Drizzt Serisi'nin elimdeki son kitabını okudum. Bu bölümde yine bir yolculuğu okuyoruz. Drizzt ve diğerleri yakın dostları için bir korsanın peşine düşerler. Dostlarına ulaşmanın yolu o korsanı bulmaktan geçiyordur çünkü onun elinde dostlarına ait kuvvetli bir silah vardır.
Bir kara elfin ve ünlü bir denizcinin gemisiyle peşinde olduğunu öğrenen kadın korsan ise sert çarpışma için hazırlıklara başlar. Kolay kolay yenilmeye niyeti yoktur.
Son iki kitap bende öncekiler gibi heyecan uyandırmadı. Ben daha çok Drizzt'in iç dünyasına tanıklık etmeyi, onun zamanla şekillenen düşüncelerini okumayı sevmiştim. Aynı zamanda kiralık katil ile aralarındaki gerilimi ve defalarca yüzleşmelerini etkileyici bulmuştum. Seri ilerledikçe Drizzt sanki yan karaktermiş gibi geri plana itildi. Açıkçası diğer karakterler beni pek sarmadı. Hikaye uzasın diye çok da gerekli olmayan olay ve kişilere yer verilmiş gibi geldi bana. Bu da seriyi okurken duyduğum eski heyecanı bırakmadı.
Drizzt daha çok arada bir dövüşen ve dostlarıyla hareket eden biri haline geldi. Sorunlar büyük ölçüde çözülüp de Drizzt'in içindeki karmaşa azalınca eski derinliğini hissedemedim. Serinin devamını sanırım almayacağım. Kiralık katil Entreri ile alakalı Kiralık Kılıçlar serisi var, alabilirsem o kitapları okumayı istiyorum. Çünkü Entreri olumlu anlamda gelişme göstermeye başlamıştı. :) Alıntılarla veda edeyim.
Muhtemel -ve sadece muhtemel- bir geleceğin yasını tutarken şimdiki zamanın akıp geçmişe karışmasına izin vermekle ne büyük aptallık etmişim.
"Öyleyse artık benim olmayan bir oğuldan onun olmayan bir kız çocuğu torunum var,"
Mutluluğa giden yol, kendine güvenme ve kendi değerini bilme duygusuyla, dünyayı daha iyi bir yer haline getirme veya güçlüklere rağmen inançlarımız için mücadele etme hissiyatıyla inşa edilmiştir.
Hayır, bana yolları ve tehlikeleri verin, doğru olanı yapma yolunda belli bir amaçla ilerleme umudunu verin, bana başarıya ulaşma hissini verin. Ancak öyle mutlu olabilirim.
Böyle uzun serilerin ortak sorunu bu sanırım. Bir yerden sonra olaylar da karakterler de dağılıyor. Bir de başlıkta 13. kitap yazısını görünce maşallah acaba seri kaç kitaptı diye düşünmüştüm ki, son kitapmış. :) Seri okumayalı baya oldu, uzun serileri artık hiç gözüm yemiyor :) Bu bakımdan böyle uzun bir seriyi bitirdiğin için seni tebrik ediyorum :)
YanıtlaSilBiraz dağıldı, değişti evet. O kadar okuduktan sonra can sıkıcı bir durum. :) Serinin devamı var ama eski baskılar hep farklı isimde basılmış, numaralı değildi. 21 22. sayılar falan var nette, neden oraya atlanmış bilmiyorum. Kiralık Kılıçlar da bu Unutulmuş Diyarlar serisine dahil mesela. Alırsam bir onu alırım artık. :) Teşekkür ederim. :)
SilHiç böyle uzun serili kitaplar okumadım. Evet cildli tefsir kitapları okuyorum ama bu tür kitaplarda bir yerden sonra hep aynı gibi geliyor bana. Yazarın karakteri ortaya çıkıyor ve sıradanlaşıyor.
YanıtlaSilKurgu kitaplar bir yerden sonra sıradanlaşıyor evet, tekrara düşüyor gibi. Daha kısa turulsa iyi olurdu. :)
Silokumadan alıştık bu seriye de sayende :)
YanıtlaSil:))
SilHayatım roman olsa çok sıkıcı olurdu herhalde :) Yıllardır hep aynı şeyler... Seri kitaplarda da bu durum var demek ki.
YanıtlaSilAlıntılar şahaneydi. Şimdiki zamanı yaşama dışında zamanımızı yönetme şansımız yok. Geçmiş için gelecek için elimizden bir şey gelmiyor...
Kılıçlar Denizi'nin konusu hoşuma gitti. Kadın korsan, deniz macerası bence konu olarak hayli ilginç 😊 Yorum için teşekkürler canım 💕
Benimki de çok sıkıcı olurdu, yaptığım pek bir şey yok. 😅
SilSeçtiğim alıntılar genelde Drizzt'in ağzından günlük tarzında yazılmış kısımlar. O yüzden daha güzeller, kitap sadece Dtizzt'in düşüncelerinden oluşsa sıkılmadan okurum. 😀 Haklısın, geçmiş ve gelecek için pek bir şey yapamıyoruz.
Konu güzel ama serinin önceki kitaplarına göre biraz sönük kaldı. Eskiden ne maceralar dönerdi. 😀 Ben teşekkür ederim. 🥰🌺
İlginç bir konu, seviyorum bu tarzı da ☺️
YanıtlaSilEvet güzeldir. 😊
Sil