16 bölümlük Kore dizisi. Diziye başlama nedenim Designated Survivor:60 Days dizisinde oynayan Son Suk-Ku'nun oyunculuğunu sevmemdi. Başka bir dizisini daha izlemek istedim. Babam nedeniyle gece uyanıp oturduğum için uykum kaçsın diye saat 3 7 arası dizi izlemeye başladım. O yüzden kafa yormayan, sakin şeyler izlemeye çalışıyorum. Bu dizi tam da öyleydi.
İlk bölümler durağan ilerliyor. Köyde yaşayan bir aileyi konu alıyor dizi. Gençler sürekli şehre gidip çalışırken baba marangozluk yapıyor ve bazen de ailece tarlada çalışıyorlar. Bu ailenin yanında çalışan Bay Gu (Son Suk-Ku) var. Kimse kim olduğunu bilmiyor, zaten o kadar az konuşuyor ki bir yerden sonra alışmış gibi herkes. Alkol problemi var.
Ailenin kızı Mi Jeong monoton hayattan bunalmıştır. İş yerindeki herkes çeşitli etkinliklere katılır ve dışarıda buluşurken o evi uzak olduğu için hiçbir yere gitmez. Çoğu insan onu sıkıcı bulsa da bence güzel ve sevimli bir kız. Kendi halinde olması, olduğundan farklı görünme çabasına girmemesi sevdiğim yanlarıydı. Kimsenin kendini sevdiğini veya anladığını düşünmüyor. Biraz da o yüzden gittikçe içine kapanmış gibi. Bir gün yanlarında çalışan Bay Gu dikkatini çekiyor ve onla sohbet etme, yakın olma çabasına giriyor. Ancak soğuk ve mesafeli olan Gu kendini her şeyden soyutladığı için işi zordur. Kızın diğer iki kardeşi de biraz sorunlu insanlar. Aslında hiçbiri birbirini anlamaya çalışmıyor, aynı evde yaşayan yabancı gibiler.
Dizi pek akıcı değildi ama günlük hayattan kesitler güzel aktarılmış. Bana hayatın koşturmacası içinde kaybolup giden gerçek bir aileyi izliyormuşum gibi hissettirdi. Gu yine en dikkatimi çeken karakter oldu. Adamın oyunculuğu çok iyi gerçekten. Bu kadar durgun ve sessiz olmasına rağmen bakışı ve duruşuyla bile çok şey anlatıyordu. Neyse ki ilerleyen bölümlerde gülümsemesi geri geliyor.
Aile, dostluk, aşk konusu çok doğal ve aynı zamanda karmaşık işlenmiş. Her şey gerçek hayattaki gibiydi hayal kırıklıkları, beklentiler, umutsuzluklar... 'Yarın daha güzel olacaktır, sabredelim' dercesine devam eden bir şeyleri geçiştirme durumunda tam da kendimi gördüm. Yılmış olsan da saplanıp kaldığın boşvermişlik hali...
Abla karakterine başta gıcık oldum, hep mızmız ve kendini beğenmiş görünse de zamanla sevdim. İnat edip sonunda birini sevmeye karar verdiğinde daha önce ettiği büyük laflar karşısına çıkıyor. Yapmam dediği şeyi yaparken buluyor kendini. Aslında kendiyle barışma, kendini tanıma sürecine giriyor ve bu halini ilgiyle izledim.
Dizideki ilişkiler, bağlar biraz değişik ama bu farklılığın hoşuma giden yanları da oldu. Bizim kullanmadığımız tarzda cümlelerle karakterlerin kendilerini kısa ve net ifade etmesi iyiydi. Bazen de tam tersi olabiliyordu gerçi. Az ve öz konuşsalar da Gu ve Mi Jeong arasındaki bağ gözle görülür boyuttaydı. Yine de o bağ ince olduğu için her an kopabilir hissi de veriyordu. Ben aslında ikisini çok yakıştırdım ve sonları nereye varacak diye merakla izledim. Final biraz açık uçlu kalsa da sevdim. Belirsizlik normal yaşamın bir parçası ve bu tema üzerine kurulu gibiydi zaten dizi de.
