BÖLÜM
23
Liderler
Toplantısı- Meguan
Birkaç ay sonra...
Lider Cender yıllar sonra tekrar bir liderler
toplantısına ev sahipliği yapmanın heyecanını yaşıyordu. Bu kez durum
öncekilerden farklıydı. Bir önceki toplantının ardından liderliği sürdürebilen
sadece Lider Alaz ve kendisiydi. Bu boyutta bir değişim daha önce
görülmemişti. Cender toplantı için seçtiği sahili izlerken önceki toplantı
gözlerinde canlandı. Liderlerin hararetli tartışmaları ve sonrasında gelen
suikast ile her şey alt üst olmuştu. O gün orada içlerinden birkaç kişinin daha
öleceğini asla tahmin edemezdi.
Hazırlıklar tamamlanmış görünürken Garnap
liderin yanına geldi. “Başka emriniz var mı Lider Cender?”
“Hayır Garnap. Çok uğraştın, teşekkürler.”
Cender kaftanının içinde, düzgünce taranmış
uzun, sarı saçlarıyla şık ve asil görünüyordu. Bu kez öncekilerden büyük çaplı
bir organizasyon tertip etmek durumunda kalmıştı. Söz verdiği gibi her ülkenin
liderlerine davet mektubu göndermişti. İçlerinden bir kısmı davete memnuniyetle
icabet edeceklerini bildirmişken kendi halinde yaşayan bir kısmı daveti kabul
etmemişti.
Güneş parlak, deniz sakindi. Çok güzel bir
hava vardı. Masalar büyükçe bir daire oluşturacak şekilde birleştirilmişti, yirmi
kişiyi ağırlayabilirdi. El işçiliği gerektiren ipek ipliklerle dokunmuş masa
örtüleri günler öncesinden hazır edilmişti. Masaların merkezindeki boş kısma yerleştirilen
düzenekten akan sıvı çikolata şelaleyi andırıyordu. Çeşit çeşit yiyecekler, içecekler
masayı süslüyordu. En dikkat çekeni özel meyvelerle hazırlanmış sanatsal figürlerdi.
Minyatür dağ, ağaç, hayvan figürleri insanın yemeye kıyamayacağı kadar güzel
görünüyordu. Cender memnuniyetle masaya baktı. Sanatsever biri olarak bunu herkese
kanıtlamaktan gurur duyacaktı. Güneş tam tepeye yükseldiğini göre liderlerin
gelmesine az bir vakit kalmıştı.
Kısa süre sonra Garnap’ ın sesi zihninde
yankılandı. “Efendim, ilk davetlimiz alana ulaştı, Butah’ ın lideri.”
Cender arkasına dönüp bir tarafında kayalar
uzanan diğer tarafı çalılarla kaplı toprak yola baktı. Yüzünde bir gülümseme
ile bekliyordu. Gelenekleri bozmayan Butah lideri bir geyiğin üzerinde sakin
ama güçlü şekilde yol alıyordu.
Boratak kaftanın içinde her zamankinden iri
ve güçlü görünüyordu. Cender tüm ihtişamına rağmen onun ruhundaki durgunluğu
sezebiliyordu. Butah’ ı toparlamak onun için çok kolay olmamıştı. Yanındaki
yardımcılar da liderlerinin hemen arkasından ilerliyordu. Yenira başı dik
şekilde güçlü bir imaj çiziyordu. Boratak lider ilan edilince çok güvendiği
Yenira’ yı yardımcılığa atamıştı.
Geyikten inen Boratak Cender’ in karşısında
durdu. Kılıcını yere saplayıp Butahlılara özgü selamını verdi.
“Sayın lider, Butah’ ın dağlar kadar engin ve
bir enstrüman melodisi kadar duygulu selamını iletmekten kıvanç duyarım.”
Boratak’ ın sözlerindeki incelik Cender’ i memnun
etti. “Bana da asil selamınızı nazikçe kabul etmek düşer.”
