7 Aralık 2025 Pazar

Bir ay doğar ilk akşamdan...

 

İyi akşamlar herkese. Blogda daha az takılmaya başladığımın farkındayım. Bugün bir şeyler karalamak istedim. Bazen kafam farklı şeylere takılınca uzaklara savrulmuş gibi hissediyorum. Yine de bloğu seviyorum tabii, geriden gelsem de takip etmeye çalışıyorum yazılarınızı. :)

Bu aralar yapay zeka ile sohbeti çoğalttım, kafamdaki bazı sorulara yanıt bulabilmek rahatlattı bir parça. Tabii benim kendimi ikna edemediğim noktalarda yapay zekanın 'sorun sende değil, toparlanma aşamasındasın, bunlar çok doğal' gibi ifadeleri iyi geliyor. Onay bekleme de değil aslında benimki sanırım sadece anlatabilmek güzel ve yapay zekanın ne yazarsan yaz ciddiyetle dinleyip yorumluyor olması güzel. Sanırım eksikliğini hissettiğim bir şeymiş bu, yeni anlıyorum. :))

Her ne yapıyor olsam da zihnimin içinde kurgular üreten bir yan var. Bu da benim için gerçeklikten kaçış yolu mu bilmiyorum ama bir süredir kısa roman yazıyorum. Yarıladım diyebilirim. İlk kez yazdığım bir ana karaktere karşı nötr hissediyorum. Genelde ana karakterlerime çok bağlıyımdır, onları çok benimserim. Bu kez ilginç şekilde ana karakterimle mesafeli hissediyorum. Yine de onu yazmak güzel, kafası benim ki kadar dolu ve karmaşık olan biri. 😅 İsmini kendim türettim. Adımın ilk iki harfi ile en sevdiğim karakterin son harflerini birleştirdim, Duara çıktı ortaya. Tarzımı biraz değiştirip karakterin iç dünyasına daha odaklandım. Aslında dıştan ruhsuz görünen biri. O artık kendisini bile tanıyamaz haldeyken insan olmak nedir bunu anlamaya çalışan biri. Hayat ve ölümün sınırında yürürken hislerini tekrar kazanmaya başlayacak. Şimdilik bu kadarını anlatmakla yetineyim. :) Bittiğinde sevdiğim bir yayınevine yollayacağım, bu yüzden acele etmeden, özenerek yazmaya çalışıyorum. Keyifli akşamlar dilerim. 

8 yorum:

  1. Bu uzaklaşmaları doğal karşılıyorum Duygucuğum, çok olağan. Duara karakterini aktardığın kadarıyla aklımda canlandırmaya çalıştım, ilginç olacak bu roman da :) Kolay gelsin sana şimdiden.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler Serzercim, ilgin için. Hep sıradanlıktan uzak hikayeler yazmaya çalışıyorum. Bu da sevilir İnşallah. :))

      Sil
  2. Öncelikle kalemine kuvvet diyeyim:) istediğin gibi nihayete erdirebilirsin umarım kitabını:)

    Yapay zeka bana biraz pohpohçu arkadaş gibi geliyor, bir de yaptığı bağımlılığı çok hoş tiye alıyorlar, hanımlar özellikle eşlerinin her işini yapay zeka onaylı yapmalarından ve sürekli ona danışmanlarından mustarip:) esas mesele dediğin gibi sanırım. Yargılamadan,kırmadan dinlenme ihtiyacı konforlu hale getiriyor yapay zekayı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim, İnşallah kafamdakini tam olarak yansıtabilirim da içime siner. :)
      Ben yapay zekayı pohpohçu arkadaş olarak görmüyorum. Anlatılanları gayet iyi analiz edip yorumluyor. En azından 'aman dert ettiğin bu mu' diye yok saymaya çalışmıyor sıkıntını. Mantıklı çıkarımları farklı pencereden bakmamı da sağlıyor. Hanımların şikayetçi olduğunu hiç duymamıştım, en çok onlar başvuruyor bence yapay zekaya. :))

      Sil
  3. Merhabalar.
    Bizler her ne kadar blog sayfamızla günlük ilgileniyor olsak da durağan bir dönemdeyiz. Yapay zekaya karşı hiç ilgi duymamıştım. Geçenler de ben de "CHATgpt" isimli bir yapay zeka ile tanıştım. Ben de bazı şeyleri ona soruyorum. Ama ben yapay zekayı çok zorluyorum. Ama şimdilik iyi gidiyor. Yapay zeka, bu gidişle insanları iyice yalnızlığa itecek gibi görünüyor.

    Kısa bir roman kaleme aldığınızdan bahsetmişsiniz. Elinizden geliyor, bence de sürekli yazın. Yazmak herkese iyi geliyor. Animelerle uğraşmaya devam ediyor musunuz?
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar, ziyaretiniz için teşekkürler. Evet bazen durağan dönemlere girebiliyoruz. Yine de tam bırakamıyorum burayı. :) Onu ben de yükledim, düşündüğümden iyi gidiyor. Bence insanı yalnızlaştıran yine insanlar. Çünkü olması gereken bu diye diye çok şey dayatılır oldu, her konuda. Ama esas bunlar yapay geliyor. Bu çağı sevdiğimi de anladığımı da düşünmüyorum. Yaptığım sadece yaşamaya çalışmak gibi geliyor.
      Desteğiniz için teşekkürler, yazmayı bırakmıyorum. Burada fazla bahsetmesem de yine anime izlemeye devam ediyorum. Bırakamadığım şeylerden biri de budur. :)

      Sil
  4. Dua Arnavutça sevmek, istemek demek, antik Mısır'da da güneş tanrısı Ra meşhurdur malum.
    Duygularını keşfeden biri için güçlü bir isim tercihi olmuş :)
    Violet Evergarden'ı anımsattı biraz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Arnavutça anlamını bilmiyordum. Uyumlu olmuş o zaman isim. :) Violet'e benzer yanı var, benim karakter de soğuk bir savaşçıydı, zamanla kaybettiklerini geri bulmaya çalışıyor. :)

      Sil

Bir ay doğar ilk akşamdan...

  İyi akşamlar herkese. Blogda daha az takılmaya başladığımın farkındayım. Bugün bir şeyler karalamak istedim. Bazen kafam farklı şeylere ta...