28 Haziran 2024 Cuma

Nasıl Biriyim?

 


 İnsanların kendi halinde, az konuşan, sevgi pıtırcığı olmayan kişilere karşı nedense pek tahammülü yok. Sanki herkes çok konuşmak ve bundan keyif almak zorundaymış gibi davranıyorlar. Aynı şekilde kendileri misafir ağırlamaya bayıldığı için sizden de bayılmanızı beklerler ama maalesef ben misafirliğe gitsem de başkası bize gelse de kısa sürede ruhumun daraldığını hissediyorum. Kendime yakın gördüğüm kişiler için aynı şey geçerli değil tabii.

 Bu durumu zaman zaman düşünüyorum. İnsanlardan uzak olma isteği bende uzun süredir var. Yani biriyle vakit geçirmek, ilgilenmek, konuşmak vs. zorunda kalıyorsam bu hoşuma gitmiyor pek. Özellikle de gelen alakasız misafirlerin konuşmamamdan şikayet etmesi beni ayar ediyor. Ne samimiyetim var ki uzun uzun sohbet edeyim? Ailemle bile pek konuşmadığım oluyor, kendi halimde takıldığımda. Beni dinlendiren tek şey sessizlik, durgunluk.

 Geçen bayramda bir akrabamızın dıdısının dıdısı geldi karısı ve çocuğuyla. Hoşgeldiniz dedim daha oturmadan adam "hiç oturma da kahve yap sen," dedi emir verir gibi. Öyle sinir oldum ki görgüsüzlüğüne. Kahveyi yaptım ama yanlarında da somurtup durdum kızdığımı belli ettim. İnsanların samimiyet ayağına görgüsüzce hareket etmesinden hoşlanmıyorum. Misafir misafirliğini bilsin. Resmiyet iyidir gerçekten.

 Düşündüm de günümüzdeki misafirliklerin çoğu lak lak etmek, dedikodu yapmak, yiyip içmekten öteye gitmiyor, ben daha ortaokul yıllarımda bu misafirlik olayından soğumuşum. Bir dönem akrabalarla yaşadık çünkü, diğer akrabalar da evden çıkmıyordu. Bir de kendini misafirperver göstermek için ev sahibinin her şeyi abartması da ayrı dert. Belki annemdeki bu gereksiz titizlik de misafirlerden soğumamda etkili oldu. Üzgünüm ama çocukların evi yıkarcasına hareket edip, ortalığı karıştırıp anne babalarının hiç tınmaması yüzünden çocuklu misafir gelince dakikaları sayıyorum. Kitaplarıma ve eşyalarıma dokunulmasından hiç hoşlanmam.

 İnsanımızda üstüne vazife olmayan şeyleri öğrenme, sorma merakı da fazla. Sonuç olarak insanlara kendimi anlatmayı sevmiyorum. Az konuşmak çekingenlik değil sadece bu tür insanlarla muhatap olmak istemiyorum o kadar. Hayatta dolu dolu konuştuğum insan sayısı bir elin parmağını geçmez ama her karşılaştığım sanki ona özgü soğuk davranıyormuşum gibi triplere giriyor. Ben hep böyleydim, böyle de devam edeceğim. Çok konuşmayı özgüven ve mutluluk göstergesi olarak görmeyi bırakır İnşallah insanlar. Mutluluk hoplayıp zıplamak, ağız dolusu gülmek değildir. Ben sevincimi de öfkemi de üzüntümü de içimde yaşarım. Yine de öfkelendiğim bazı anlarda sağım solum belli olmadığı için kendimi tutmaya çalışıyorum. O da kalp kırmayım, pişmanlık hissetmeyim diye.

 Son dönemde sese karşı daha hassas oldum. Sanırım son yıllarda sessizliğe ve suskunluğa alıştığım için açık olan tv'nin sesi ya da diğer şeyler dikkatimi çok dağıtıyor, rahatsız ediyor. Her şeyin sesini kısasım var. Odaklanma sorunum da oluyor, bir şey okurken ya da biriyle konuşurken kafam hep başka yere gidiyor. Zaten kafamın içinde de sürekli düşünceler dönüp durur, zihnim hareketli olunca kolay kopuyorum ortamdan. 

 Dışarıdan bakan biri beni ifadesiz, soğuk, bıkkın olarak görüyordur büyük ihtimalle. Yine de olduğum gibi davranmak benim için daha iyi, samimiyetsizlik hoş değildir. O kadar şey saydıktan sonra benim de ne kadar tahammülsüz biri olduğumu görmüşsünüzdür. (Bazen kendime de tahammülüm olmuyor.)😅Bu da iyi bir şey değil biliyorum, daha olumlu olmaya çalışacağım. Sonuçta kusursuz insan yoktur, hep başkalarını görmekle bitmiyor iş. 