Bazı replikleri çok sevdim ama not almadığım için yazamıyorum. 😅 İnsanı düşünmeye iten ve sakinleştiren bir yanı da vardı repliklerin. Konu ilginizi çektiyse tavsiye ederim. :) Çiftimizin bol bol ekran görüntüsünü aldım. (Gifler: Bitches Over Dramas)
Günlük hayatın, normal insanların, olağan ve benzer hikayeleri sıkabiliyor ama bunu çok hoş ve etkili bir şekilde sunan diziler nadir de olsa olabiliyor, ki çok da güzel oluyorlar. Zaman ayırıp bir şeyler izlemek şu aralar yapabildiğim bir şey değil, izleyecek olanlara iyi seyirler ☺️
YanıtlaSilBazı kişiler sıkıcı bulabilir de sevdim ben, karakterlerin nasıl oynadığı da önemli burada. Bana dinlendirici, güzel geldi. :) Senin de vaktin olur İnşallah bir şeyler izlemeye. :)
SilSevgili babanızın sağlığı umarım en kısa zamanda iyi olur Duygu Hanım. Ve bir evlat olarak sizi çok takdir ettim. Şifaları bol olsun can babanızın.
YanıtlaSilİzlediğiniz dizi hakkında bir yorumda bulunamayacağım fakat sabaha karşı sizi oyalayacak güzel bir meşgale bulduğunuzu anlıyorum. Size kolaylıklar diliyorum.
Teşekkür ederim Nazlı Hanım, çok naziksiniz. :) Kardeşimle dönüşümlü bekliyoruz, bir süre daha devam edecek. Bir şey izlemezsem loş ışıkta uykum da geliyor. Neyse ki internet var. :)
SilGerçekten huzur dolu bir diziye benziyor, sen de çok güzel anlatmışsın Duygu'cum eline sağlık sevgiler:)
YanıtlaSilTeşekkürler Erencim, sevgiler. :)
SilBir türlü başlayamadığım dizi :)
YanıtlaSilTavsiye ederim. Başrol oyuncularını sevince keyifle izledim. :)
SilBen hemen başlıyorum öyleyse. Teşekkür ediyorum :)
SilSondan ikinci gife bir kalp bırakıyorum ❤️
YanıtlaSilDizinin ortamı şehirde geçen bir önceki Kore dizisinden farklı olarak doğayla iç içe. Fotoğraflardan çıkardığım sonuç bu ve renkler harika. Çizgi gözlünün önceki referansı iyiydi, bir filmini daha izlemek isterim. :) Tanıtım için çok teşekkür ediyorum :)
Çok tatlı bir çift değil mi? 🥰
SilDizi çoğunlukla köyde doğayla iç içe geçince insana iyi hissettiriyor. İlgiyle izledim. Çizgi gözlü lafına bittim ehehe. 😃 Oyuncuyu beğendiysen bu diziyi de tavsiye ederim. Adamın ilginç, dikkat çekici bir yanı var. Kendine has oyunculuğunu seviyorum. Ben teşekkür ederim yorumun için. 🥰
İnsanların günlük hayatını konu eden filmleri severim ☺️
YanıtlaSilBen de severim, güzel oluyor. 😊
Silyanii dram dizisi miiii :)
YanıtlaSilPek dram denemez. Kaybedenler, hayal kırıklıkları ve yılmışlık işleniyor ama öyle dramatik, abartılı şekilde değil. :)
SilSeverek izlemiştim, yazdığın gibi yormayan bir hikayesi vardı. :)
YanıtlaSilEvet, tatlı bir diziydi. Başrol oyuncularını da sevince beğenerek izlemiştim. :)
Sil