28 Ekim 2024 Pazartesi

Evde Kolay Saç Kesimi


 (Görsel: YouTube'dan alıntı)


 Merhabalar. Uzun süredir pandemi ve pahalılık derken kuaföre gidip saç kestirmek de bir dert oldu. Zaten bir çoğu istediğimiz modeli de yapamıyor. Ben arada sırada rastgele kendim keserdim ama bu sefer internetten kolay saç kesimi araştırdım ve sonuçtan oldukça memnun kaldım. Siz de doğal katlı görünüm elde etmek istiyorsanız deneyin.

 Birkaç video da izledim, genelde yukarıdaki tarz karşıma çıktı. Saçı şekildeki gibi düzgünce ayırıp ön kısmı alnın ortasından, arkayı da yukarıdan sıkıca bağlıyorsunuz. İyice tarayın ki sağdan soldan saç çıkmasın. Sonra isteğinize göre birkaç cm kesince hoş bir görünüm elde ediyorsunuz. Ben az kestiğim için boyu kısalmadı ve kat kat oldu, çok rahatladım. Saçı kabarık olan ve küt sevmeyenler için kurtarıcı bir model. Fazla saç beni boğuyor, bu modeli öğrenmem çok iyi oldu. Uzadıkça kendim iki dakikada hallederim artık. 😊

23 Ekim 2024 Çarşamba

Ben Efsaneyim Çünkü Öğrenciyim (Kitap)

 


  Geçen gün fuardan aldığım, yerli John Wick'in kitabı. Kendisini tanıyanlar öğrencileri ne kadar desteklediğini bilirler.

 Kitap öğrencilere dair kısa hikayeler ve motivasyon içerikli cümlelerden oluşuyor. Zor koşullar altında okumaya çalışan öğrencilerin çileli hayatı gözler önüne seriliyor. Pek çok insan onların bu sıkıntısından habersiz derslerde başarı göstermesini bekliyor. Öğrencilerini fark edip onlara el uzatan öğretmenler olduğu gibi tam tersi başarısız diye yaftalayıp sırt çevirenler de var. Bir öğretmenin ön yargılarından kurtulup önce öğrenciyi tanıması, anlaması gerekiyor. 

 Hikayeleri okurken herkesin aynı şartlara sahip olamamasının getirdiği çaresizliği hissediyorsunuz. Kimi zaman ilgisizlik ve sevgisizlik, kimi zaman fakirlik, şiddet beraberinde zorlukları getiriyor. Buna rağmen azmedip yılmayan ve yoluna devam edenler de takdir edilesi. Düşündürücü, farkındalık oluşturan ve gerçeğe ışık tutan güzel bir kitap. Herkese tavsiye ederim. 


Yüreğimdeki sekiz şiddetindeki depremin sesini duymayan bir babanın, ufacık kapı gıcırtısını duyması işin ayrı bir boyutu.

Acılarımın sessizliği atmosferi yırtarcasına güçlü, lakin duyan yok.

Bana "nasılsın" desene öğretmenim. Belki iyi değilimdir.

Kendini var etmeye çalışırken,

seni yok etmeye çalışacaklar.

Ve bunu seni tanımayanlar yapmayacak.


20 Ekim 2024 Pazar

Konya Kitap Günleri

 


 Bugün plan yapıp Tefrika ile kitap bakmaya gittik. Bazı istediğim yayınevleri yoktu ama yine de güzel bir etkinlik oldu. Fiyatlar ise pek uygun değildi o yüzden az kitap aldım. Böyle etkinliklerde biraz indirim olsa iyi olurdu.