  

16 yorum:

  1. Misafir konusunda benim yazabileceklerimi yazmışsın neredeyse. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Seni iyi anlıyorum, bazen katlanmak zor oluyor. :)

      Sil
  2. Merhabalar.
    İnsan, her zaman her şeye müsait olmuyor. Zamansız ve keyifsiz bir ortamda karşılaştığımız her şeyden bir an evvel kurtulmak isteriz. Ama uygun bir zaman ve istekli bir halimizde misafir de diğer şeyler de hiç sorun olmaz gibime geliyor. Sözüm meclisten dışarı, hani bir söz vardır; eşref saati, eşşek saati diye! İşte karşımızdaki kişiyle uygun ve kabul edilebilir bir ortamda karşılaşırsak sorun olmayabiliyor. Ancak, bir de üstüne vazife olmayan, lüzumsuz, her şeye karışan, buyurulmadık yumuşu tutan, kendini bir şey zanneden kişilerle karşılaşıldığın da o gün eşref saatiniz olsa bile, o birlikteliğin ne tadı kalır, ne de tuzu. Herkes yerini yurdunu ve haddini bilecek, boyundan büyük işlere karışmayacak.
    Güzel ve keyifli bir yazıydı. Kaleminize, emeğinize ve gönlünüze sağlıklar dilerim.
    Selam ve saygılarımla birlikte, her zaman iyi kişilerle karşılaşmanızı Yüce Allah'tan niyaz ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar, doğru dediniz belli saati oluyor insanın. Bense çoğunlukla yalnız kalmayı tercih ediyorum. Uzayan misafirlik bana boğucu gelir hep. Kendim de misafirliğe gitmişsem hemen eve dönmek istiyorum, bu yüzden ısrarı sevmem. Herkes konuşmama taktığı için konuşacağım varsa da konuşmuyorum. İyi dilekleriniz ve yorumunuz için teşekkür ederim. Allah sizi de iyi insanlarla karşılaştırsın.

      Sil
  3. Tam da az evvel yazımda dinlemekten bahsettim, üstüne bu yazını okumak sanki denk geldi gibi oldu. :) Öyle gerçekten ya, insanlar genelde böyle yaklaşıyor. Kendi istekleriyle. Ama karşıdaki kişiyle ilgilenmiyorlar. Amaçları kendi meraklarını ve zamanlarını doldurmak oluyor. Bir de hiç bu kişi neden benimle ilgilenmiyor diye düşünen de çıkmaz. Soruya verilen yanıtın tonuna bile bakmaz. Genellemek yanlış belki ama çoğu insan böyle gerçekten. Çok da şey etmemek lazım ama bazen insanı sinirlendirebiliyorlar. Ben de çoğu zaman dolu dolu sohbet edeceğim insan bulamam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İyi denk gelmiş. :)) Gerçekten bir de karşıdakini hiç düşünmeden sürekli konuşanlar var. Her ortamda olur ilgi çekmek için hep konuşan, kimseye fırsat vermeyen ama dinlemeye gelince yok. Ben de ne dinlerim ne konuşurum böyle ortamda. Kendi hayal dünyama odaklanırım. :)) Boş boş baktığımdan anlıyorlardır bir zahmet. :) İnsanın kendine özel alanı olmalı. Herkes her şeye dahil olmak istiyor. Yorumun için teşekkürler.

      Sil
  4. Bazen kibarlığın dozu kaçıyor bence,senin örnekteki kabalığa kahvede yapılmaz yanlarında da oturulmaz bence.ha senin yaşın kaç bilmiyorum ama 40a kadar böyle net değildim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bizim sülalede o ayıp bu ayıp diye büyütüldüğümüz için mecburen sabrettim. Babamın yanında abartmayım dedim, misafiri taktığımdan değil. Otuzların ortasındayım tam. :) Söylediklerim içimden geçenlerin küçük bir parçası oluyor genelde. Dile döksem çok kırıcı olacağım için değmez diyorum.

      Sil
  5. Buralara geldik, yorum bıraktık ama kızmazsınız inşallah. :)

    Hiçbir şeye dokunmadık merak etmeyin. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoşgeldiniz. :) Gerektiği gibi davranan kişilere kızılmaz tabi ki. Aileler çocuklarına sorumluluk kazandırmalı. :)

      Sil
  6. Misafir çilesi konusunda yazdıklarına ben de katılıyorum. Benim annem ve babam da misafiri velinimet gibi görür ve hizmetten geri kalmazlar. Bu beni rahatsız eder. Ama onların da haksız olduğunu sanmıyorum orta yolu bulmak lazım ☠️ her ne kadar sevmesem de 🙄 neyse ben daha tahammül edebilirim, ailemin dikkatini bildiğim için, mecbur. Ama zaten konuşkan da biriyim tanıdığım birileriyse.
    Ses kısmak heee, o yüzden ben Vanitas'ın sesini fullerken kısmayı önermiştin. Sorry, kulaklarım ağır işitiyor olabilir hele ki güzel bir ses konuşuyorsa 👁️👄👁️
    Şimdi aile evinde olmadığım için pek alakasız misafirlerim olmuyor. Gelen akrabalara da ev sahibi olarak iyi davranıyorum tabii. Ama misal en son mecburen bir kuzenim ve annesi yatıya gelmişti. Abooo yatmıyorlar. Ben kül kedisi gibi geceyarısından sonra yokum XD dedim siz takılın ben uyuyorum 😂 aile evinde olsam bunu yapamazdim 🤣
    Ve sen ben misafirliğe gitsek insan gibi davranırız. Verdiğin örnekteki gibi hadsiz insanlar yüzünden soğuyoruz, üzücü