Boratak gösterilen yere geçip oturdu. Tüm ayrıntısına
kadar düşünülmüş gösterişli masa dikkatinden kaçmamıştı. İlk liderlik deneyimi
olduğu için her şeyi gözlemlemeyi ihmal etmiyordu.
Lider Alaz da teşrif etmişti. Uysal
kaplanlarla birlikte alanda belirdiler. Krazu kaplanın üstünden inmemişti, Lider
Boratak’ ı merakla süzüyordu. Dış görünüşüyle de, sakin yapısıyla da kesinlikle
Canas’ a benzemiyordu. Kaplandan inmiş olan Alaz yavaşça yürüdü. Cender onun
eskisi gibi dik başlı ve gergin değil daha samimi göründüğünü fark etti. Yine
de mesafesini korumaya da özen gösteriyordu. Kılıcını yere sapladı, başını
hafifçe eğdi. “Ülkem Libmons’ un buğday tarlaları kadar uçsuz bucaksız, bir
kaplan kadar güçlü selamını iletmekten onur duyarım.”
Ev sahibi lider selamını kabul edip ona
masadaki yerine kadar eşlik etti. Alaz masadaki diğer lidere de başıyla selam
verdi. Son olanlardan sonra Butah lideri ile ne konuşması gerektiğinden emin
değildi. İkisi sessizliği sürdürürken Lider Mazal ve yardımcıları geldi.
Atın üstündeki kadın sırtındaki devasa kılıcı
ile tam bir savaşçıya benziyordu. Tek bir hareketle atından atladı ve Cender’ e
yaklaştı. Ağır adımları ve sert duruşuna rağmen Cender’ in yanına varınca
dostça gülümsedi. Selam vermek üzere kılıcını çekip aldığında Cender biraz geri
çekilmek zorunda kaldı ve hayranlıkla kadının ustaca kılıcı kullanışını izledi.
“Saygıdeğer lider, Melmor’ un yıldızlar kadar ışıltılı, karda açan çiçekler
kadar kararlı selamını iletirim.”
“Gelişinizle bizi onurlandırdınız Lider
Mazal. Buyurun,” dedi Cender de gülümseyerek. Kadın kılıcını topraktan çekerek tekrar
yerine yerleştirdi ve sağlam adımlarla ilerledi. Lider Alaz’ a odaklanan
gözleri bir anlığına gölgelendi ama sesini çıkarmadı. Onun eskiden Lazinka’ nın
destekçisi olduğunu biliyordu ama savaştan
sonra değiştiği söylentilerini işitmişti. İlk kez gördüğü Boratak’ a döndü ve
onun yanındaki yerine geçti. “İkimiz de acemiyiz sanırım,” dedi. Boratak
başıyla onayladı. “Doğrusu zorlanacağımızı sanmam. Bu yıl değişiklikler yılı
olacak gibi. Neredeyse tüm liderler yenilenmişken ve aramıza diğer ülkeler de
katılacakken güzel bir başlangıç yapacağımıza inanıyorum.”
“Doğru dediniz, bir şeylerin değişme vakti
gelmişti artık.” Kadın cümlesinin sonuna doğru bakışlarını Alaz’ a çevirdi. İkisini
dinleyen Alaz yorum yapmadı. Arada bir laf söyleyecek gibi kendine bakıp sessiz
kalan Mazal’ a aldırmadı. Eski Alaz değildi o artık. Doğru yolda ilerlemeye
karar vermişti ve iyi tarafta yer alacaktı. Yakında Mazal’ ın da bunu
anlayacağını düşünüyordu. Başını yana çevirip deniz manzarasına odaklandı.
O sırada Cender Lider Duve’ yi karşılıyordu.
İlk kez gördüğü lider az da olsa Lazinka’ yı anımsattı ona. Güçlü ve kararlı
bir yapısı vardı. Zindanda geçirdiği günlerin ağırlığını çoktan atlatmış
gibiydi. Duve selamını verirken Cender Lazinka’ nın kardeşlerine yaptığı haksızlığı
bu kadar uzun süre nasıl saklayabildiğini merak ediyordu.