 Tarık Tufan'ın imza günü vardı ama konuşma da yaptığı için geç vakte sarkınca imzalatmadan döndük biz. Neyse ki instagramdan takip ettiğim yerli John Wick'in (Ömer Aslan) imza günü de aynı saatlerdeydi. Sıraya girip kitap imzalattım, fotoğraf çekindik. Nazik, güler yüzlü biri. Ben de kendi kitabımı hediye ettim, mutlulukla karşıladı. Fazla kitap alamasam da güzel bir gün oldu. Benimle gelen canım arkadaşım tefrikaya da teşekkür ederim. ☺️🌺







17 Ekim 2024 Perşembe

Memories of the Alhambra (Dizi)

 


 Günümüzde teknolojinin geldiği yeri yansıtması açısından güzel bir dizi olmuş. Ben de severek izledim, sardı bayağı. Oyuncu kadrosu da iyiydi.

 Bir teknoloji şirketinin yatırımcısı Yoo Jin Woo aldığı bir telefon ve mail üzerine aceleyle İspanya'ya gelir. Kendisine söylenen pansiyona yerleşir. Telefon eden genç artırılmış gerçeklik oyunu tasarlamıştır ancak başı dertte olduğu için Yoo Jin Woo ile bir daha iletişime geçemez.

 Yatırımcı bu süreçte oyunu kendi test eder ve gözlerine inanamaz. Her şey o kadar gerçekçidir ki oyuna bayılır. Ancak bir sorunu vardır, eski arkadaşı, şimdiki düşmanı da oyunun peşindedir. Yoo Jin Woo oyunu tasarlayan genci bulup anlaşma yapmayı hırs haline getirir ve oyunda hızla ilerleyip seviye atlamaya başlar. En büyük sorunla da bu şekilde karşılaşır. Oyunda ölümcül bir hata vardır, Yoo Jin Woo'nun hayatta kalmak için çok çabalaması, oyunun detaylarına hakim olması gerekmektedir. Dahası iş hayatı da çıkmaza girer, kendisine inanacak birilerini bulmakta zorlanır.

 Dizi genel olarak heyecanlıydı, bazı kısımlar uzatılmış gibi gelse de kurguyu sevdim. Bu tarz oyunlar günümüzde gittikçe daha yaygın hale gelirken kişinin ruh sağlığı üzerindeki etkileri de azımsanmayacak seviyeye geldi. Dizide oyun bağımlılığı yanında, hatalı programların neye mal olabileceği ve çözümünün kolay olmadığı üzerinde de durulmuş. Tabii bazı sahneler abartılı olsa da karakterin çaresizliği ve çabası izleyiciye geçiyor. Defalarca ölümden dönüyor ama pes etmiyor. Sadece kendisinin şahit olduğu şeyleri kanıtlamanın zorluğuna rağmen akıllıca hareket etmesi dikkat çekiciydi. Dizide aşk hikayesi de vardı ama oyundan kurtulmak ön plandaydı. İspanya'da çekilen mekanları sevdim. Finali daha uzun olabilirdi, sanki devamı gelecek gibi bitirmişler. Yine de sevdiğim diziler içinde yerini aldı. 



14 Ekim 2024 Pazartesi

Yerdeniz Büyücüsü (Kitap)

 


 Seri olduğunu fark etmeden almıştım, neyse ki ilk kitabı almışım. :)

 Hikaye bir çocuğun, yaşadığı yerde büyücülerin ünlü olmasıyla da, bir takım yetenekler göstermesi ile başlıyor. Çocuk kısa sürede dikkatleri çekince bilge biri kendine gerçek isim verir. Kişinin gerçek ismini aldıktan sonra bunu herkesten saklaması çok önemlidir çünkü kendini ancak bu şekilde koruyabilir.

 Ged, öğrenmeye aç, azimli biridir. Gençlik hevesi ile bazı uyarıları görmezden gelir. Gittiği okulda hızla yükselir ancak başına büyük bir dert alır. Gururu ve kendini kanıtlama çabası yüzünden olmayacak bir işe kalkışmıştır. Bundan sonra korku ve tedirginlik içinde yaşar, kendisini kurtarmanın yollarını arar. Diyar diyar dolaşır, denizler aşar.

