel ve sen de pek güzel anlatmışsın. Yazarın hayatını araştırmıştım bunu okuduktan sonra. O da ayrı ilginçti. Beklentilerimin çok dışındaydı.
YanıtlaSilSevgiler
Kitap çok iyi gerçekten, filmini de izlerim. Kitabın sonunda yazar hakkında da bilgiler vardı. Güzel yorumun için teşekkürler. :) Sevgiler
SilÇok etkileyici bir kitap gerçekten Duygu'cum eline sağlık:)
YanıtlaSilTeşekkürler Erencim. :)
SilYorumunu okurken Jack London okumuş muydum acaba sorusunu düşündüm ama hatırlayamadım. Sanırım okuma zamanım gelmiş. Merak uyandırıcı bir inceleme, kalemine sağlık :)
YanıtlaSilKitapları güzeldir, umarım seversin. Genelde Martin Eden çok sevilir ama ben doğa üzerine olan kitaplarını daha sevdim. 😊
SilJack London kitaplarını liseyi bitirdikten sonra okumuştum ve hayat görüşümü çok değiştiren kitaplar oldular.
YanıtlaSilEvet yazar çok iyi yazıyor, etkilenmemek elde değil. :)
Sil