“Ülkem Galnas’ ın çöl kumları kadar sıcak, batı
rüzgarları kadar güçlü selamını Meguan’ a iletmekten mutluluk duyarım.”
“Meguan selamınızı içtenlikle kabul eder. Sonunda
tanıştık Lider Duve, sizi aramızda görmek çok güzel.”
Cender’ in şiirsel ses tonu karşısında
şaşırsa da gülümsedi Duve. Hakkında çok şey duyduğu lider gerçekten ilginç
birine benziyordu. “Ben de sizi tanımaktan memnunum lider.” Kılıcını yerden
çekti ve Alaz’ ın yanındaki yerine geçti. Mazal’ ı ve diğerlerini selamladı. Yardımcıları
olan erkek kardeşi ve ablası yüzlerinde gururlu ifade ile geriden onu izliyordu.
Davet edilen ülkelerin liderleri de gelmeye
başlamıştı. Kimisi gergin ve kaygılı görünürken kimisi de halinden memnun ve
sonunda hak ettiği konuma kavuşmuşçasına mutlu görünüyordu. Ev sahibi lider
herkesle tek tek ilgilenmeyi ihmal etmedi. Masadaki insan sayısı arttıkça
aralarındaki sohbet de artıyordu.
Mara Cender’ in yanına geldi. Çok şık turuncu
bir elbisenin üzerine deri ceket giymişti. Beline taktığı kemerden kılıcı
sarkıyordu. Saçlarını at kuyruğu yapmıştı. “Efendim, Dazzap’ ın lideri henüz gelmedi.
Bize bir haber de ulaşmış değil. Ne yapalım?”
“Biraz daha bekleyelim Mara, umarım bir
aksilik yoktur.” Mara geriye dönüp ilerlerken karşıdan onu izleyen Garnap’ a
sözsüz olarak mesajı iletti. Onaylarcasına başını sallayan Garnap Mara’ ya
gülümsedi. Üç ay önce evlenmişlerdi ve bunda Cender’ in katkısı büyüktü. Genç
çifte sürekli ne zaman evlenecekleri konusunda takılarak evliliği ciddi ciddi
düşünmelerine yol açmıştı. Düğün hediyesi olarak ikisine çok güzel, bakımlı
birer at vermişti.
Bir saat sonra Dazzap liderinin geldiğini
haber alan Cender rahatladı. İri kurtlar her zamanki gibi ürkütücü ve vahşi
görünüyordu. En öndeki gri kurdun üzerinde Lider Chitan ilerliyordu. Bakışları
sert, duruşu dikti. Kurdun başını okşayınca kurt yere eğilip inmesine yardım
etti. Chitan, Zorkan’ ın savaştan önce bıraktığı gizli vasiyet sonucu lider
ilan edilmişti. Hayatı tamamen değişmiş olsa da kısa sürede eski liderin
izinden gitmeye başladı. Halk da onu çabuk kabullenmişti.
Chitan da selamını verince Cender düşüncelerini
paylaştı. “Lider Chitan sizi burada görmek güzel, endişelenmeye başlamıştık.”
“Ses tonunuz daha çok kendinizi kusursuzca
ifade edebilme kaygınızı yansıtıyor halbuki.” Başka açıklama yapma gereği
duymadan masaya doğru ilerleyen Chitan’ ın arkasından şaşkınlıkla baktı Cender.
“İkinci bir Zorkan,” dedi istemsizce gülümseyerek.
Herkes tamamlandığı için Cender açılış
konuşmasını yapmak üzere masanın önüne geçti. Her zamanki kendine has hareketi
yaptı. Avcunun içindeki dört yapraklı yonca desenini öpüp elini yumruk yapıp
kalbinin üstüne koydu. Bunun kendisine şans getireceğine inanıyordu. “Öncelikle
geldiğiniz için hepinize teşekkür ederim. 57. Liderler Toplantısına hoş geldiniz.
