"Nefretten bir şey doğmaz."
Robotlar insanlara ne kadar benzeyebilir? Acıyı, nefreti, pişmanlığı, hayal kırıklığını hissedebilirler mi? Onlar insanları mı taklit ediyor yoksa insanlaşmaya çok mu yaklaştılar? Mükemmel bir anime izledim. Birer saatlik 8 bölümden oluşuyor. Daha fazla tanınmayı hak ediyor.
İnsanların ve robotların iç içe yaşadığı bir dünya. Robotlar insanlarla eşit haklara sahip ve onları savunan yasalar var. Elbette robot karşıtı olan topluluklar da var.
Gizemli şekilde meydana gelen hortumların sonucunda en gelişmiş robotlar yok edilir ve bunlarla alakalı insanlar da katledilir. Durumu soruşturmak için en gelişmiş robotlardan olan dedektif Gesicht harekete geçer. Düşmana dair hiçbir iz yoktur. Katil bir robot mu yoksa insan mı? Düşmanın amacı ne? Gelişmiş robotlar sırayla öldürülürken dedektif kalanlarla iletişime geçer. (gifler: tenor.com)
Yıllar önce büyük bir savaşta kullanılmış olan bu robotlar nefreti, öfkeyi, çaresizliği hissetmektedir. Sadece içlerinden biri savaşmayı reddetmiş, kimsesiz insan çocuklarının bakımını üstlenmiştir. Epsilon, yaklaşan tehlikeyi sezer ve önlem almaya çalışır.
Robotlar gittikçe insanlara benzemekte, hatta insanlardan ayırt edilememektedir. Birlikte yaşamak zor değildi, uyum sağlayan yine robotlardı. Fakat kendi suçlarını görmeyen insanlar robotları hedef haline getirmeye meyilliydi.
Savaş karşıtı, yardımsever, ince düşünceli Epsilon; insanlar gibi gözyaşı döken, ileri seviyede yapay zekaya sahip Atom; üzüntüyü hissedip insan ya da robotların peşinden giden Uran; hafızasındaki eksiklikler yüzünden tereddüt içinde yaşayan ve nefreti hisseden Gesicht en dikkat çekici karakterlerdi. Özellikle Epsilon'un nahifliğine hayran kaldım.
Her ne kadar bilimkurgu olsa da anlamlı ve güzel mesajlar içeren bir animeydi. Barış getirme bahanesi ile yok yere kaos ortamı yaratan ve sadece kendinde yaşam hakkı gören günümüz toplumuna güzel bir eleştiri getirilmiş. Hatta geçmişteki savaşları anımsattı bana. Herhangi bir ülkeye kitle imha silahı olduğu gerekçesiyle girip, kafasına göre savaş açan süper güç(?) ülkelerin getirdiği nefret, yıkım, acı... Nefret döngüsü başlayınca bunu durdurmak zordur. Burada etkilenen maalesef robotlar oldu. Her şeyi geride bırakmış, insanlık için uğraşıyorlardı oysa. Robotları suçlamak anlamsız, onları yapanlar insanlardı. Ve robot yasasına göre insanları öldürmezlerdi. Her zaman, her yerde insan suçlu. Robotlar bile insana insandan fazla değer vermeyi bildi, üzüntülerini anlayabildi. Dokunaklı hikayesi ve merak uyandırıcı kurgusu ile son ana kadar ilgiyle izledim. Herkese tavsiye ederim.
Düşündüm de robotlarla insanlardan daha iyi arkadaşlık kurabilirdim. Robot dostlarım olsa ne iyi olurdu. 🙃
Yazar Monster'in yazarı aynı zamanda. İki inanılmaz animeyi de sayesinde izlemiş olduk. Karakterleri de dış görünüş olarak çok benziyordu zaten. Monster'daki şeytan Johan'ı burada mavi saçlı ve melek gibi görmek iyiydi. 😅
Çok merak ettim. Kısaymış da (yalnız odaklandığım yer :). İzleyeceğim, öneri için teşekkürler.
