Yazardan okuduğum üçüncü kitap oldu ve yazar hiç pişman etmiyor. Çarpıcı ve düşündürücü anlatım tarzını yine korumuş. Bu kitap aynı mahallede yaşayan farklı karakterlerin gözünden yazılmış kısa hikayelerden oluşuyor. Her hikayenin sonunda durup nefes alma ihtiyacı hissediyor insan. Hüzün akıyor hikayelerden, insanın içini sızlatıyor. İçlerinden bazılarını daha etkileyici bulmakla birlikte konular genellikle hayal kırıklığı, gerçekleşmemiş beklentiler, çekilen acılar ve mutsuz sonlardan oluşuyor.
Kitabın dili akıcı olsa da bazı şeyler insanın içine oturup kalıyor. Yazarın iyi bir gözlemci olduğunu düşündüm, karakter analizi çok iyi. Sanki her bir olay kendi başından geçmiş gibi samimi ve gerçekçi yazmış. Kalemi çok kuvvetli. Daha fazla uzatmadan alıntılara geçeyim. (Yine de favori kitabım Şanzeli Düğün Salonu oldu, onda farklı bir hava vardı.)
Kendimi bilmeye başladığım yaşlarda, içinde yaşamak zorunda kaldığım hayatın bende baş edilmesi güç bir nefes darlığı ve kopkoyu bir iç sıkıntısı yarattığını derin bir acıyla fark ettim.
İş bulmak bir yana, kapkaranlık gecelerin içinde uykuyu, sokağa çıktığımda yolumu, dünya denen cehennemde kendimi bulamıyordum.
Kendimle aramdaki mesafe gitgide artmaya başladı. Bir süre sonra tam ortadan ikiye bölündü hayatım. Bir yanım diğer insanları oyalarken, diğer yanım yavaş yavaş ölüyordu.
Kimseler bilmese de çaresizliğim geçmiyor bir türlü. Kuyular var, derin ve fakat ben Yusuf değilim. Yusuf olmayınca her kuyu derin insan için.
Gizlediğin o acıdan küçücük bir parça bile dışarı taşsa görenlerin içinde sızı kalıyor. Gördüm. Ben de saklıyorum herkesten. Ben de saklıyorum çok şeyi, ondan biliyorum.
Atılan ilk kurşunlar, mevzilerinde kanatsız kalmış çocukların hayallerine saplanır ki, sonrasında hayalsiz kalmış çocuklar gözlerini kırpmadan karşı mevzidekileri yok etmenin peşine düşsün.
eveet sevdin sen bu yazarı, bir kitabını okudum ben de şimdilik sevdim :)
YanıtlaSilÖyle gerçekten ve bu nadiren olur bende. :))
SilYazarı araştırırken bu kitabını listeme almıştım. Sizin anlatımınızdan sonra kesin almalıyım dedim. :)
YanıtlaSilOkuyan gözlerinize sağlık olsun Duygu Hanım.
Umarım siz de seversiniz Nazlı Hanım. Güzel yorumunuz için teşekkürler. :))
SilKitabın kapağındaki fotoğrafa bakınca İstanbul, Yenikapı-Samatya' daki ahşap evler arasında gerilen çamaşır ipleri canlandı gözümde. Hiç okumadım Tarık Tufan, denemeye değer diye düşünüyorum senin anlatımınla da Duygucum :)
YanıtlaSilYazarı sevdim ben belki ilgini çeker kitaplar Sezercim. :)) Kapak çok nostaljik duruyor.
SilKitaplarını sevince devam ediyorum ben de. :)
YanıtlaSilTarık Tufan kitaplarını sırf senden sebep sipariş edeceğim. :)
YanıtlaSilUmarım seversin de pişman etmiş olmam. :))
SilPsikolojik olarak biraz sıkıntıda olduğum için hüzünlü bir şeyi kaldıramayacağım sanırım. İyi hissettiğim bir zamanda belki... Sağ ol :)
YanıtlaSilBöyle anlarda okumamak daha iyi sanırım. Biraz iç karartıcı gelebilir. :)
SilKonusu pek bana göre değil ama yeni tanıştığım yazarlara şans vermek gerektiğini düşünüyorum. Bu kitabı alıp okumayı deneyeyim. Bakarsın severim :)
YanıtlaSilBen yazarın anlatımını seviyorum, normalde iç sıkan konuları ben de sevmiyorum ama yazara göre değişiyor. :) Belki seversin.
SilGördüğüm bir kitap ama içeriğini vs bilmiyordum. Alıntılardan anladığım kadarıyla duyguyu da okuruna geçirebiliyor ama karamsar da duruyor sanki :)
YanıtlaSilEvet tam da dediğin gibi. :)) Üslubu iyi olunca kendini okutuyor. Hep haberlerde veya orada burada duyduğumuz şeylere benzediği için gerçekçi yanı da var.
SilYusuf olmayınca her kuyu derin insan için 💔 ah be! aynı mahalledeki farklı insanların öyküleri ilginçmiş. Şu bakımdan, bir hikayenin esas karakteri başka bir hikayede yan karakter olarak çıkıyor. Kitap ilerledikçe sen bütün mahalleyi tanıyorsun, ne güzel! Ama keşke kötü sonlar, boşa çıkmış beklentiler olmasaydı. Ben negatif duygular sevmem, uzak kalırım ki enerjimi koruyabileyim. Ama yazarın kalemine sağlık çok hoş bir fikirmiş. Aynı kişilerin farklı zamanlardaki birbirinden bağımsız anılarının hikayelerini okumak hoşuma gider. Tanıtım için teşekkürler. Tarık Tufan'ı yakında tanıyacağım sayende :)
YanıtlaSilAynı dediğin gibiydi, o yüzden hoşuma gitti. Bir hikayenin esas kişidir olan biri başka hikayede küçük bir hareketi ya da sözü ile yine karşımıza çıkıyor. Farklı açılardan görmüş oluyoruz aynı karakteri. Tavsiye ederim. :))
SilNe güzel. Aklımda bulunsun o halde. Teşekkürler :))
SilBu kitabını okumuştum. Yazar hiç kuşkusuz etkileyici bir tarza sahip. Alıntıları da okuyunca kitabı tekrar okumak istedim. :) Ama bence diğer kitaplarına da şans vermeliyim. :)
YanıtlaSilKesinlikle, çok iyi anlatıyor. Diğer kitaplarına da şans vermek lazım bence. Severek okudum öbürlerini de. :))
SilYazarı henüz okumadım ama merak ettim ☺️
YanıtlaSilSeversiniz belki. :)
Sil