Bu yıl farklı olarak pek çok ülkeden lider de bize katıldı. Aramıza
katılmalarının hepimiz için yeniliklere ve güzelliklere vesile olacağını
düşünüyorum. Hepimiz son savaşta tek bir güç haline geldik ve karanlık orduyu
yendik.”
Ev sahibini dinleyen liderler birbirlerini
süzüyor, tanımaya çalışıyordu. Eski toplantılara nazaran herkes sakin
görünüyordu. Cender’ in konuşması bitince yemeğe geçildi. Yan yana oturan
liderler aralarında sohbete başlamışlardı bile. Chitan, Kanyul’ un liderinden
tavsiyeler alırken, Mazal Tora’ nın liderine savaş hakkındaki düşüncelerini
aktarıyordu.
Yemek sonrasında ilk sözü Boratak aldı. “Butah’
ın yeni lideri olarak barışa önem verdiğimi belirtmek isterim. Savaş ağırlıklı
olarak bizim topraklarımızda gerçekleştiği için çok mücadele vermemiz gerekti. Eski
liderin yaptıklarını unutturmak için çok çalışacağım. Bundan sonra güven içinde
yol almamız gerektiğini düşünüyorum.”
Mazal’ ın da söylemek istedikleri vardı.
“Lider Boratak’ a hak veriyorum. Artık çıkar çatışmalarını, yasal olmayan
anlaşmaları ardımızda bırakalım. Barış ve anlayış içinde olursak bu hepimizin
yararına olur. Geçmiş geçmişte kaldı, önümüzde tertemiz bir gelecek uzanıyor.”
Kanyul’ un lideri kendisi gibi olanlar adına
konuştu. “Yıllardır yeterince güçlü olmadığımız gerekçesi ile geri plana
atıldık, isteklerimiz dikkate alınmadı. Ancak Lider Cender sağduyulu yaklaşımı neticesinde
bize bir öneriyle geldi ve büyük savaş için yardım isteyerek bize güvendiğini
gösterdi. Bir araya gelmek için böyle bir savaşın olması gerekiyormuş meğer.
Yine de konumlarımızın artık eşitlenmesi çok büyük bir gelişme ve biz de barış
için elimizden geleni yapmaya hazırız.” Aynı durumu yaşayan liderler onu
onayladı ve destek verici sözler etti.
Boratak bir anlığına düşüncelere daldı. Her
şeyi başlatan Canas şimdi ülkelerin birliğine vesile olmuştu. “Bir belanın
ardından gelen hayır,” diye düşündü. Yıllardır süregelen eski sistemin
değişmesine sevinmişti.
Alınan yeni kararlar kağıda döküldü ve
liderler tek tek mührünü bastı. Genel olarak bir sükunet hakimdi ortama.
Kimileri birbirini tartmadan edemiyordu. Anlaşmaya uyulup uyulmayacağını zaman gösterecekti.
İnsanlar yavaş yavaş birbirine güvenmeyi öğreniyordu. Lider Cender sesine bir
ahenk katarak kapanış konuşmasını yapmak üzere ayağa kalktı.
“Bu liderler toplantısı hepimiz için dönüm
noktası olmuştur. Herkese anlayışı ve gösterdiği çaba için minnettarım. Sonraki
liderler toplantısında görüşmek umuduyla.”
Gün batmak üzereyken misafirler dağıldı.
Cender beraberindekilerle sarayına döndü. Bahçede dikiliyor kararan gökyüzüne
bakıyordu. Günü bir sıkıntı yaşamadan atlattığı için mutluydu. Tartışmalı
günlerin geride kalmıştı. Hayalindeki dünya huzurun ve nezaketin iç içe geçtiği
kocaman bir yuvadan farksızdı.
Yorun görünen Garnap ve Mara’ ya baktı. “Gidin,
iyice dinlenin, bunu hak ettiniz.” Garnap çaktırmadan eşine bakıp durmaya
çalışırken Cender bir şey çevirdiklerinden şüphelendi. “Siz ikinizin aklından
ne geçiyor acaba?”
