5 Mayıs 2024 Pazar

Rüya Günlükleri 4 (Hikaye)



 Merhabalar, seriye biraz ara vermiştim, devam edeyim dedim. İyi okumalar dilerim. 😊


(Selin, öğrenci, 14 yaşında)


 Ormanda yürüyorum, hava nemli, yakın zamanda yağmur yağmış. Önümde uzanıp giden ayak izleri dikkatimi çekiyor, sadece sol ayağa ait olan izler. Ansızın sağanak başladı ve yağmur izleri süpürüp gitti.

 Uyandığımda gökyüzü kara bulutlarla kaplanmıştı, uzakta şimşekler çakıyordu. Bir süre camın önünde dikilip puslu havaya baktım. Durgun hissediyordum, belki de gördüğüm rüya yüzündendi. Okula geç kalmamak için istemeden de olsa hazırlanıp evden çıktım.

 O gün sınıfa yeni bir öğrenci geldi, hocamız onu bizimle tanıştırdı. Gülümsemesine rağmen Begüm’ün gözlerinde bir hüzün vardı. Kendisine gösterilen yere oturdu, hareketleri temkinliydi. Bir ara bakışlarımız buluştu, tam gülümseyecektim ki rengi attı, donup kaldı. Sonra bir şey olmamış gibi önüne döndü ancak ellerinin titrediği gözümden kaçmadı. Tepkisine bir anlam verememiştim, şaşkındım. Sonraki günlerde Begüm biraz açıldı, arkadaşız diyemesem de sohbet etmeye başlamıştık. Bir gün ders arasında uyuyakaldım.

 Kalabalık bir meydandaydım. Gürültüye rağmen birinin bana seslendiğini işittim. Etrafa bakınınca Begüm’ü gördüm, ona doğru ilerledim. O ise öylece dikilmiş, hiç adım atmıyordu. Sonunda insanların aşıp ona ulaştığımda gördüğüm şey boğazımı düğümledi. Sağ ayağı yoktu, bileğinden aşağıya sızan kan yeri boyamıştı.

 İrkilerek uyandım. Korkunç bir manzaraydı. Daha korkunç olan Begüm’ün ifadesiz yüzüydü. İstemsizce dönüp ona baktım. Kalın kapaklı bir deftere bir şeyler yazmakla meşguldü. Yanına gittiğimde defteri hızlıca kapattı. Görmemi istememişti belli. Bu durum kafama çok takıldı, bir yolunu bulup ne yazdığını öğrenmeliydim. Sonraki arada bir bahane ile onu kantine yolladım, tereddüt etse de rahatsız olduğuma inanıp su almaya gitti. Diğer öğrencilere çaktırmadan Begüm’ün sırasına oturdum ve çantasından defteri aldım. Günlüğe benziyordu, son sayfaları açtım. Yazısı güzelmiş doğrusu. Mırıldanarak okumaya başladım. 

 “Bu kötü bir tesadüf ama yeni okulumda onu gördüm. İnanılacak gibi değil. Sık sık rüyalarıma giren o kız, adı Selinmiş. Eğer başına ne geleceğini söylesem yıkılırdı. Geleceği gördüğümden ona bahsedemem.” İyice meraklanmış tedirgin olmuştum, sonraki sayfaya geçtim. “Selin ile aramız iyi gibi ama onu ne zaman görsem aklıma o kaza geliyor. Fazla zaman kalmadı. Onu uyarsam bile değişen bir şey olmayacak, bunun için üzgünüm.”

 O anda zil çalınca Begüm’ün gelmek üzere olduğunu düşünüp defteri hemen yerine koydum. Kendi sırama geçtim. Boğazım kurumaya başlamıştı, ikimizin de birbirimizi görmesi bir rastlantı mıydı? Geleceği görmek mümkün müydü? Günlerce aklımı kurcaladı bu durum, paranoyak olmaya başlamıştım. Gerçekten bir kaza geçirecek miydim?

 Akşam ders yapmak üzere odama çekildim. Masa lambasının titrek ışığı dikkatimi dağıttı. Işığı kapattım, sokak lambası az da olsa içeriyi aydınlatıyordu. Soğuk balkona çıktım, o sırada markete giren Begüm’ü fark ettim. Evlerinin bu civarda olduğunu biliyordum, demek yakınlarda oturuyordu. Hemen ceketimi alıp dışarı çıktım. Beni görünce rengi soldu. “Biraz yürüyelim mi?” dedim. Boyun eğmişçesine başını salladı. Caddeden uzaklaşıp ara sokağa geçtik.

 “Günlüğüne yazdıklarını okudum. Rüyanda tam olarak ne gördün?” dedim. 

