6 Mart 2024 Çarşamba

Shingeki no Kyojin (Attack on Titan) - Anime

 


  Efsane olarak nitelendirebileceğim bir anime. Yıllar önce serinin bir kısmını izlemiştim, şimdi seri tamamlandığı için en baştan başladım. İyi de oldu, unuttuğum ya da dikkat etmediğim pek çok detay varmış. 

 İnsanların soyu devlerin saldırıları sonucu tükenme noktasına geldiğinden beri inşa edilen surlar varlığını sürdüreli yüz yıl geçmişti. İnsanlar güven içinde yaşasa da Eren dış dünyayı merak ediyor, özgürlüğü hissetmek istiyordu. Dahası eğer bir gün bir saldırısı olursa hazırlıksız yakalanacaklarından korkuyordu. Çünkü yüz yılın verdiği rehavet ve rahatlık vardı insanların üzerinde. Kısa süre sonra devlerin aniden saldırması ile Eren'in haklılığını da görmüş olduk. Dış surdaki insanlar katledilirken canını kurtarabilenler iç surlara sığınmaya çalışır ve mülteci konumuna düşer. İnsanların çaresizliği ve yaşadığı dehşet yoğun şekilde hissediliyor.

 Bu karanlık günlerin ardından devleri yok etmeye yemin eden Eren, birlikte büyüdüğü Mikasa ve arkadaşı Armin ile orduya katılır. Eren'in amacı Keşif Birliği'ne katılıp dış dünyaya çıkmak ve insanlığa yararlı olabilmektir. Mikasa içlerinde en yetenekli kişidir, Armin -kendine güveni az ve fiziksel açıdan yetersiz olsa da- zeki ve çözüm odaklıdır. Bu noktada Eren ise kararlığı, azmi ve cesareti ile ön plana çıkıyor. Mikasa, Eren'i ailesi olarak tanımladığı için herkesten çok ona sadıktır ve daima onun ardından gider.

 Keşif Birliği canla başla savaşırken ve sürekli kayıp verirken halkın onları sadece eleştirmesi acımasızcaydı. Özellikle komutan Erwin ve Levi çoğu yükü omuzlamışken bir de diğerlerinin o ikisini duygusuzlukla suçlaması sinir bozucuydu. Onların yerinde başkası olsa bu aşırı stresli görevlerin altından kesinlikle kalkamaz, doğru strateji yapamazdı. Görevler sırasında ikisinin de keskin zekası ve azmine şahit oluyoruz. Özellikle Erwin tam lider, her durumda en doğru sonuca ulaşmayı başarıyor. Levi ise resmen dövüş makinesi, Erwin'e ve kararlarına harfiyen uyar. Keşif Birliği'nin tüm darbelere rağmen tekrar tekrar küllerinden doğması inanılmazdı.

 Anime her ne kadar fantastik olsa da konunun işlenişi ve karakter gelişimleri yönünden distopyaya benziyordu. Başlangıçta her şeyden habersiz olan insanların karşı karşıya olduğu çaresizlik, yaşanan yeni gelişmeler sonrasında aldıkları tavır çok çarpıcıydı. İnsanlar zayıftı, sırlarla ve surlarla örülü dünyada yapabilecekleri kısıtlıydı. En zeki ve yetenekliler bile koşulları pek değiştiremiyordu. İçte de kaos hakimdi, adaletsizlik her yerde olduğu gibi surlar içinde de vardı.

 Devlerle ilgili sırlar uzun yıllardır açığa çıkamamışsa da artık insanlar devler hakkında bir şeyler öğrenmeye başlar. Açığa çıkan sırlar can yakıcıdır. Özgürlüklerinin başlayacağına inandıkları noktaya geldiklerinde artık daha çetin mücadele etmek zorunda kalırlar. Çünkü gerçekler beklenenden çok daha yıkıcıydı.

 İnsanları kaçamayacakları, iğrenç bir kâbusun içine hapsedip onları canları pahasına, vahşice savaşmaya iten zihinler geçmişte olduğu gibi yine onlara şeytan gözüyle bakıyordu. Tarih tekerrür edermiş, acı sonuçlar başka acıları doğururmuş hep. (Spoiler vermeden en kapalı haliyle böyle açıklayabiliyorum finali, yani 4.sezonu.) İnsanlık yüzleşemediği korkuları içlerinde gittikçe daha büyütüp esas kendileri şeytan haline geldi. Bunun bedelini de çok kişi ödedi. Eren'in yaptıkları, yüzyıllardır birikmiş toplum iradesinin dışa vurmuş hali gibiydi. Son sezon beyin yakıyor, her şey o kadar karmaşık ve birbiriyle bağlantılı ki esas suçluyu aramak bu noktadan sonra anlamsız oluyor. Finali izleyince her şey bunun için miydi diye soruyor insan. Pek çok karaktere kızdığım da oldu, saf iyi olan kimse yok açıkçası. Herkes bir yerden sonra yapmaz dediğimiz şeyleri yapabiliyor, çaresizlik ve idealler de en büyük etken tabi. Mutlu sonla biten animelerden değil ama çok çarpıcıydı. Seçimlerimizin kaderimizi nasıl belirlediğini iyi anlatıyor. Muhakkak izlenmesi gereken animelerden biri, etkisinden çıkmak güç. (Gifler: tenor.com)