YanıtlaSilAslında kısa sayılmaz, artık çoğu anime 24 bölüm, 20şer dakikadan aynı süreye geliyor. Ama izleyince zaman çabuk geçiyor. :) Konusu çok iyi bunun da, umarım seversin. Rica ederim. :)
SilÇok etkileyiciydi, gelecekte robotlar gelişse nasıl bir dünya olabileceğini de görmüş oluyoruz. Konunun duygusal açıdan ele alınması çok yerinde olmuş. Severek izledim. 😊
YanıtlaSilbu da izlenirmiş :) pluto vardııı miki mausta köpek bi de goofy var :)
YanıtlaSilEvet, çok iyi bir anime. :)
SilMerhabalar.
YanıtlaSilRobotların dostluğu, arkadaşlığı samimi olur. Onlar insanlar gibi kalleşlik yapmazlar ve iki yüzlü davranmazlar diye düşünürken; meydana getirilen robotun ustası iyi kalpli olursa, robot da iyi kalpli olur; kötü biriyse, robot da kötü olur diye de düşünmedim değil.
Hal böyle olunca, insanlarla uğraşmaktan yorulduk, bir de robotları başımıza bela etmeyelim diye düşünüyorum.
Selam ve saygılarımla.
Merhabalar,
SilYorumunuz için teşekkürler. Yapay zeka meselesi karışık gerçekten. İyi insanlar iyilik için kullanırken kötüler yine zulmetmek için kullanacaktır. Animede emirlere uymayan robotlar da vardı, gelecekte nasıl bir gelişim olur bilmiyorum ama insanların kötülüğü hiç bitmediği için tahmin etmek güç değil.
Monster'i senin sayende izlemem ve senin Pluto'yu izlemen 🥳🥳🥳
YanıtlaSilAy çok güzel yazmışsin 😭😍😍 iyi ki yazmamışim ben çok etkilensem de izlerken hehehe.
Duygularını paylaşıyorum.
Burada en insancıl duyguları robotların hissetmesi esas ironilerden birini oluşturuyor.
Johan- ay yani Epsilon'a aşık oldum. Demek Johan karakterinin hangi tarafta olduğunun önemi yok onu sevmem için haha.
Ve bunu, Güray Süngü'nün Post Öykü 53. Sayısında yayımlanan Ölümsüzlük ve Bilinç Akımı'nı okuduktan hemen sonra izlemem benim için en güzel rastlantılardan biri oldu. Orada da insan-robot çatışması işleniyordu gelecek bir zamanda. Tavsiye ederim. Yarin gel oku oleeeey 🥳
Ehehe iyi oldu evet, ikimiz de birbirimizin sayesinde izlemiş olduk. 🥰 Güzel yorumun için teşekkürler canım, sen de çok iyi yazardın bence. 😀🌺
SilRobotların daha hisli olması ironisini sevdim. İnsanlara göre hem daha mantıklı hem duyarlılar. Piyano öğrenmeye çalışan savaş robotu bile etkiledi. Hele de şarkı söylediği an. :/
Epsilon'a bayıldım ama Johan'ı sevmiyorum ben, travma sebebi tam. 😅 Epsilon iyiki var Johan iyi olsa nasıl biri olurmuş anlamış olduk. :))
Ooo iyiymiş, merak ettim dergideki yazıyı. Yarın unutturma gelirsem okuyum. 🥰💕
Sen iyi bir insansın kötü karakter sevdiremiyorum asla 😂 ama evet Johan iyi olsa nasıl olurdu onu gördük hehe.
SilSavaş robotu ile piyanist dahi ilişkisi güzeldi. Ah be 💔
Benim de yazasım geldi şimdi. Ama sadece geldi, malum hep yazasım gelir ama yazmam 😂
Epsilon iyi ki var 💙
Ehehe sen de iyisin. 🥰🌺 Eğer haklılık payları varsa kötü görünen karakterleri de seviyorum Madara, Light gibi. 😀 Evet ya, çoğu robotun hikayesi dramatikti zaten. 😊 Sen de yazmalısın bence, merak ediyorum nasıl olacağını. 🥰
Sil