Mara hemen yanıtladı. “Efendim, unuttunuz mu?
Bugün doğum gününüz. Samimi ve küçük kutlamaları sevdiğinizi bildiğimiz için
herkesin gitmesini bekledik.”
Mara’ nın işareti ile büyük, kakaolu bir
pasta bahçeye getirildi. Pastanın üzerine bir sürü küçük mum yerleştirilmişti. Neon
renkteki uçan balonlar tekerlekli masanın birer köşesine bağlanmıştı. Yıldızlar
gökte birer birer belirirken Garnap liderin hislendiğini görebiliyordu. “Ya çok
güzel bir sürpriz bu. Boş bulundum sanırım, niye dramatize ediyorum bu güzel
anı,” diye gözlerini kırpıştırdı. “Teşekkür ederim dostlarım.” Cender mumları
üfleyip balonları çözdü ve gökte süzülmeleri için serbest bıraktı.
Butah yeni bir güne uyandığında Meguan’ a
giden ekip dönmüştü. Boratak bir süre odasına çekilip dinlendi. Akşam üstü olduğunda
kendini tamamen yenilenmiş hissediyordu.
Yardımcılarından birine ertesi sabah için toplantı ayarlamasını, raporları aktaracağını
söyledi. Balkonunda oturmuş güzel bir çay içerken kamelyalarda oturan Yenira’ yı
fark etti. Çayını bitirip aşağı indi. Bir isteği olacağını düşünerek kendisini izleyen
hizmetlileri geri çevirdi.
“Teke tek bir antrenmanın vakti geldi.”
Yenira sesin sahibine dönünce gülümsedi. “Her
zamanki yerde mi?”
Başıyla onaylayan lider hemen yanında getirdiği
ata atladı. “İlk varanın hanesine fazladan bir puan eklenecektir!”
“Ama Boratak, yani Lider Boratak bu
haksızlık,” diye söylendi Yenira ahıra doğru koşarken.
Boratak atını sürmeye başlamıştı bile, başını
çevirip geriye baktı. “Biz hâlâ arkadaşız, daha kaç kez ismimle hitap etmeni
söyleyeceğim. Zaten bu saygı ifadesi ağzına da hiç yakışmıyor,” diyerek güldü.
Atına atlayıp Boratak’ ın ardına düşen Yenira
yanıt vermedi. En son karşılaşmadaki ağır yenilginin acısını çıkartmak
istiyordu. Heveslenip atını daha da hızlandırdı. Gecenin karanlığında dolunayın
ışığında düz ovayı aştılar. İkisi de inatla yarışı sürdürüyor, sessizliği bozuyorlardı.
“Hadi kızım az kaldı, göster şuna,” dedi Yenira.
Gölün kıyısına ilk varan o oldu. Birkaç saniye farkla lideri geçmişti. “Takdiri
hak ettin, bravo,” dedi Boratak hayret ederek. Atından atlayıp ışıldayan, durgun
göle yaklaştı. Elini soğuk suya sokup yüzüne su çarptı. Doğrulup rakibine dönerken
kılıcını kınından çıkardı. Yenira da onu
izledi. İkisi aynı anda tereddütsüzce birbirine koşmaya başladı. Çarpışan kılıçların
sesi saatler boyu kesilmedi.