Eren Yeager


Erwin Komutan

Levi Ackerman

Mikasa Ackerman

Armin






 En ilginç karakter bence Levi'ydi. Ne yapacağını kestirmek güçtü. Kendinden emin tavırları,  gücü ve özgüveni onun kusursuz olduğu izlenimini verirken değişik düşünce yapısı, ani ve sert çıkışları, temizlik konusundaki hassasiyeti onu belirsiz kılıyordu. Hayır, bir insan aynı anda nasıl bu kadar havalı, güçlü, karizmatik, huysuz, ürkütücü, ciddi, saygıdeğer olabilir. 😎🤭 Ufak tefek olmasına rağmen ondaki karizma kimsede yoktu. Bence kalıplı olmaması, ona dövüş konusunda avantaj sağladı. Devlerle savaşırken manevra teçhizatını onun kadar iyi kullanan yoktu.

 Eren'e gelirsem onla ilgili söylenecek çok şey var. Bir Karakter Meselesi serisinde ona yer vereceğim için fazla uzatmayım. Belki de en zor kararları almak zorunda olan kişiydi. Çok çabaladı, direndi, ölümüne savaştı. Eren'in yaydığı karamsarlık içinize işliyor.

 Armin sevimli bir çocuk gibi görünür, aslında her şeyden çabuk da etkilenir ama çoğu kişinin göremediği detayları fark edip çözüm bulur. Duygusal konuşmaları gaza getirir cinsten. Belli yönlerden komutan Erwin'e benzetiyorum onu. Ruhen çökse de bir şekilde umut etmeyi kesmeyenlerden biri. 

 Mikasa, Ackerman soyunun güçlü yanlarını taşıyor. Levi gibi güçlü, gözü kara, zaten Levi de bir Ackerman. İkisini de birbirine benzettiğim çok oldu. Yine de Mikasa, Levi zorba gibi göründüğü için ondan pek haz etmezdi. Eren'e olan bağlılığı olmasa Mikasa bu kadar canını dişine takıp savaşmazdı gibi geliyor. Keşif Birliği için büyük bir nimetti. İzlediği yol pek çok hayatı da etkiledi, yapması gerekeni yaptı hep. 


 Animenin en sevilen müziğini de paylaşayım. Türkçe altyazılı, sözler tam da Eren'i yansıtıyor.





20 yorum:

  1. Ooooo tam senlik yaniii pekiii bunu ön listeye alalım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok güzeldi ya kaç gündür bölümleri üst üste izlemekten beynim yandı. Artık huzur içinde derslerime dönebilirim. :))

      Sil
  2. Bir efsanenin yorumunu okuyacaım için heyecanlanarak geldim, sen de başta belirtmişsin hemen. "En büyük mü bilmiyorum ama çok büyük." repliğini bunun için tekrarlayabiliriz. En iyi ilk 2-3'te kesin var.
    Pek çok şarkısı çok iyi, My War'ı zil sesi yapmıştım bir ara. İlk sezon openingi de aklıma ilk gelenlerden ama sanırım evet Sasageyo'nun yeri daha bi ayrı. Müthiş yazını okuduktan sonra bu yorumu yazarken sona eklediğin bu şarkıyı döndürüp döndürüp dinlemek de tam o evrene ışınladı beni 💖👌
    Çok iyi olmuş yorum yazın. Spoiler vermeden çok çok iyi anlatmışsın valla helal olsun. O kadar yoğun bir dünya ki ben böyle bir yazıda geçiremezdim o ruhu. Sen yapmışsın, emeğine sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumun mutlu etti. 😃 Kesinlikle en iyilerden ve diğer fantastik animelere göre farklı noktaları var. Ne kadar etkileyici olsa da Naruto ve Jujutsu'yu geçemedi benim açımdan. :))
      Şarkıları çok güzel evet, bunun yeri ayrı, aklıma direkt verdikleri o selam geliyor.
      Spoiler vermeden ancak bu kadar yazabildim, daha çok şey yazabilirdim ehehe. 😅 Teşekkürler güzel yorumun için. 🥰🌺

      Sil
    2. Rica ederim. Evet Sasageyo deyince o selam ve Erwin önderliğinde savaşa at sürmeleri geliyor benim de aklıma.
      Naruto izlemedim, Jujutsu'daki karakter gelişimlerini de bu kadar iyi görmüyorum. Bu dediğin gibi distopik yani bizim yaşantımızda da karşılaştığımız meselelere büyük eleştiri söz konusu. O yüzden burdayım hehe. Jujutsu da ilk 5e girer :D
      Gintama, Monster, Aot, Death Note ve Jujutsu benim ilk 5im. ama sırlama kendi içinde değişebilir veya ilk dört eşittir falan.

