Kitabı canım arkadaşım Tefrika bana ödünç verdiği için okuyabildim. Yazarı bir süredir merak ediyor, okumak istiyordum. İyi denk geldi. :)
Kitabın başında yazar hakkındaki bilgileri ve diğer kitaplarından alıntıları okuyoruz. Bu nedenle öbür kitapları da ilgimi çekti, okumak istiyorum.
Bu Ülke'de yazarın gelişimine, düşünce yapısına, iç dünyasına kendine has üslubu ile tanık oluyoruz. Genelde eleştirel ve sorgulayıcı bir dil kullanıyor. Özellikle aydın geçinen kesime ve bazı yazarlara karşı tutumu sert. Araştırmayı ve öğrenmeyi seven biri olduğu satırlarından anlaşılıyor. Her şeyi irdeleme ve yorum getirmedeki özgüveni hissediliyor. Her sayfada altı çizilecek ve durup düşünülecek o kadar şey var ki yazarı daha önce okumadığıma üzüldüm. Başkalarının dile getiremediği şeyleri cesurca söylemiş, üslubu da oldukça dikkat çekici ve değerli. Yazar yabancı dayatması pek çok sisteme, düşünceye haklı olarak karşı çıkıyor. Okunması gereken kitaplardan biri. Gözlerinin bozulmasına ve çok sıkıntılar çekmesine rağmen Cemil Meriç üretkenliğinden bir şey kaybetmeyen nadide insanlardan biri.
Yazdıklarımın dörtte üçü silinmiş, kenarına 'gevezelik, konu ile alâkası yok, uyuyor musunuz' gibi iltifatlar döktürülmüştü. Dayak yemekten çok daha ağır bir hakaretti bu. Ama ilk ciddî yazı dersi idi. Anladım ki aklına geleni yazmak yazı yazmak değildir.
Murdar bir halden muhteşem bir maziye kanatlanmak gericilikse, her namuslu insan gericidir. IV. Murat'a, Süleyman devrine dön! diye haykıran Koçi Bey'den Reşit Paşa'ya kadar Osmanlı Devleti'nin bütün ıslahatçıları gerici. Dante, yaşadığı çağdan iğrenir. Balzac eserini iki ezelî hakikatin ışığında yazar: kilise ve krallık. Dostoyevski maziye âşık. Dante gerici, Balzac gerici, Dostoyevski gerici!
İzm'ler idrakimize giydirilen deli gömlekleri. İtibarları menşe'lerinden geliyor. Hepsi de Avrupalı.
Vatanlarını yaşanmaz bulanlar, vatanlarını "yaşanmaz"laştıranlardır.
Polemik de, Batı'nın bütün hastalıkları gibi, Tanzimat'ın açtığı yoldan giriyor, ülkemize. İmanın olduğu yerde savaşa yer var mı?
Sınıf kabul etmeyen, imtiyaz tanımayan bir dinde kimin kime karşı hürriyeti? Batı, hürriyeti, bir hata işleme hakkı olarak tarif ediyor. Müslüman'ın böyle hakkı yoktur. Çünkü o ebedî hakikatin, yegâne hakikatin, cihanşümûl hakikatin emrindedir.
Önce meşru müdafaadan söz edersiniz, sonra en iyi müdafaa taarruzdur düsturuna varırsınız. Bu yol sizi atom bombasına, Nagazaki'deki iki yüz bin ölüye götürür.
"İzmler insanın şuuruna giydirilmiş deli gömlekleridir." Cemil Meriç
YanıtlaSilKitaptaki en beğendiğim alıntılardan.
SilBu kitaba biraz bakmıştım galiba. Sebil dergisinde de bazı yazılarını görmüştüm. Fakat anlamakta zorluk çekiyorum. Siyasetle pek alaka kuramadığımdan.
YanıtlaSilSiyasetten çok her şeyle ilgili, insanla, toplumla. Bence çok da önemli noktalara değinmiş, okunması gerekir.
Silcemil meriç en iyi yazarlarımızdan yaaa :)
YanıtlaSilÇok iyi yazıyor gerçekten. :)
Sil