Yine iki kitapla karşınızdayım. Kısa kısa anlatacağım.
Öfke, kin ve hasedi yenmenin yolları için ayet ve hadisler üzerinden öğüt veren bir kitap. Öfkenin gerekli olduğu anda nasıl kullanılacağına dair faydalı içerikler sunuyor. Tabii büyük oranda öfke tavsiye edilmiyor. Kişinin affedici olmasının ona sağladığı faydalar üzerinde duruluyor. Zor gibi görünse de öfkeyi yenmek ve affedici olmak düşünüldüğünden kolay. Bakış açımızı ve düşünce yapımızı değiştirip öfkenin zararlarını bilirsek zaten kendiliğinden bir şeyler değişiyor. Kitabın bana faydası olduğunu düşünüyorum.
Şerri tanıyan kişi ise -ki sadece tanımakla yetinmeyip onunla mücadele yolunu bilirse- şerri engeller ve uzaklaşır.
Öfkelenme! Çünkü şeytanın âdemoğluna en fazla hâkim olduğu an, onun öfkelendiği andır.
Bu şekilde öfkeyi gurur ve cesaret olarak adlandırmak cehalettir.
Bir kişi uğradığı zulmü Allah rızası için affederse Allah (cc) Kıyamet günü o kişiyi izzet yönünden yüceltir.
İlk kitabın ardından Vampir isimli ikinci kitabı okudum. Andrej yaşadığı değişimin ardından kendine ne olduğunu anlamaya çalışırken bir yandan esir edilmiş köylülerini kurtarmaya çalışır ancak işler umduğu gibi gitmez. Yolu zalim Vlad Tepesch ile kesişir. Herkesi hiç düşünmeden katledebilecek bu kişi Andrej'in sırrını öğrenmek için çabalar, onu yanında tutar. Andrej her şeye rağmen onu öldürmekte kararlıdır, böylesi bir zalimin ölmesi gerektiğini düşünür.
Kitabı severek okudum ama yine ilk kitaptaki gibi bir şeylerin eksik olduğu hissini atamadım. Hikaye daha derin olabilirmiş, aksiyon bol olsa da yeterince heyecan hissedemedim. Sonu şaşırtıcı bitti, Andrej'in kabusu daha yeni başlıyor gibi. Serinin devamı var mı bilmiyorum ama şimdilik yetti bana. Türkler de düşman olarak geçiyor, iki taraf arasında zaman zaman çatışmalar oluyor.
Ölümü biliyordu, yine de öldürmeye hiçbir zaman alışamayacaktı.
Yaralanmazlığını hiçbir zaman silah olarak kullanmamalısın, duydun mu? Hiç kimse bunu bilmemeli.
Dikkatli olmakla hastalıklı kuşku arasındaki çizgi inceydi.
İlk kitap benim için de yararlı olabilir gibi hissettim...
YanıtlaSilİnsanın farkındalığını artırıyor, o yüzden okumak lazım. :)
Silİki kitabı da burada keşfetmiş oldum:) Kalemine sağlık:)
YanıtlaSilTeşekkürler yorumun için. :)
Silİnstagram da paylaşımını gördüm bu kitaplarla ilgili:)
YanıtlaSilİmam-i Gazali çok değerli bir insan bu kitabını okumak isterim.
Kitap çok iyi gerçekten, okuyunca daha farklı hissediyor insan. :)
Silvampir romanlarında ilginç çarpıcı olay bulmak zorlaştı artık :) gazali huzur verenlerdeen :)
YanıtlaSilÖyle gerçekten. Daha epik fantastik olsa çok iyi olurmuş. :)
Silİmam-ı Gazali hazretlerinin bu kitapları acaba İhya'sının bir şerhi gibi mi?
YanıtlaSilBir kitabının başında öyle yazıyordu. İhya'nın özeti mahiyetindeydi. İhyâu Ulumiddin oku oku bitecek bir kitap değil. :)
Dön dolaş yine oku.
Arka kapakta öyle yazıyor. İhyau Ulumiddin'in üçüncü bölümü, beşinci konusu. :)
SilKısa kısa okumak daha kolay oluyor gerçekten. Yormuyor. :)
Merhabalar.
YanıtlaSilKitaplarla ilgili paylaşımınızı okudum. Birinci kitabın isminde geçen "öfke, kin ve haset" üzerine bir katkıda bulunmak istiyorum. Benim memleketimin insanlarında "hasetlik" olduğu için, diyorlar ki, "...bu memleketin toprağında hasetlik var. Bu memleketin toprağında yetişen ürünlerini tükettikleri için insanları da haset oluyor..." derler. Gerçekten çok doğru. Çünkü gerçekten benim memleketimin insanlarında hasetlik var. Şimdi burada hasetlik kavramını açıp lafı fazla uzatmak istemiyorum.
Kin ve öfke üzerine de bir deyimi paylaşmak istiyorum. "Affetmek, intikamdan daha yücedir. Şefkat, öfkeden daha güçlüdür.
Kitap paylaşımlarınız için teşekkür ederim. Kaleminize ve emeğinize sağlıklar dilerim.
Selam ve saygılarımla birlikte sağlıklı ve huzurlu günler dilerim.
Yorumunuz ve katkınız için teşekkürler. Haset olan insan aramızda çok maalesef. Neyse ki iyiler de var. Kötü niyet besleyen kendine yapıyor zaten, kendi mutsuz ki başkaları da mutsuz olsun istiyor. Affetmek önemli gerçekten, zihinde tutulan her olumsuzluk insana yük olur. Selam ve saygılarımla.
Sil