 Kitabı çok severek okudum. Biraz masalsı yanı vardı aynı zamanda gizemli ve ders verici. Ged karakterini çok sevdim. Sahip olduğu güçle ve öğrendiği her yeni büyüyle adeta başı dönüyor ve sonrasında hayatını karartacak bir pişmanlık yaşıyor. Her şeye rağmen direnmeyi ve çözüm aramayı sürdürdü. Yazarı ilk kez okudum ve üslubunu çok sevdim. Kitaba başladığım anda güzel atmosferi beni içine çekti hemen. Serinin kalan kitaplarını da okumak istiyorum. Kitapta daha fazla karakter ve macera görmek isterdim. Her şey Ged'in etrafında dönüyor. Bölüm başlarındaki tatlı resimleri de sevdim.


Büyücü olarak doğmuş birinin aklını karanlıkta bırakmak tehlikelidir.

O, senin kibrinin gölgesi, senin yarattığın bir gölge. Bir gölgenin adı olur mu?

Kim bir adamın ismini biliyorsa, onun hayatını avuçlarının içinde tutuyor demektir.

Ya tepeden aşağıya ölülerin ışıksız şehirlerine ve çorak topraklarına gidecek, ya da şekilsiz şeytani şeyin kendisini beklediği duvardan atlayarak, tekrar yaşama dönecekti.

Kötü niyet, kötü sonuç doğurur. Ben buraya çekilmedim; itildim. Beni buraya iten güç beni yok etmeye çalışıyor.

Kötülerin teslim olmamış ruhları ele geçirmeleri çok zordur.





3 Ekim 2024 Perşembe

Yılan Avı (Kitap)

  


 Yine John Verdon kitaplarından biriyle geldim. Geçen yıl çıkan bu kitabı oldukça merak ediyordum.

 Serinin baş kahramanı olan dedektifimiz Dave Gurney yine bir cinayeti çözmek uğruna başına olmadık dertler alır. Bir cinayet davasının sonucunda hata olduğunu ileri süren biri kendisiyle gelip konuştuğunda Dave durumu araştırmaya başlar. Suç geçmişi kabarık olan Ziko'nun bu cinayeti işlediğine dair o kadar delil vardır ki Ziko'nun avukatı bile onu doğru düzgün savunamamıştır.

 Dedektif araştırmasını genişlettikçe farklı tutarsızlıklar olduğunu ve gerçekten de yanlış kişinin suçlanıyor olabileceğini düşünür. İşini yürütürken bir yandan konumunu kaybetmek istemeyen hırslı savcı ile anlaşmazlık yaşar, bir yandan kendisini engellemeye çalışan gizemli kişiler ortaya çıkar. Tüm bunlar dedektifi korkutmak yerine onun gerçeği öğrenmeye yönelik çabasını artırır. Sonunda kendisi de suçlu konumuna düştüğünde evliliğinde de bazı çatırtılar yaşanır. Dave kendini ilk kez bu kadar çaresiz hisseder, adeta iğne ile kuyu kazıyordur.

 Yazarın önceki kitapları kadar heyecanlı bulmasam da kurgu yönünden sağlam bir kitap. Cinayet olarak görünen eylemin esas nedenlerini öğrenince gerçekten şaşırdım. Bu karanlık ve gizemli olayı çözmek için dedektifin çok şey feda etmesi çarpıcılığı artırmıştı. Adama acıdım cidden ama bir yandan gözü dönmüşçesine işine bağlı olması sinir bozucuydu. Karısına çok hak veriyorum, insan asla sevdiğini geri plana atmamalı. Dave ne kadar başarılı ve zeki bir dedektif olsa da asla iyi bir eş değil. Bence yalnızlığı hak ediyor.

 Finali çok beğendim ben, her şey çok detaylı işlenmişti. Ve gerçeklerin bu kadar zor açığa çıkması gerçek hayattan bir cinayet davasını takip ediyormuşum hissi uyandırdı. Yazarı tebrik ediyorum.


