24 Şubat 2021 Çarşamba

Gümüş İpler (Kelime Oyunu 13)

 



İlk kez katılıyorum bu etkinliğe. Haftanın kelimeleri: ilginç, kukla, noter, zaman aşımı, puan

 

Sora, bulutların üzerine uzanmış yeryüzünü izliyordu. Bulutların arasında kaybolan kar beyazı saçları rüzgârda dalgalanıyordu.  Keskin, mavi gözleri oldukça iriydi. Aşağıdaki insanları izlemek en büyük tutkusuydu.

Bir süre sonra bağdaş kurup oturdu. Sanki görünmez bir piyano çalıyor gibi parmaklarını hareket ettirdi. Parmaklarının ucundan çıkan gümüş renkli ipler dans edercesine uzadı, uzadı. Ardından her bir ipin ucunda mavi kelebekler uçuşmaya başladı. Sora kelebekleri çok severdi, ona göre kelebekler masumiyetin simgesiydi. O anda bir çocuğun hıçkırıklarını işitti. Kafasını uzatıp aşağı baktı, kızı gördü. Kelebekleri ortadan kaldırıp ipleri parmaklarına geri çekti. Sesin geldiği yöne doğru bulutların üstünde süzülürcesine koşmaya başladı. Hıçkırıklar yükseldikçe ruhunu kara bulutlar kaplıyordu.

Pembe yanaklı Ela, bir ağacın dibinde çömelmiş ağlıyordu. Minik ellerini birbirine kenetlemişti. Bir kukla yanı başında belirince irkildi.

“Korkma küçük kız, ben sana zarar vermem.”

Ela ağlamayı kesip gözlerini sildi. Yavaşça doğruldu ve yukarı baktı. Kuklanın ipleri çok uzundu. Kuklanın ilginç sahibinin ağaca çıkmış olduğunu düşündü ama kalın dallardan bir şey göremiyordu. Sora konuştu: “Seni böyle üzen nedir?”

“Yüzünü göstersene,” dedi Ela merak içinde.

“Ben gizli kalmayı severim. Gözyaşların beni huzursuz etti. Onları durdurmak için geldim.”

Kız sessizliğe büründü. Annesinin onu terk etmiş olmasını hazmedemiyordu. Babasından başka kimsesi kalmamıştı. “Hiç, yok bir şey,” dedi çaresizce.

“Peki, söyler misin? Büyüdüğünde ne olmak istiyorsun?”

“B-ben noterci olmak istiyorum.”

Sora’nın içi burkuldu. Kızın içinden geçenleri biliyordu: “Anneni görebilmek için mi?” diye fısıldadı.

Kız başını salladı. “Evet, annem noterde çalışırdı ve bazen elimden tutup beni oraya götürürdü. Düşündüm ki belki bir gün bir noterde denk geliriz.” Ela'nın gözyaşları akmaya devam ediyordu. Yanakları iyice al al olmuştu.

“Anneler evlatlarını yüreklerinden atamaz Ela. Büyük ihtimalle aklı karışmıştır, doğru düşünemiyordur. Hatasını anlayıp seni görmeye geleceğini umuyorum.”

“Gelir mi gerçekten? Onu çok seviyorum ama neden bizi bırakıp gitti anlamıyorum. Beni ne kadar üzdüğünün farkında değil mi?”

“Onun seni sevdiğine eminim. Zor durumda kalmış olmalı. Kalbindeki acıyı belki sökemem ama bunu al olur mu? Bunlar asla solmaz.”

Kız kuklanın elinde aniden beliren çiçek demeti karşısında şaşırdı. Kukla, çiçeği Ela’ya uzattı. Annesi de tıpkı çiçek gibi kokardı. Hemen çiçeği alan Ela onu koynuna bastırdı, kokladı.

Sora ipleri yukarı doğru çekmeye başladı. Oluşturduğu ip aslında kalbinden gelen sevgi bağıydı. Kuklanın yukarı çekildiğini gören Ela gülümseyerek el salladı: “Her kimsen teşekkür ederim.”

