9 Şubat 2025 Pazar

Babaya Mektup (Kitap)

 


Yazarın babasına yazdığı fakat alıcısına ulaşmayan mektubu. Kısa bir kitap olduğu için çabuk bitirdim.

Franz Kafka babasının gölgesi altında büyümüş ve onun kendisini şekillendirmesine rağmen babasından gittikçe uzaklaşmış. Ona hissettiği yabancılaşmayı, geçmişten beri aralarındaki ilişkinin bozukluğunu mektupta detaylıca anlatmış. Babasının fiziksel anlamda bir zorbalığı olmadıysa da aşağılama, tehdit ve küçümsemelerine maruz kalmış. Bunun iç dünyasını ve babasıyla olan bağını nasıl olumsuz etkilediğini görüyoruz. Bence herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği kitap. Anne babanın bilinçli ya da bilinçsiz olarak yetiştirme adı altında dayattıkları çocukları çok etkileyebiliyor. Zaten herkes doğru şekilde eğitilebilse etrafta bu kadar sorunlu insan da olmazdı. Bağlar zayıfladıktan ya da koptuktan sonra geriye dönüş olmuyor pek. Çocukluğunda yaşadıklarını bu kez kendi evlatlarına yaşatıyor insanlar. Kafka da babasının dayatmaları, kendini acındırarak Kafka'yı suçlu hissettirmeleri, ezici lafları yüzünden babasından oldukça soğumuş. Yazdığı her satırda bunu görüyoruz zaten. Bu tarz davranan insanların okuyup da ders çıkarmasını isterdim de neredeee? 


Senin etkinden büsbütün bağımsız büyüseydim bile, senin gönlüne uygun bir insan olamazdım.

Üzerimde kaçınılmaz bir şekilde etkili oldun, ancak bu etkiye yenik düşmemi özellikle geliştirdiğim bir hainliğe yormaktan artık vazgeçmelisin.

Senin eğitim sırasında kullandığın son derece etkin, en azından benim üzerimde asla başarısız olmamış konuşma araçların şunlardı: Hakaret, tehdit, alay, haince gülümseme ve -tuhaf bir şekilde- kendine acımaydı.

Seninle ikimiz arasında esaslı bir savaş yoktu; benim işim kısa sürede bitmişti; geriye kalan kaçış, hayata küsme, üzüntü, içsel çatışmaydı.


2 Şubat 2025 Pazar

Sille Gezimiz

 


Blog arkadaşımız Tefrika ve kardeşi ile birlikte bugün Sille'ye gittik. Hava da güzel olunca çok hoş bir gezi oldu. Merkezin dışında ama yakın olduğu için ulaşım pek sorun olmuyor. Önce güzel bir kahvaltı yaptık, mekân ilgi çekiciydi. Zaten tarihi bir köy olunca binaların kendine özgü dokusu var. Sonra hediyelik eşya dükkanlarını dolaştık. Güzel ve çok uygun şeyler vardı. Ben mesela çömlek cezve aldım. 



Camiyi, Zaman Müzesini ve bir kiliseyi gezdik. İsimler aklımda kalmamış. :)) Zaman Müzesi tepede kaldığı için aşağı inmek biraz zor oldu. 😀 Oradaki rehber bize müzedeki saat, takvim vs. hakkında bilgiler verdi. Bir yerden sonra biraz sıkıldığım doğru, çünkü aklım köprüdeydi. :)) 








Şeytan Köprüsünü de görelim diye ısrar ettiğim için birkaç dakika içinde oraya  ulaştık. Garip, ne idüğü belirsiz yerlerden geçerek köprünün altına vardık. Kayalık bir yerdi ve köprüyü yakından çekmek için biraz tırmandık, macera yaşadık. Tefrika daha o sarp kayalıkları aşıp bilinmeyene yol alacaktı da ben düşüp kalırız aman dedim. 😅😂 





Sonra otobüse atlayıp baraja geçtik. Güzel manzarayı biraz izledik ve dolaşıp geri döndük. Oradaki kafeler kapalı olduğu için çay falan içemedik. Zaten akşam vakti de yaklaşıyordu, vakitlice döndük. :) Bir günümüz de böyle keyifli geçti. 






Babaya Mektup (Kitap)

  Yazarın babasına yazdığı fakat alıcısına ulaşmayan mektubu. Kısa bir kitap olduğu için çabuk bitirdim. Franz Kafka babasının gölgesi altın...