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aileler çok abartınca ister istemez soğuyoruz. Sonra misafir de her şeye burun kıvırır, beğenmez hale geliyor. Dediğim gibi olay daha çok yedirme, içirme yarışına dönüyor gibi. Misafirliğin kısa ve yerinde olanı makbul bence. :) Zaten herkesle ilgilenmek zorunda olan da evdeki kızlar oluyor, erkekler odasına kaçsın aman ne güzel dünya. Yine de olumlu yaklaşmak ve nezaket önemli tabii.
      Ehehe evet o gün biraz müdahale ettim. Ses de çok fazlaydı ama. 😅☺️ Benim kastım daha çok bir şeyle meşgulken arka plandaki seslerin rahatsızlık vermesi. O yüzden hemen sessiz bir ortama geçerim. Yoksa doğrudan bir şey izliyorsam rahatsız etmez o. 😀
      Haklısın o mesele var bir de. Ben aynı saatte yatıp kalkarım ama yatıya biri gelse ya çok oturuyor ya erkenden yatıyor. Düzen bozuluyor tamamen. Bence iyi yapmışsın. :)))

      Sil
  7. O neymiş ya hemen kahve istemek :) İnsanın nasıl bu kadar kahve çeker anlayamadım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Galiba fazla kalmayacakları için dedi ama ev sahibinin işine karışılmaz, belki kahve yok evde, ben çay vereceğim. İnsanlar garip. :)

      Sil
  8. O kadar güzel yazmışsın ki, çok sevdim yazını😊 Misafirin yaptığına aşırı sinirlendim, hem evime gelmişsin, hem de emir vererek konuşuyorsun. Kimse görgü, nezaket, üslup, kültür bilmiyor ne yazık ki. Misafir konusunda seninle aynı düşüncelere sahibim. Herkesi sevmiyorum, gereksiz, saçma sapan muhabbetlere girmeyi hiç sevmiyorum. İnsanların merak duygusu beni sinir ediyor. Üzerine vazife olmayan her şeye karışma, fikir verme. Gerçekten ne haddine.
    Ben iletişimi seviyorum, konuşmayı seviyorum ama herkesle değil. Ayrıca çok konuşmak zorunda değilsin. İnsanların istediği gibi biri olmak zorunda değilsin. Bu hayata bir defa geliyorsun ve istediğin gibi yaşayacaksın. ''Elalem ne der'' sözüyle hareket eden bir toplum var ne yazık ki. İnan benim hiç umurumda değil. Zaten en iyisini yapsan yine konuşuyorlar biliyorsun.
    İnsanlardan uzaklaşmak konusunda da sana katılıyorum, bazen kimseyle konuşmak, görüşmek istemiyorum. Kendi halimde iyiyim. Bazı insanlardan soğudum. İnsanların ben bilmiyormuşum gibi ne yapacağımı söylemesinden de hoşlanmıyorum. Niye karışıyorsun? Sana ne?
    Ben de kitaplarıma ve eşyalarıma dokunulmasından hoşlanmam, kesinlikle haklısın. Bir de kalp kırmayayım diye uğraştıkça biz daha çok üzülüyoruz. Ben niye devamlı üzülmek zorundayım? Karşıdaki iyi olsun, üzülmesin, ben kırılayım sorun yok. Kimse için değmiyor.
    Bırak insanlar istediği gibi düşünsün hakkında, hiç önemseme. Benim için de birçok şey söyleniyor umursamıyorum inan. İsteyen istediğini düşünsün boş ver. Kimseye kendini anlatmak ve açıklamak zorunda değilsin hiçbir zaman.
    Bayağı uzun yazdım, yazıyı çok sevdim, aynı düşünceleri görünce de içimi döktüm canım.
    Hayat senin, istediğin gibi yap her şeyi😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler canım. Misafirlerin bir kısmı öyle gerçekten. Nedense herkes kendisine hizmet edilmesine bayılıyor. Bir yere gidince rahatsız vermeyim düşüncesi eskide kaldı, istekleri bitmiyor insanların. Konuşup eğlendireceksin bir de illa.
      En azından kendi evimde dilediğimce takılmak istiyorum. Birilerinin etrafında pervane olmak zorunda değilim. Bu görev hep bize kalıyor nedense. İletişimi bu yüzden en az seviyede tutmaya özen gösteriyorum. Çünkü insanlar biraz samimiyet görünce her şeye karışıyor.
      Dediklerine katılıyorum, kimseyi takmamalıyız. Ne yapsak da memnun olmayan birileri çıkacak zaten. Desteğin ve değerli düşüncelerin için teşekkürler, keyifli bir sohbet oldu benim için. ☺️🌺

      Sil

Nasıl Biriyim?

   İnsanların kendi halinde, az konuşan, sevgi pıtırcığı olmayan kişilere karşı nedense pek tahammülü yok. Sanki herkes çok konuşmak ve bund...