~SON~
Romana uygun olduğunu düşündüğüm bir müzik seçtim. Hani film bitince en sonda çalar ya, öyle hayal edebilirsiniz. :)
Bu da bir önceki bölüme ithafen paylaşmak istediğim müzik. Geçen tesadüfen dinlediğimde ne kadar da Ezva ve Canas' ın hikayesine uygun diye düşündüm. 😊
Şu ana kadar okuyan, yorumlayan ve desteğiyle yanımda olan herkese teşekkür ederim. 😇🌸🌷🌺🥀
İçimde bir buruklukla yazıyorum. Üzüldüm bitmiş olmasına Okurken dizi izliyorum gibi geliyordu ve şimdi bu dizi finale erdi. Ne diyeyim... keyifli, fantastik bir yolculuğa çıkarttın bizi ve ben bu dünyayı tanıdığıma çok sevindim. Mara ve Garnap evlendi, Cender gülümsetti beni. Yeni liderleri de görmüş olduk. Mazal gerçek bir savaşçı edasıyla geldi, hareket etti. Ne güçlü bir havası vardı kadının. Alaz savaş etkisiyle değişti. Boratak, Canas'ın yerine geçt. Dazzap'ın 2. Zorkanı...Zorkan'a üzüldüm ama Chitan ona epey benziyor. Güzel bir yolculuktu ve bu yolculuğu bitirmiş olduk. Kalemin hep yazsın, hayal gücüne sağlık Duygucum. Senin yazılarını okumak çok güzel. Dilerim bir gün basılı halde okuruz, inşallah. 🌸🌼🌺🌹🤗
YanıtlaSilBen de kaç aydır yazmaya alışmışım, sonunu gördük artık. :) Dizi gibi izlemene ve keyifli bulmana sevindim canım. Bölümü çok güzel yorumlamışsın. Yeni liderleri gördük, Zorkan' ın durumu üzücü gerçekten. Bölümü çok uzatmadım, yazdıkça uzayıp gidecekti yoksa. Artık vedalaşayım dedim. 😀 Desteğin için teşekkür ederim, hep yanımdaydın. Tavsiyelerini dinlemeye çalıştım. :) Kısmet artık, olur mu bilmiyorum. Hayırlısı. 😊🌻🌷💐⚘
SilHayırlısı, umarım olur canım. Ek hikayelerini okuruz bu roman karakterlerinin dimi, öyle demiştin hani sen. Ve daha da uzun olsa okurduk ki. Ooo attığın ilk müzik çok duygusal geldi bana. Finalde dinlediğimden midir nedir, hüzünlüydü. Erutan'ın şarkısını ise zaten biliyordum, çok tatlı. Ezva'dan Canas'a gibi algıladım. 😂
SilEk hikayeler yazmadan duramam zaten. 😀 Ara ara farklı karakterler üzerinden yazarım. :) Erutan' ın şarkısını Ezva' dan Canas' a diye düşündüm ben de. 😄
SilMerhabalar.
YanıtlaSilHer ne kadar başından sonuna kadar izleyip okumadım ama, bu son bölümü okuyarak, romanın güzel ve mutlu bir son ile bitmesine sevindim. Benimki de Ramazan orucunu tutmayıp da herkes gibi bayramını edenlerden oldum.
"Cender beraberindekilerle sarayına döndü. Bahçede dikiliyor kararan gökyüzüne bakıyordu. Günü bir sıkıntı yaşamadan atlattığı için mutluydu. Tartışmalı günler geride kalmıştı. Hayalindeki dünya huzurun ve nezaketin iç içe geçtiği kocaman bir yuvadan farksızdı."
Gerek edebi eserlerde olsun, gerek gerçek hayatta olsun, insan tek şeye özlem duyuyor, o da huzurdur. Çünkü mutluluğun başı olmakla birlikte yaşama sevincini insan bu huzurdan alıyor.
Kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlık ve mutluluklar dilerim. Huzurlu günleriniz olsun.
Selam ve saygılarımla.
Merhabalar,
SilGüzel yorumunuz için teşekkür ederim. Bayramla ilgili yazınız gülümsetti. Son bölümü okuyup yorumlamanıza sevindim. :)
Huzurla ilgili yorumunuza katılıyorum. İnsan her şeye sahip olsa da huzur en çok aranan şeydir. Çok teşekkür ederim. Ben de size huzurlu günler dilerim. Saygılarımla.