Bizim cezaevi sistemimiz ruhları toz haline gelene dek öğüten bir makine gibi. İnsanları küçültüyor, sertleştiriyor. Onları, büyük öfke nöbetlerine sadece bir hakaret uzaktaki bireyler haline dönüştürüyor.

Geçmişin aniden gündeme gelişi kağıttan bir evin çökmesi anlamına gelmiyorsa da zemin kesinlikle kaymıştı.

Hedeflediğin şeyin mantığını ya da takıntılarından dolayı başka insanları hedef haline getirmeye hakkın olup olmadığını asla sorgulamıyorsun.

Kim olduğunu, nereye ait olduğunu, kendini neden bu kadar kaybolmuş hissettiğini bulmaya kararlıydı.


29 Eylül 2024 Pazar

Queen of Tears (Dizi)

 


 Bu sıralar pek beni çekecek bir diziye denk gelemiyorken bu dizi karşıma çıktı. Düşündüğümden daha güzeldi, keyifle izledim. 

  Çok zengin bir iş kadını ve köy yaşamından gelen avukatın hikayesini izliyoruz. İkisinin yolları tatlı bir şekilde kesişmiş ve evlenmişlerdir ancak birkaç yıl içinde birbirlerinden tamamen soğurlar. Kadının evinde, kadının sülalesiyle yaşayan ve herkesin işine koşturan avukat artık boşanmak ister. Tam bu isteğini eşiyle paylaşacakken kadın beklenmedik bir şey söyler. Adam bunu başta krizi fırsata çevirmek olarak görüp rol yapsa da zamanla ikili yakınlaşmaya başlar ve eski günleri anımsarlar. İkisinin de kalbinin sesini dinlemeye başlaması, yavaş yavaş değişmesi güzeldi.

 Başta erkek karaktere gıcık olsam da zamanla aslında nasıl duygusal, düşünceli biri olduğunu görünce çok sevdim. Kadın karakter de soğuk görünüyordu ama yetiştirilme yapısından ötürü başka türlü davranmayı bilmiyordu bence. İletişimsizlik, yanlış anlaşılmalar, kendini doğru ifade etmemek, gereksiz alınganlık ve üçüncü kişilerin işe karışması derken güzel bir evliliğin nasıl sona yaklaştığını görmek şaşırtıcı olmuyor. İzlerken ister istemez bunların gerçek hayatta da ne kadar çok yaşandığını düşündüm. 

 Sonuna kadar ilgiyle izledim. Oyuncular çok uyumlu ve hoşlardı bence. Yan karakterlerin hikayesi de fena değildi. Sonlara doğru hikaye benim için daha anlamlı hale geldi. Umut hiç bitmemeli diyorum ve diziyi tavsiye ediyorum. :)


25 Eylül 2024 Çarşamba

Mihail (Kitap)

 


 Adrien çok iş değiştirdiği ve gezip tozduğu için çevresi tarafından eleştirilen bir genç. Toplum baskısı yüzünden annesi de üzgündür ama Adrien kimseye kulak asmaz, hayata farklı pencereden bakıyordur. Bir gün kitap okuyan üstü başı dağınık bir gençle karşılaşınca onunla dost olmak ister, onda görünenden farklı bir şeyler olduğunu sezer.

 Adrien bundan sonra Mihail'in peşini bırakmaz, onun sevgisini kazanmaya kararlıdır. Mihail ise bilgece lafları ve kendine has tarzıyla onu şaşırtmaktadır. Mihail, Adrien için eşi benzeri olmayan biridir ve onu daha iyi tanımak için elinden geleni yapar. Mihail'in tokat gibi çarpan lafları olsa da zamanla kendisine yakın davranmaya çalışan kişilere kendini açar.

 Kitabı çok sevdim, yazarı ilk kez okudum. Yazarın anlatımındaki nahifliği ve karakterlerin derinliğini sevdim. Özellikle Mihail karakteri çok farklı, merak uyandırıcı. Kitap boyunca onu Adrien gibi daha iyi tanımak için sabırsızlık hissettim ben de. Dostluk konusu gerçekten nakış gibi işlenmiş, böyle bir dostluğa imrenmemek elde değil. Herkese tavsiye ederim. 