      Sil
    3. O sahne çok fenaydı ya, adam iyiydi. :)
      Naruto izle o zaman. 😀 Jujutsu tarz olarak farklı, ama daha kendine has karakterler. Bunda çoğu kişi aynı hedefe farklı yollardan ulaşmaya çalışıyor, birbirlerine benziyorlar bir bakıma ve distopya pek sevmem. Karakter odaklı olduğum için Naruto ve Jujutsu favorilerim. 😎🥰
      İlk üçüm Naruto, Death Note, Monster'dı ama Jujutsu biraz öne çıkabilir, yine de Aot 5'te. :))

      Sil
  3. Bir Karakter Meselsesi'nde Eren gelecek yaniiiiii, çok heyecanlı! Levi'ı daha çok seviyoruz ama İsayama'nın esas karakterini inşası daha detaylı daha dramatik olmalı tabi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eren ömrümü yedi ama yazacağım, ana karakter çünkü. 😅 Levi olmazsa olmaz, en çok onu sevdim kafa yapısı olarak da iyi, onun tarafındayım hep. 😀

      Sil
    2. Eren kendisinin bile ömrünü yedi ☠ ama dediğin gibi, katılıyorum. Levi'cıyım yayy

      Sil
    3. Eren'in o haline üzüldüm yine de. Daha farklı olabilirdi ama o zaman da böyle bir konuma ulaşmazdı anime. Levi çoğunlukla en mantıklı bulduğum kişiydi. :)

      Sil
  4. Bu animeyi çok görüyorum ve Eren de popüler karakterlerden. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok iyi anime gerçekten. :) Dünyanın hiç de toz pembe olmadığını gösteriyor. Eren haklı olarak çok popüler oldu, çok uçlarda yaşayan biri. :)

      Sil
  5. Attack on Titan, bu isim çok tanıdık. Ama hiç izlemedim ve konusunu da bilmiyordum. Anime tavsiyelerinde listelerinde görmüş olmalıyım. Tanıtım için teşekkür ediyorum. Vakit bulduğumda bakacağım. Eren ismi de hoşmuş :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. En popüler animelerden biri ve yeni bitti sayılır. :) Ben ilk sezonu ilk çıktığı zamanlar izlemiş, çok beğenmiştim. Evet, daha önce top 10 anime listemde yer vermiştim ama içeriğini anlatmamıştım. Muhakkak tavsiye ederim. :)) Eren ismi bence de hoş. Zaten Eren isminin haricinde çabuk sinirlenmesi, sevdikleri için çok mücadele etmesi, hemen dövüşe girmesiyle Türkleri de anımsatıyor bana. :))

      Sil
  6. attack on titan izlemişim yaa bakınca hatırladım ama tüm sezonları bitirmemişim. kontrol ettim de. bleach ve sailor moon dizileri ile birlikte izlemişim. bu ikisi de süper süper ayrıca ve titan da evet :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Devam edersin o zaman. Çünkü son iki sezonda bayağı değişiklik oluyor, her şey ortaya çıkmaya başlıyor. :)) Bleach'e uzun zamandır bakmadım ben de, devamı geldi mi onu da bilmiyorum. :)

      Sil
  7. Öncelikle çok kapsamlı inceleme olmuş, taktir ediyorum. Paylaştığın animelerden en merak ettiğim bu oldu. Bir de bu animeyi çok duydum sanırım ben, nereden, nasıl emin değilim. Bakarım buna da.

    Bu arada Moriarty'i izledim ama ben pek beğenemedim :D Hikayesi fena değildi ama L'leri söyleyemiyor olmaları tilt etti beni , Holmes'u hoğums gibi okumaları filan (yani Sherlock Holmes fanı olduğum için biraz garip geldi sadece) bir de James Bonde olayı hoşuma gitmedi çok :D Çizimlerd e çok benzemiyor muydu birbirine? Yani ben karakterleri çok karıştırdım erkeklerin yüzleri birbirinin tıpkısı gibi ya da ben çok anime izlemediğim için öyle geldi bilemiyorum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok kaliteli bir anime. Klasik fantastiklerden farklı. Kurgusu, karakter gelişimleri, aksiyon sahneleri çok iyi. Tabii insan kimin tarafını tutacağını da bilemiyor, rüzgar birden tersten esebiliyor. Herkes amacına sıkı sıkı yapışmış.
      Animelerdeki teleffuzlara alışkınım ben o yüzden garipsemiyorum. 😀 Moriarty karakterini çok sevdiğim için animeyi de çok sevmiştim. Çizimleri dediğin gibi benziyor ama alışkın olunca kolay ayırt ediyorum. Yine de çok daha iyi animeler var tabii. :))

      Sil
  8. Distopyalı konuları seviyorum ben de 😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu animede sert ve vurucuydu. Çaresizliği derinden hissettiriyor. :)

      Sil

Drizzt Efsanesi 13. Kitap (Kılıçlar Denizi)

   Drizzt Serisi'nin elimdeki son kitabını okudum. Bu bölümde yine bir yolculuğu okuyoruz. Drizzt ve diğerleri yakın dostları için bir k...