oyyyy hüzünlendim ama sonra okuycam, bekletcem biraz :) dizinin son bölümünü bekletmek gibi, bitmesin diyeee :) yan öyküler gelcek neyse ki, öncelikle serenay :) aylardır keyifle okuduk valla, gerçekten ne güzel bir romandı, aylarca bize keyif verdin mutlu ettin, teşekkür ederiiz :)
YanıtlaSilTamam Deep ne zaman istersen. :)) Son bölümlerde Serenay' a yer verdiğim için ek hikayede öncelik tanımam galiba. :) Güzel yorumunuz için teşekkür ederim, keyif almana sevindim. 😊
Silgoblin in son bölümünü bekletmek gibi :)
SilTüm bölümlerini eksiksiz takip ettiğim tek roman.. Gerçekten çok keyifli, heyecanlı ve başarılıydı. Yürekten tebrik ediyorum sizi:)
YanıtlaSilBaşından beri vakit ayırdığınız için teşekkür ederim. Yorumlarınızın çok katkısı oldu. Övgünüz için de ayrıca teşekkür ederim. Benim için güzel bir süreçti. :)
SilEvet ara ara katılanlardandın. :) Çok uzayınca blog ortamında takip etmek de zor oluyordur.
YanıtlaSilBen bütün bölümleri okuyamasam da betimlemelerle,karakterlerle gercekten cok basarili ve guzel bir romandi.Bu kadar azmin ve güclü kalemin icin seni kutluyorum.Allah yolunu acik etsin,kalemin daim olsun.
YanıtlaSilFırsat buldukça okudun. Öyle düşünmene sevindim. Teşekkür ederim Gülten, amin. :)
SilBen yarıda kalmıştım. Kaldığım yeri de işaretledim, en kısa sürede devam edeceğim. Kalemine sağlık. :)
YanıtlaSilİlgin için teşekkür ederim okurix. Umarım devamını beğenirsin. :)
SilGüzel yazıyorsun, arada göz attığım bölümler olduğu için biliyorum. Bundan sonra gelecek olan hikayelere şimdiden göz koydum :) Müziklerin ikisini de dinledim, ikisi de hoşuma gitti. Çok teşekkür ediyorum. :)
YanıtlaSilİlgin için teşekkür ederim. Umarım bundan sonra yazacaklarımı da beğenirsin. :) Müzikleri dinlemene sevindim. :)
SilÇok teşekkür ederim İlkay. Müzik benim de hoşuma gitmişti. :)
YanıtlaSilSonunda bitti. Yorumlarınla destek olduğun için teşekkür ederim. Bazen ara versem de yeniden yazarken buluyorum kendimi. :)
Kısmet artık bakalım. Güzel dileklerin için teşekkür ederim İlkay. 😀
YanıtlaSilcender, alaz, hıms cender liderleri davet etti, yeni liderler vardır artık herhalde biraz da :) çikolata şelalesi mi amaniin o varken başka şey göremem ben :) boratak, yenira, alaz, krazu (eski doostlar gibi oldular artık bize yaa), mazal, hımms duve bize de yeni herhalde :) mara, chitan, dört yapraklı yonca, bütün liderler olumlu konuşuyor gibi, yani kim ister öyle bir mücadele bir daha yani değil mi ama :) oyy pasta mum balon güzeeel :) boratak ile yenira nın at yarışı ve kılıç eğlencesi ile bitti. ortaçağ müziği ve you are not alone :) pekiiii, tişkir ederiz, yaaaa ne güzeldi yaaa bu roman :)
YanıtlaSilBaştan beri yorumlarını esirgemediğin için teşekkür ederim Deep. :) Yeniden öyle bir mücadeleyi kimse istemez tabi, şimdilik herkes anlaşmış gibi görünüyor. Sonunu Boratak ve Yenira ile bitirmek istedim. :)
SilDeeptone'cumun bloğunda görüp geldim, hikayeniz çok ilginç ve güzel daha okumadım ama şöyle bir göz atınca bile anlaşılıyor. Emeğinize sağlık. Başarılar dilerim. :)
YanıtlaSilGüzel yorumunuz için teşekkür ederim. Sevdiğim tür olduğu için fantastik kurgu olarak yazdım, biraz uzun. :))
Sil