Merak edilecek bir nesne gibi görmüyorum ki sizi, tam tersine, hayran olduğum bir insan sayıyorum...

Gözlerine bakarsınız, sizinkilerin aynıdır ve orada kendi arzularınızın sonsuzluğunu görürsünüz.

Siz, sakın sezdirmeyin onlara bir yaram olduğunu, yoksa hemen koşup ellerini daldırırlar bu yaraya.

Özgürlüğünü yitirmemiş insan, ruhunun yüce yanlarından da, zayıf yanlarından da habersizdir.


18 Eylül 2024 Çarşamba

Öfke Kin Haset ve Kurtuluş Yolları / Vampir (Kitap)

 

 Yine iki kitapla karşınızdayım. Kısa kısa anlatacağım. 


  Öfke, kin ve hasedi yenmenin yolları için ayet ve hadisler üzerinden öğüt veren bir kitap. Öfkenin gerekli olduğu anda nasıl kullanılacağına dair faydalı içerikler sunuyor. Tabii büyük oranda öfke tavsiye edilmiyor. Kişinin affedici olmasının ona sağladığı faydalar üzerinde duruluyor. Zor gibi görünse de öfkeyi yenmek ve affedici olmak düşünüldüğünden kolay. Bakış açımızı ve düşünce yapımızı değiştirip öfkenin zararlarını bilirsek zaten kendiliğinden bir şeyler değişiyor. Kitabın bana faydası olduğunu düşünüyorum. 


Şerri tanıyan kişi ise -ki sadece tanımakla yetinmeyip onunla mücadele yolunu bilirse- şerri engeller ve uzaklaşır.

Öfkelenme! Çünkü şeytanın âdemoğluna en fazla hâkim olduğu an, onun öfkelendiği andır.

Bu şekilde öfkeyi gurur ve cesaret olarak adlandırmak cehalettir.

Bir kişi uğradığı zulmü Allah rızası için affederse Allah (cc) Kıyamet günü o kişiyi izzet yönünden yüceltir.



 İlk kitabın ardından Vampir isimli ikinci kitabı okudum. Andrej yaşadığı değişimin ardından kendine ne olduğunu anlamaya çalışırken bir yandan esir edilmiş köylülerini kurtarmaya çalışır ancak işler umduğu gibi gitmez. Yolu zalim Vlad Tepesch ile kesişir. Herkesi hiç düşünmeden katledebilecek bu kişi Andrej'in sırrını öğrenmek için çabalar, onu yanında tutar. Andrej her şeye rağmen onu öldürmekte kararlıdır, böylesi bir zalimin ölmesi gerektiğini düşünür.

 Kitabı severek okudum ama yine ilk kitaptaki gibi bir şeylerin eksik olduğu hissini atamadım. Hikaye daha derin olabilirmiş, aksiyon bol olsa da yeterince heyecan hissedemedim. Sonu şaşırtıcı bitti, Andrej'in kabusu daha yeni başlıyor gibi. Serinin devamı var mı bilmiyorum ama şimdilik yetti bana. Türkler de düşman olarak geçiyor, iki taraf arasında zaman zaman çatışmalar oluyor.


Ölümü biliyordu, yine de öldürmeye hiçbir zaman alışamayacaktı.

Yaralanmazlığını hiçbir zaman silah olarak kullanmamalısın, duydun mu? Hiç kimse bunu bilmemeli.

Dikkatli olmakla hastalıklı kuşku arasındaki çizgi inceydi.