Çocukların iç seslerini işitir, onlara yardım ederdi Sora. Zaman aşımına karşı çocuklarla sohbeti kısa tutardı. Yoksa gümüş bağ zayıflayıp kopuyor, kukla yok oluyordu. Bu da onun için puan kaybetmek, yani çocukları hayal kırıklığına uğratmak demekti. Bir işe başlamışsa mutlaka sonunu getirmeliydi.

Göklerin çocuğu Sora bir başka hüzünlü yüreği iyileştirmek için koşmaya başladı.







17 yorum:

  1. oleey şimdi yazımı koyunca dicektim sanaa yazarsın diyee ama yazmışın çok sevindim, yarın gelcem okumaya, şimdi linkini koyuyom yorumlaraaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sabırsız biriyimdir, kelimeleri öğrenince hemen başladım yazmaya. Etkinlik de çok güzel zaten. :)

      Sil
  2. İlhamı bol ve etkileyici :) gümüş ipler, bağlar ise güzel benzetme :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorum için teşekkür ederim. Beğenmenize sevindim. :)

      Sil
  3. Merhabalar, Duygucum. Bloguna ilk yorumumu da böylece yapmış oluyorum. (Bir parçacık geç kalmış oldum ama kusura bakma bunun için.)

    Gelelim öyküye. Ben öykünün bu halini çok beğendim. Zaman geçişleri yerinde, uyumluydu. Öykünün geneli de zaten sihirseldi. Ve bence epey tatlı bir öyküydü bu. Ana karakterin bir tür süper kahraman gibi geliyor bana. Ve Sora karakteri benim epey merakımı uyandırdı.
    Onu daha şimdiden sevdim desem yalan olmaz. İsmi de bir yerden tanıdık geliyor bana. Çıkaramadım ancak.

    Tek şikayetim öykünün bana göre kısa olması. Geniş bir anlatımla olayları hak ediyordu. Sora'yı da daha çok görmüş olurdum. :D

    Hayal gücüne sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Mervecim, geç olsun güç olmasın. :) Seni burada görmek güzel. Yorumun sayesinde öyküyü biraz daha geliştirdim. Karakteri beğenmene sevindim. Anime müziğinde bu isim geçiyordu. Nedense aklıma geldi kullanmak istedim Sora' yı. Sonra fark ettim ki anlamı gökyüzü demek. Tam da uymuş yani öyküme. :))

      Sil
    2. Evet, şimdi daha da beğendim ve haklısın canım göklerin çocuğuna da Sora ismi yakışırmış. :)

      Sil
  4. Çocukların görünmez koruyucuları.
    Keşke çocuklar hiç üzülmese.
    Çok güzel olmuş.
    Detaylar insanı etkiliyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değerli yorumunuz için teşekkür ederim. Evet, keşke hep mutlu olsa çocuklar.

      Sil
  5. Kalemine sağlık, çok güzel bir başlangıç yaptın;)

    YanıtlaSil
  6. Çok çok güzel emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  7. Kitap okuduğunuz belli oluyor. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok fazla vakit ayıramasam da kitap okumayı severim. İlhamımı animelere, anlatım şeklimi kitaplara borçluyum sanırım. Bazen etkilenmeler oluyor. :))

      Sil
  8. sora, çok güzeldi bu, sora o zaman bence bir melek vee zaten melek ve peri en sevdiklerim, o zamansaaa her zaman yazcan sen bana neeee :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beğenmene sevindim, elimden geldiğince yazmak isterim ben de. Yorum için teşekkürler. :)

      Sil

Karagöz Dersaadet'te Gölge Oyunu (Kitap)

   Blog arkadaşımız Tefrika'nın yorumlarından sonra kitabı merakla okumaya başladım. Gerçekten farklı ve dikkat çekiciydi.   Dersaadet&#...