 Düşündüğümden daha sakin konuşabilmiştim. Begüm ise düşüncelere daldı, saatine baktı, sonra yavaşça konuştu. “Vakit geldi, olacaklar için üzgünüm. Birkaç hafta gözlerini açamayacaksın.” Başını çevirip boş sokağın diğer tarafına baktı. O anda büyük bir gürültü yükseldi. Freni patlamış bir kamyonet kornaya basa basa sokağa daldı. Donup kalmıştım, kaçacak yer aradım ama bir duvarın dibindeydik. Kendimi yana attıysam da gecenin içinde bir çarpışma sesi yankılandı. Savrulup yere düştüğümü ve her yerin toz toprak olduğunu anımsıyorum. Sonra keskin bir sancı tüm bedenimi sardı. Güçlükle nefes alırken birkaç metre ötede yatan, ayağı kanlar içindeki Begüm’ü gördüm. Ben nereden hasar almıştım bilmiyorum, kımıldayamıyordum, kemiklerim birbirine geçmiş gibiydi. İnsanlar koşuştururken bilincim yavaş yavaş kapanmaya başladı.


21 yorum:

  1. Hz. Allah'ın gaybı bizden gizlemesi ne büyük bir rahmet değil mi?

    YanıtlaSil
  2. Yine korkunç bir bölüm :) Ama ben bu seriyi sevdim, dizi bölümü gibi.

    YanıtlaSil
  3. İkisi de bir diğerinin başına geleceği görmüş, vay canına çok ilginç bu seri, bravo Duygu.. eline sağlık. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Sezer, beğenmene sevindim. :)) Evet, ikisi de diğerinin başına ne geleceğini görmüştü, tek fark Selin dolaylı yoldan gördü bunu, o yüzden bir çıkarım yapamadı.

      Sil
    2. Serinin devamını merakla beklemekteyim :)

      Sil
    3. Başka şeyler yazıyorum şu sıralar, burayı unutmuşum. 😅 İlgin için teşekkür ederim, yeni hikaye düşünmeye çalışacağım. :))

      Sil
  4. Keyif almana sevindim, güzel yorumun için teşekkürler canım. 😊

    YanıtlaSil
  5. Yazıdaki Duygu üslubu yine okuru içine çekmeyi başarıyor, umarım kapağına dokunulan bir romana ya da hikâye dizisine evrilir bunlar da:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumunuz için teşekkür ederim. :) Yazmayı çok sevdiğim için şimdilik bir şeyler karalıyorum. Piyasa koşulları iyi olsa daha çok kitap bastırmak isterim de kısmet. :)

      Sil
  6. amanin böyle birşey iyi ki olmuyor :) başkalarının rüyalarını görmek ne kadar ilginç olurdu :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, iyi ki görmüyoruz. Anlatsan dert anlatmazsan dert. :))

      Sil
  7. Serinin başını kaçırsam da anlatımın beni içine çekti. Çok esrarengiz bir kurgu olmuş. Emeğine sağlık Duygu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumun için teşekkür ederim, mutlu oldum. 😊 Öyküler birbirinden bağımsız olduğu için sıkıntı yok. :))

      Sil
  8. Bu Rüya Günlükleri'ni naçizane tavsiyem kitap haline getirmenizdir Duygu Hanım. Kısa öyküler içeren müthiş bir esere dönüşebilir kanımca. Diğer Rüya Günlükleri gibi bu da insanı ters köşeye yatıran bir yazı olmuş. Çok beğendim.
    Pek şahane öykü için yürekten tebrik ediyorum sizi. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Seriyi beğenmenize sevindim Nazlı Hanım, teşekkür ederim güzel düşünceleriniz için. :) Kitap haline getirecek kadar iyi mi bilmiyorum ama başka hayallerim var, tabii şimdiki koşullarda kitap çıkarmak kolay değil. Fiyatlar yüzünden tanınmış değilsen okuyucu da bulamıyorsun. Ben de burada paylaşmayı seviyorum öyküleri. :)

      Sil
  9. Kaza anını daha birkaç saat önce kafamda kurguladığımı bilemezsin tabi. Bir arkadaşımın kardeşi kalp krizi geçirmiş ve vefat etmiş. Arkadaşım yolda aradı haber verdi. Sonrasında tesadüfen yaşıyoruz diye düşündüm. Bir an varken bir anda yok oluyorsun. En olası ölüm sebeplerinden birisi de trafik kazaları. Kafa sağlam kalıp vücut ezildiğinde nasıl bir acı yaşanabileceğini düşünmüştüm bu acı haberin peşinden...
    Hikayenin kurgusu çok hoşuma gitti ve son paragraf tüylerimi diken diken etti. Aslında Selin'de geleceği görmüş ve bunu çok feci bir şekilde anladı... Emeğine sağlık canım, seriyi sakın bırakma 😊🙏

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne üzücü, Allah rahmet eylesin. Kime ne olacağı hiç belli olmuyor evet. O yüzden güzel anılar biriktirmeye çalışmalıyız. İnsan her şeyi düşünüyor evet, o anki acıyı tahmin etmek zor.
      Kurguyu beğenmene sevindim canım sağol. Bu sefer çok içime sinmedi yazdığım ama devam ederim sanırım. 😊🤗

      Sil
  10. Çok heyecanlı devamını merak ettim 😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler, bu bölüm burada sonlandı. 😊

      Sil

Elveda Gülsarı / Vicdan Sızlar (Kitap)

   Merhabalar. Bu aralar daha az kitap okur oldum, haliyle paylaşımlarım da azaldı. Buraya eskisi kadar uğramıyorum, artık daha çok 1000kita...