17 Eylül 2024 Salı

Sonbahar

 

 Merhabalar, bugün sohbet edesim var biraz. :) Eylülü de yarıladık, havalar biraz serinlemeye başladı. Güzel oldu. Bu aralar internet yerine kitapçıdan kitap almaya başladım. Uzun süre rahat rahat dolaşıp kitap seçmek iyi oluyor. Dün de yine Enes Kitap Sarayına gittim. Bu iki kitabı aldım, daha fazla alabilirdim ama hem kararsız kaldım hem nedense kafam şişti, bunaldım birden. Sıcaktı belki.  John Verdon kitaplarını seviyorum, bu da son çıkan kitabı sanırım. Tabii ben hiç sırasına göre okumuyorum, ne denk gelirse. 😅 Abdülkadir Geylani de merak ettiğim isimlerden, bu kitaptan başlayım dedim.




 Bir önceki alışverişimde de yine aynı yerden şunları almıştım. Ursula'dan okuyacağım ilk kitap olacak. Gazali'nin kitabını da bitirdim, yakında yazısı gelir.



 Bunun dışında hobilerimle pek ilgilendiğim yok, kendimi bayağı saldım. Yazdığım romana kaç gündür hiç bakmadım. Pek bir şey yapasım yok, vakit geçsin diye ara ara ev işi yapıyorum, babaannemleri ziyaret ediyorum. Hiç hesapta yokken gelişen durum neticesinde yeni planlar yapmaya başladım ve buna odaklandığım için evde kendimi misafir gibi hissetmeye başladım. Bana yine yol görünecek gibi ama ne zaman nereye belirsiz. Allah'tan hayırlısını istiyorum o yüzden. 😊
 
 Bu sıralar Queen of Tears dizisini izliyorum. Beklediğimden güzel çıktı, sardı bayağı. 😊 Perşembe günleri İhh'nın sohbet günü, oraya gidiyorum. Manevi anlamda da öyle bir ortamda bulunmak iyi geliyor. Bu hafta piknik de var hatta, gider miyim bilmiyorum. Çalışmaları da kapsamlı ve güzel gerçekten. Kendi şehrinizde varsa gidebilirsiniz. 😊


7 Eylül 2024 Cumartesi

Vahşetin Çağrısı (Kitap)

 


 Yazarın doğa ve hayvanlar üzerine yazdığı kitapları daha seviyorum. Her şeyi çarpıcı bir gerçeklikle anlatıyor. Buck adlı köpek yaşadığı yerden koparılır ve bir yabancıya satılır. Sonra kızak çekmesi için çok sayıda köpekle birlikte yaşamaya itilir. Önceleri işleyişi bilmeyen Buck zekası sayesinde çoğu şeyi çabuk öğrenir ve yaşamak için mücadele etmek zorunda kalır. İnsanlardan çektiği yetmiyor gibi kendisine rahat vermeyen diğer köpeklere karşı da uyanık olmak zorundadır.

 Gittikçe güçlenir ve insanların gözdesi haline gelir. Buck en başından beri çok fazla değişim yaşar, hayatın zor koşullarıyla yılmadan mücadele eder.

 Yazarın yalın ve gerçekçi anlatımı sayesinde okurken her şey gözümde canlanabiliyor. Yazarın iyi bir gözlemci ve analizci olduğu belli. Anlatımındaki incelik ve detaylar dikkat çekici. Hayvanların çektiği sefalet ve acıyı fazlasıyla hissettiriyor. Hayvanların vahşi koşullar altında kim bilir daha neler çektiğini düşünmeden edemiyorsunuz.


Sadece ortama uyum sağlıyor, farkına bile varmadan kendini yeni hayat tarzına uyduruyordu.

Öfkesi acıydı ama kör değildi. İçindeki parçalayıp yok etme tutkusunun aynısına düşmanının da sahip olduğunu aklından çıkarmazdı.

O kadar ıstırap çekmiş, o kadar perişan olmuştu ki aldığı darbeler canını daha fazla yakmıyordu artık.


Evde Kolay Saç Kesimi

 (Görsel: YouTube'dan alıntı)  Merhabalar. Uzun süredir pandemi ve pahalılık derken kuaföre gidip saç kestirmek de bir dert oldu. Zaten ...